blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
09 Mart, 2024 08:24 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Devlet desteği alan 15 girişimci kadın, kestane işleme tesisi kurdu

Kastamonu’nun İnebolu ilçesinde bir araya gelen 15 girişimci kadın, Sosyal Gelişmeyi Destekleme Programı (SOGEP) çerçevesinde Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı (KUZKA) ‘nın sağladığı destekle, yörede üretilen kestanenin katma değerli ürünlere dönüştürüleceği bir tesis kurdu. Kurulan tesis tamamlanarak hizmete alındı.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü koordinasyonunda yürütülen Sosyal Gelişmeyi Destekleme Programı (SOGEP) çerçevesinde Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı (KUZKA) desteği ile İnebolu Belediyesi tarafından uygulanan “İnebolu’da İşleyen Eller Projesi” tamamlandı. 2022 yılı Ağustos ayında imzalanan proje sözleşmesiyle uygulamasına başlanan proje, 2024 yılının Mart ayında tamamlanarak hizmete alındı. Proje çerçevesinde yörede üretilen kestanenin katma değerli ürünlere dönüştürülmesi ve dezavantajlı konumda bulunan gençlerin ve kadınların istihdam edilmesi amacıyla kestane işleme tesisi kuruldu.
Güncellenen 2024 yılı rakamlarıyla 6 milyon 638 bin lira bütçeli projeye, KUZKA tarafından yaklaşık 5 milyon lira destek sağlandı. Sağlanan destekle, ilçede atıl durumdaki bir okul, yapılan tadilat sonrasında “Konveyör Yükleme Bandı, Kestane Eleme Kalibreleme, Kestane Silme Temizleme, Kabuk Zar Soyma Fırçalama, Hava Seperatörü Savurma, Doğrama Dilimleme, Kestane Püre Yapma, Teneke Kavanoz Dolum, Meyve Sebze Yıkama, Meyve Sebze Kurutma, Öğütme (Mikronize Öğütme) ve Vakum Paketleme Makinesi ile Kestane Dış Kabuk Alma, Konveyör Seçme Kontrol Bandı, Kestane Püre Karıştırma Kaynatma Kazanı ve Soğuk Hava Odası” ile donatılarak kestane işleme tesisine dönüştürüldü. Yapımı tamamlanan tesiste, kestane unu, kestane marmeladı, kestane püresi, kestane kreması ile taze kestane paketleme ve konserve kestane imalatı yapılarak pazara sunulacak. Tesisin kestane sezonu dışında atıl kalmaması için de, bölgede yetişen diğer meyve ve sebze gibi ürünlerin işlemesi ve paketlemesi yapılabilecek.
Diğer yandan ürünlerin pazarda tutunmasını sağlamak üzere markalaşma çalışmaları çerçevesinde Türk Patent ve Marka Kurumu’na marka tescil başvurusu yapıldı. Ürünlerin satışını desteklemek ve müşteri iletişimi güçlendirmek amacıyla internet sitesi kuruldu.
Yine proje çerçevesinde İnebolu’da projeden yararlanması hedeflenen 15 kişiye proje süresince muhasebe, satın alma, halkla ilişkiler, girişimcilik, temel yangın, ilk yardım, iş sağlığı ve güvenliği ile hijyen ve makine ekipman kullanımına yönelik 9 farklı eğitim verildi. Proje ile ilçede, dezavantajlı kesimlerin istihdama katılımının kolaylaştırılması, mesleki bilgi ve becerilerinin geliştirilmesine katkı sağlanırken, bölgedeki ihtiyaçlara uygun alanlarda nitelikli ve üretken beşeri sermaye artırılmış olacak. Diğer yandan sosyal yardım alan kesimlerin gelir düzeyinin artırılmasına katkı sağlayacak olan proje, toplumda dezavantajlı kesimlerin yaşam kalitelerinin yükseltilmesine ve sunulan hizmetlerin kalitesinin artırılmasına destek sağlayacak.

