Ihlas Haber Ajansı tarafından
05 Aralık, 2024 20:15 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Doktor uyardı: “Rahim ağzı yaraları doğurganlığı olumsuz etkileyebilir”

Rahim ağzında yaranın (servikal erozyon), kadınların doğurganlık sürecinde karşılaşabileceği bir sağlık sorunu olduğunu belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Naziye Gürkan, “Bu durum gebeliği doğrudan engellememekle birlikte dolaylı yollarla doğurganlık üzerinde olumsuz etkiler oluşturabilir” dedi.
VM Medical Park Samsun Hastanesi’nden Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Naziye Gürkan, rahim ağzı yaralarının gebeliğe etkisi hakkında bilgilendirmede bulundu. Rahim ağzındaki yaranın, gebelik şansını tamamen ortadan kaldırmasa da döllenme ve embriyonun rahme tutunma sürecini zorlaştırabileceğini söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Gürkan, “Sağlıklı bir rahim ağzı, spermlerin kadın genital sisteminde kolayca yol almasını sağlar. Ancak yara varsa bu süreç sekteye uğrayabilir. Ayrıca rahim ağzındaki epitel dokusunun zarar görmesi, enfeksiyon riskini artırır. Bu enfeksiyonlar, üst genital sisteme yayılarak embriyonun rahme tutunmasını engelleyebilir veya tüplerde yapışıklıklara neden olarak kısırlığa (infertilite) yol açabilir. Bu yüzden çocuk sahibi olmayı planlayan kadınların düzenli doktor kontrolleri büyük önem taşır” diye konuştu.

"Tedavide farklı yöntemler uygulanabilir"
Erken dönemde teşhis edilen rahim ağzı yaralarının medikal tedavi veya yakma (koterizasyon), dondurma (kriyoterapi) ve LEEP gibi yöntemlerle etkili bir şekilde tedavi edilebileceğini söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Gürkan, “Tedavi süreci, yaraların büyüklüğüne ve durumuna göre smear testi ve HPV genotipleme sonuçlarına dayanarak planlanır. Bu tedaviler, sağlıklı bir serviks dokusunun yeniden oluşmasına katkı sağlar ve gebelik şansını artırır" şeklinde konuştu.

“Tedavi edilmeyen yaralar düşük riskini artırabilir”
Tedavi edilmemiş rahim ağzı yarası olan kadınlarda gebelik sırasında bazı problemler görülebileceğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Gürkan, “Örneğin, gebelikte cinsel ilişki sonrası kanama gibi durumlar çiftlerde endişeye yol açabilir. Ayrıca, yara zemininde gelişebilecek enfeksiyonlar düşük riskini artırabilir" ifadelerini kullandı.

“Sağlıklı bir gebelik için kontrol şart”
Rahim ağzında yara şüphesi olan kadınların mevcut durumu değerlendirmek ve gerekli tedaviye başlamak için bir jinekoloğa başvurmasının önemli olduğunu söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Gürkan, “Erken teşhis ve doğru tedavi yöntemleri, sağlıklı bir gebelik süreci için en iyi zemini hazırlar. Düzenli doktor kontrolleri, hem cinsel sağlığınızı korumanıza hem de genel yaşam kalitenizi artırmanıza yardımcı olur. Sağlıklı bir gebelik için ilk adımı atın ve uzman desteği almayı ihmal etmeyin” açıklamasında bulundu.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Asuman Doğan tarafından
04 Mayıs, 2025 13:51 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Safranbolu’nun Özgün Mimarisi Kayboluyor

Safranbolu’nun tarihi dokusu korunmaya çalışılırken, yeni yapı ve satışlar endişe yaratıyor.