“Tesis sayesinde kestane katma değerli ürünlere dönüştürülecek”
İnebolu’da kadın kooperatifi tarafından işletilecek tesiste kestanenin katma değerli ürünlere dönüştürüleceği söyleyen KUZKA Genel Sekreteri Dr. Serkan Genç, “İnebolu İşleyen Eller Projesini, Sosyal Gelişmeyi Destekleme Programı (SOGEP) çerçevesinde İnebolu Belediyemiz ile birlikte yürüttük. Kalkınma ajansı olarak bizler bu projelerin yerellerde uygulamasını yararlanıcı kuruluşlarımızla birlikte gerçekleştiriyoruz. Belediyemizin kadın istihdamını arttırmakla alakalı fikirleri vardı. Bizlerde birlikte oturup neler yapabiliriz diye değerlendirdik. Kalkınma ajansı olarak kestane pazarı araştırma raporumuzu hazırladık. Bu noktada kestanenin türev ürünlerini bizler pazarda yüksek payının olduğunu görmüş olduk. İnebolu’nun kestane potansiyeli oldukça yüksek ve önemli bir ürünümüz. Özellikle sahil kesimindeki ilçelerimizde kestane toplanıyor ve üretiliyor. Fakat bu potansiyelin az bir kısmını değerlendirebiliyoruz. Böyle bir proje fikri oluşunca da İnebolu Belediyemiz ile birlikte projelendirdik. Şimdi de güzel bir tesisi ilçemize kazandırdığımız için mutluyuz. SOGEP’in amacı dezavantajlı kesimlerin sosyo-ekonomik hayata katılımını sağlamak. Sosyal ve ekonomik yanı olan bu tür projeleri destekleyerek hayata geçiriyoruz. Sosyal yanı da İnebolu’da kadın girişimcilerden oluşan ilk kez bir kadın kooperatifi kurulmuş oldu. Kadın kooperatiflerimiz oluşturulan bu tesisi işleterek kestane ürününü katma değerli ürünler haline getirecekler. Kestane unu, kestane marmeladı, kestane şekeri gibi birçok ürün bu tesiste işlenecek. Kestane sezonunun dışında da aktif olarak tesisin çalışmasına yönelik diğer tarımsal ürünlerin işlenebilmesi için tasarlanarak ekonomiye kazandırılması mümkün olacak. KUZKA olarak projenin yüzde 75’ine destek sağladık. Diğer kalan kısımlarını da İnebolu Belediyemiz üstelenerek projeyi hayata geçirdi” dedi.

“4 bin ton kestaneyi işleyebilecek kapasitedeyiz”
İnebolu Belediye Başkanı Mustafa Hüner Özay ise, “İnebolu’da bir kadın kooperatifi yoktu. Kadın kooperatifi kurup ilçemizdeki kadınları ekonomiye katma değer sağlar hale getirmek istedik. Bununla ilgili araştırma yaptığımızda KUZKA’nın destek sağladığını öğrendik. KUZKA ile birlikte projemizi hazırladık. Bakanlık onayı sonrasında ihale süreçlerini gerçekleştirdik. Ardından fabrikamızdaki bütün malzemeleri temin ettik. Burası yüzde 75 KUZKA destekli yaptığımız bir proje. Bu süreç akabinde de bu tesis ortaya çıktı. Şu anda bu fabrikanın yaklaşık 12 milyon lira civarında bir maliyeti bulunuyor. İlk kez İnebolu’da kadınlar kooperatif haline geldi. İnşallah önümüzdeki süreçte fabrikada ürün yelpazesini de genişletmek istiyoruz. Gerekli izinleri aldık. Bunun sonucunda da diğer ürünlerle çeşitlendirerek fabrikamızı aktif hale getireceğiz” diye konuştu.
Mutlu aileler oluşturmak istediklerini söyleyen Özay, “İlk etapta kestane ile başladık fakat kestane sezonluk bir ürün olduğu için bunun dışında ilçemizde bol miktarda elma, armut, kivi ve hurma yetişiyor. Herhangi bir katkı maddesi olmadan doğal ortamlarda bu ürünleri de kurutarak paketleyip halkımıza sunacağız. İnşallah tahmin ettiğimiz piyasayı oluşturup hem ilçemize hem kadınlarımıza hem köyde bu ürünleri yetiştiren üreticisine kadar kaynak sağlamış olacağız. Mutlu aileler oluşturmak istiyoruz, mutlu ailenin temeli de mutlu kadınlardan geçiyor. Şu anda kooperatifimiz 15 kişi ile kuruldu. Fabrikadaki ürünlerin çeşitliliğiyle birlikte bu sayıyı daha da arttırabiliriz. Fakat şu anda ilk etapta minimum 15 kişi ile bu fabrikayı çalıştıracağız. İlimizde doğal ortamda kurutma yapan ikinci tesis olduk. Bu da bizim için ayrı bir değer sağlıyor. Bu noktada kurutulmuş ürün üreten diğer üreticilere de hizmet verebileceğiz. Kadınlarımız burada para kazanabilecekler. Ayrıca 10 metrekarelik soğuk hava depomuzda mevsimine göre sezonluk ürünlerimizi koruyarak sezon sonunda daha iyi fiyatlara satmayı planlıyoruz” şeklinde konuştu.
Kestanenin çölyak hastalarına iyi gelen bir un olduğunu belirten Özay, “Kestanenin ununu değerlendireceğiz. Alerjik hastalıkların başında gelen Çölyak hastaları için faydalı olan kestane unu bize artı sağlayacak. Ayrıca pasta üretiminde kestane püresi çok kullanılan bir ürün haline geldi. Kestane püresi yapacağız. Kestane püresini burada yapıp piyasaya da satmayı planlıyoruz. Bunun dışında kestane şekeri yapacağız. Bizim kestanemiz Bursa kestanesine göre daha küçük ancak daha lezzetli. İnebolu kestanemiz, İstanbul’da kuzu kestanesi olarak satılıyor. Bizlerde kestanemizi en iyi şekilde değerlendirmek istiyoruz. Öncelikle çölyak hastaları için un üretimi, sonrasında kestane şekeri, kestane püresi gibi çeşitli ürünleri piyasaya sunacağız” ifadelerini kullandı.
İnebolu’da yaklaşık 4 bin ton civarında kestanenin olduğunu söyleyen Özay, şöyle konuştu: “Fakat toplanıp tüketilebilen yüzde 20 civarında, bizlerde bu oranı maksimuma çıkartmak istiyoruz. 4 bin ton kestaneyi işleyebilecek kapasitedeyiz. Yalnız öncelikle bu kestanenin toplanması gerekiyor. Toplandığı zaman biz, kestanenin tamamını işleyebilecek durumdayız. İnebolu ilçemiz, Abana, Bozkurt, Çatalzeytin, Küre, Doğanyurt’un tam merkezi konumunda bulunuyor. Bu yüzden çevre ilçelerden de kestane başta olmak üzere diğer doğal ürünlerde alıp fabrikamızda işleyeceğiz ve halkımızın tüketimine sunacağız”

“Yöremizde yetişen doğal sebze ve meyveleri kurutarak paketleyeceğiz”
İnebolu İstiklal Yolu Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi Başkanı Kevser Dumanoğlu da, “Kooperatifimiz, İnebolu Belediyesi’nin yaklaşık 18 aylık bir çalışması sonrasında KUZKA’nın SOGEP desteği sayesinde bu günlere kadar geldi. Tesis için hazırladığımız projemizin KUZKA tarafından kabul edilmesinin ardından, yer belirleme ve okul tadilatı yapılarak makine ve ekipmanları alındı. Bu sırada 15 üyemizle kooperatifimizin kuruluşunu tamamladık. Tesisimizde yöremizde bolca yetişen kestaneden, kestane unu, kestane püresi, kestane şekeri gibi çeşitli ürünler haline getirip paketlemesini yapacağız. Bu şekilde kestaneden yararlanmayı düşünüyoruz. Haricinde sebze doğrama makinesi, yıkama makinesi, meyve ve sebze kurutma makinesi var, bu makineler sayesinde yöremizde yetişen sebze ve meyvelerin doğranıp kurutulmasını sağladıktan sonra paketleyeceğiz ve satışını yapacağız. Elma, armut, kivinin yanı sıra meşhur Taşköprü sarımsağını da kurutarak satmayı düşünüyoruz. Kaynatma kazanımız var, bunda da konserve üretimi yapmak istiyoruz” dedi.