Safranbolu, UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan ve Osmanlı döneminden kalma özgün mimarisiyle kent ölçeğinde koruma altında yer alıyor.
Bölgenin kültürel ve turistik değerlerini koruma amacıyla yapılan restorasyon çalışmaları ve projeler, bölgeyi hareketlendirse de, son zamanlarda bahçeli iki katlı evlerin satılık ilanlarıyla yer alması ve yeni yapıların geleneksel mimariye uygun olmaması endişe yaratıyor.
Emlak piyasasında yaşanan hareketlilik, Safranbolu’nun özgünlüğünü tehdit ediyor. Konakların bakım ve restorasyon maliyetlerinin yüksek olması, ev sahiplerini satışa yönlendiriyor. Bu durum, emlak piyasasında hareketlilik sağlarken, aynı zamanda bölgenin mimari bütünlüğüne zarar verme riski taşıyor. Çarşı ve Bağlar bölgelerindeki evlerin satılık ilanlarında yer alması ise bazı endişeleri açığa çıkarıyor. Çünkü o sokaktaki evlerin birçoğu artık kaderine terk edildi.
Emlak sektörünün önde gelen isimleri, Safranbolu’nun mimari kimliğinin korunması gerektiğine vurgu yapıyor. Karabük’te Emlakçı Hakan Ayhan şu değerlendirmeyi yaptı:
-“Bölgedeki restorasyon çalışmaları ve emlak hareketliliği, geleneksel mimarinin sürekliliğini tehdit ediyor”
Ayhan: "Safranbolu’da özellikle tarihi konakların restorasyonu ile satışı artarken, yeni yapıların geleneksel Türk evi mimarisine uygun yapılmaması ise endişe yaratıyor. Miras yoluyla hissedarlar arttıkça, bazı evlerin önünde satılık ilanı yazılarının daha da çoğaldığını görüyoruz. Ancak, bölgenin kimliğine uygun olmayan projeler, turizm açısından olumsuz etkiler yaratabilir. Bu nedenle, hem alıcılar hem de satıcılar çok daha bilinçli olmalı, restorasyon ve inşaatlarda geleneksel mimarinin esas alınması gerekiyor." dedi.
Safranbolu’da tarihi konaklarda satılık yazısının artmasıyla birlikte, hem turizm destinasyonunu hem de mahalle sakinlerini olumsuz etkilediği görülüyor. Safranbolu’nun özgün mimari yapısının korunmasının önemine vurgu yapan, Emlakçı Ayhan ile yapılan görüşmede, bölgedeki satış trendleri ve mimari uyum konuları detaylandırıldı.
Ayhan sözlerine şöyle devam etti:
"Ünlü sanatçı Hakan Peker’in restore ettiği ev gibi, bölgedeki tarihi konakların aslına uygun restore edilmesi, hem bölgenin kültürel değerlerinin korunması hem de turizm gelirlerinin artması açısından büyük önem taşıyor. Ama herkes bu duyarlılıkta olmayabiliyor ya da duyarlı oluyor ancak maddi açıdan imkanı sınırlı kalıyor. Bu konuda tarihi bir evin satışında, aslına uygun yenilenmesi şartı konularak, bununda en geç 1 yıl gibi bir sürede yapılması gerekebilir. İtalya’da bugün 1 Euro’ya ev alıyorsunuz deniliyor ama aslına uygun yenilenmeyi şart koşuyor. Burada bu uygulamaları ancak bilinçli alıcılar üstleniyor. Evlerde yaşam olmadıkça satın alınmasının bir manası da kalmıyor. Sit alanındaki evi koruma altında değilse villa tarzı geniş balkonlu, garaj kapılı ve özgün duvarların yıkıldığı modern yapılar yapılıyor, bu yapılar geleneksel yapıya uygun olmadığında, bölgenin bütünlüğüne ve özgünlüğüne zarar veriyor."
Emlakçıların, Safranbolu’nun kent dokusunun korunması adına, yerel yönetimler ve inşaat sektörü ile birlikte hareket etmesi gerektiğine dikkat çeken Ayhan, ayrıca bölgedeki emlak piyasasının sürdürülebilirliği için, restorasyon ve yeni yapımların geleneksel mimariye uygun olarak yapılması gerektiğine işaret ediyor.
Safranbolu’da, tarihi mirasın korunması ve ekonomiye katkı sağlayacak doğru adımların atılması, bölgenin geleceği açısından büyük önem taşıyor. Gelişmeleri yakından takip edecek bağımsız bir denetim mekanizmasının, bölgenin turizm ve emlak piyasasının, kültürel miras değerleri çerçevesinde şekillenmesinde rol alması bekleniyor.

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.