“Hayallerim olan tesiste olmam gerektiğini düşündüm ve bende katıldım”
Ev hanımı Arzu Çakıroğlu da, “İnebolu’da bol ve doğal olarak bulunan bütün sebze, meyve ve kuruyemişleri tesiste işleyip tüketiciye sunmak istiyoruz. Bu ürünlerin kurutması, konservesi olabilir amacımız üreticinin elindeki ürünleri tesisimizde değerlendirmektir. Bizler de bu sayede istihdama katkıda bulunarak kar elde etmek istiyoruz. Uzun süre böyle bir yerde çalışmak hayalimdi, benimle birlikte çalışmak isteyen ama çalışacak uygun bir yer bulamayan birçok kadın olduğunu düşünüyorum. Çalışmak istiyoruz ama nerede çalışalım, kendim bir işe girmektense benim gibi çalışmak isteyen birçok kadın arkadaşımla dayanışma içinde bir iş kurduk. Benim gibi düşünen kadınların haberlerini ve videolarını izlerken bende de bir istek ve arzu oluştu. Ben de yapabilirim dedim. Çalışma hayalimi kooperatifte gerçekleştirebileceğimi düşünerek katıldım. Amacımız, kadınlar olarak dayanışma içinde birbirimize destek olarak mutlu şekilde çalışıp evimizi de ihmal etmeden aile bütçesine katkıda bulunmak” diye konuştu.

MİLLET BAHÇESİ’NDEN NE HABER?
blank
Mustafa AKAY tarafından
23 Aralık, 2024 10:43 tarihinde yayınlandı
A+ A-

MİLLET BAHÇESİ’NDEN NE HABER?

MUSTAFA AKAY

Cumhuriyetin var ettiği bir kent son dönemlerde iyice köreldi. Avuç içi kadar olan bu kentte, her şey insanları üzüyor. Trafik alabildiğine karmaşık. Doğru dürüst yatırım alamıyor. Bina yapımından başka gelişen bir tarafı yok.
Eğitimde eskiden Türkiye'nin önde gelen kentlerinden birisiydi. Şimdilerde bu alanda da bir gerileme yaşanıyor.
Sağlık alanında ise tam bir felaket içinde.
Eğitim ve sağlıkta oklar hep özeli gösteriyor.
Oturulacak, kalkılacak mekanları yok denecek kadar az. Hava karardıktan sonra şehir merkezi tam anlamıyla bir ıssızlığa bürünüyor.
Böyle bir kenti vizyonu olmayanlar yönetince, yapılan yatırımlar da boşa gidiyor.
Buna, yaklaşık 10 yıl önce yapılan Kent Meydanını gösterebiliriz.
Yüzlerce ağacın kesilmesiyle ortaya çıkan boşluğu Kent Meydanı yapalım düşüncesiyle, betona çeviren bir anlayış hiçbir işlevi olmayan bu yeri merkezi hükümete devrederek, Millet Bahçesi yapımına yol verdi.
O zamanlar Kent Meydanı’nın 45 milyona mal edildiğine ilişkin iddialar ortaya çıkmıştı. Yapılan Kent Meydanı tam anlamıyla, betondu. Yeşili bulmak ya da görmek mümkün olmadan, bir yıl öncesinde yıkımına karar verildi.
Belediye Kent Meydanı’nı devrederken, hakkını yemeyelim 16 dükkânın tapusunu aldı ve kendi hanesine yazdı.
Bir seçim öncesi iktidar partisinin en büyük argümanlarından birisiydi Millet Bahçesi… Millet, Kent Meydanına gelecek, bedava çay içecek, kek yiyecekti. Çevre Bakanlığı’nın üstlendiği Millet Bahçesi'nde, yapılan 16 dükkânın dışında hiçbir gelişme görülmüyor. Meydan betona gömülmüş hissini veriyor yine.
Millet Bahçesi’nin kaça mal olacağı ve projesi konusunda da kamuoyu aydınlatılmıyor.
Yani, yine ülkenin kaynakları çarçur ediliyor.
Bir başka ülkede olsa, bu savurganlığın hesabı sorulur.
Zengin ülkeler yatırım yaparken kılı kırk yararlar. Bizde ise, "ben yaptım" mantığı egemen.
Düşünün, yurdun dört bir yanında böyle plansız, programsız yatırımların maliyetini.
Emeklisine üç kuruş maaşı hak gören anlayışın savurganlıklarının boyutu devasadır.
Yazık bu ülkeye. İyin üzücü tarafı bu tür savurganlıklarından milleti haberdar etmeyenlerin varlığı da vurdumduymazlığını artırmaktadır.
Bir seçim kazanmak uğruna milletin parasını çarçur edenlerin vicdanları rahat mıdır bilemiyoruz. Rahat diyenler olursa da onlara "sizin vicdanınız yok" deriz.

Görüş Bildir

blank

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.