Cumhuriyet Halk Partisi’nden 3 Aralık Dünya Engelliler Günü Mesajı
Cumhuriyet Halk Partisi Karabük İl Başkanı Vedat Yaşar, 3 Aralık Engelliler Farkındalık Günü nedeniyle yaptığı açıklamada engelli bireylerin toplumsal hayata tam ve eşit katılımını sağlamak için farkındalık çalışmalarının önemine değindi.
Yaşar: "Bugün bildiğiniz gibi 3 Aralık Engelliler farkındalık günü. Bugün çoğumuzun bildiği ama çoğu zamanda gözden kaçırdığı özel bir gün. Şöyle ki hepimiz bir engelli adayıyız. Sağlıklıyım diye güvenmeyelim. Bir an sonrası için ne durumda olacağımız meçhul dür. Bu bilinçle farkındalıklara bakarken, sosyal alan ve yaşamımız ona göre düzenlemek öncelikli aile sonrası esasta Yöneticilerimizin asıl görevi ve meselesidir. Bugün ülkemizde ve bölgelerimizde her alanda milyonlarca bu durumdaki engelli vatandaşımız yaşam mücadelesi vermektedir. Ancak yaşam şartlarının onlarında kolayca Hayatlarını idame edecekleri bir şekilde olmadıkları muhakkak tır. Bu tür durumları siyasi bir malzeme yapmak istememekte Engelli vatandaşlar için, bu güne kadar yapılanların maddi manevi yeterli olmadığı bir gerçektir. Kamu binaları, ulaşım araçları, park yerleri, Tuvaletler ve benzeri gibi yerler erişilebilir olmalıdır. Yapılacak olan İlk Genel Seçimlerde İktidar olduğumuzda Engelli vatandaşlarımız ve yakınları için hazırlıklarımız ve parti programımız derhal uygulamaya konulacak ve tüm alanlarda olduğu gibi bu alanda da rahatlatıcı çözümler uygulanacaktır. Toplumumuzda Engellilik genellikle bir eksiklik veya kaybedilmişlik olarak algılansa da, bu algıyı değiştirmek için farkındalık çalışmaları önemlidir. Engelli bireylerimizin sosyal hayata tam ve eşit şekilde katılımını sağlamayı Cumhuriyet Halk Partisi olarak sorgusuz desteklemektedir." dedi.
İHMAL EDEREK SONUNDA BÜYÜK BEKA SORUNU HALİNE GETİRDİK !
Tarımı ihmal ülkeye ihanettir. Anadolu toprakları 300 milyon nüfusa yetebilecek bir potansiyele sahipken, bugün maalesef kendi kendine yetemiyor. Tarıma dair ne varsa gübresinden tohumuna kadar ithal ediyoruz. Bunun için milyarlarca dolar ödüyoruz. Bizim kadar tarım ithalatı yapan kaç ülke var?
Demoğrafik yapımızın bozulmasından tutun sınırlarımızın dibindeki yeni oluşumlara kadar o kadar büyük beka sorunlarımız varken, birde tarımı beka sorunu haline getirdik. Tarım milli meseledir, siyaset üstüdür. Şimdi bu yazdıklarımı okuyunca, "Tarım ihmal edilmemiştir çiftçimizin yanındayız, çok büyük destekler veriyoruz" diyenler olacaktır. O yüzden mi bir zamanlar bu ülkede yetişen yüzlerce ürünü yüzlerce milyar dolar ödeyerek, dünyanın her yerinden ithal ediyoruz ?
Ülkemizde tarım arazileri büyük bir hızla azalıyor, buna bağlı olarak kırsaldaki genç nüfusda azalıyor. Yüksek üretim maliyetleri nedeniyle çiftçi üretmekte isteksiz davranıyor. Nitekim yüzölçümü 78,35 milyon hektar olan Türkiye'nin, uzun ömürlü bitkilerle beraber toplam arazi miktarı son 20 yılda 26,6 milyon hektardan 23,9 milyon hektara geriledi.
Artan ülke nüfusuna oranla artması gereken tarım arazilerimiz; son 20 yılda yüzde 9 oranında azaldı. Bunun temel nedenlerinden biri tarım arazilerinin turizm ve madencilikte kullanılması, ikinci neden tarım arazilerinin yerleşime açılması.
2002 yılında % 35 olan tarım sektöründe çalışanların oranı 2024 yılı itibariyle 14.8 e düşmüş. Çiftçinin borcu 20 yılda 187 kat artmış. 2005 yılında 5 milyar TL olan çiftçinin borç tutarı 2025 yılında 935 milyar TL olmuş Bu sürede çiftçiye verilen destek ise sadece 33 kat artmış.
Aşağıda sıraladığım şu maddelere parti programında yer veren ve milletimize bunların kararlılıkla, taviz vermeden uygulanacağını garanti eden bir muhalefet partisi var mı?
1.) Geçmişte, tarımda kendi kendine yeten ülkemizi; Başlatacağımız büyük tarım seferberliği ile tekrar hem kendi kendine yeten hemde tarım ürünleri ihraç eden bir ülke haline getireceğiz. 2.) Elektriği kamulaştırarak halkımızın ucuz elektrik tüketmesini sağlayacağız. Özelleştirilen tüm stratejik kurumlarımızı ve fabrikalarımızı tekrar devlet güvencesine alacağız. Ülkemizin en büyük sorunu olan işsizliğin önüne geçmek için süratle yeni fabrikalar ve iş yerleri açacağız. 3.) Tarımla birlikte en çok ihmal edilen eğitimde gerçek bir reform yaparak çağı yakalayan dünya ile rekabet edebilen bir eğitim sistemini hayata geçireceğiz. 4.) Bilimde; teknoloji ve arge de dünya ile rekabet edebilen bir ülke olmanın yollarını açacağız.Teknik eğitime ağırlık vereceğiz. 5.) Her türlü görevlendirmede mutlaka liyakati esas alacağız. 6.) Devlet ihalelerini adam kayırmadan açık ve şeffaf bir şekilde hak eden şirketlere vereceğiz. Ülkenin acil ve hayatı yatırımlarına öncelik vereceğiz. 7.) İsrafa şatafata, saltanata ve gereksiz harcamalara son vereceğiz. 8.) Üniversitelerimiz kendi rektörlerini kendileri seçecek. Bilim adamlarımız özgürce korkmadan düşüncelerini ifade edebebilecekler.
) Kuvvetler ayrılığı, hukukun üstünlüğü ve bağımsız yargıyı mutlaka hâkim kılacağız. 10.) Düzensiz göç mutlaka önlenecek. Ülkenin demografik yapısının bozulmasına asla müsaade edilmeyecek. Ülkenin her yerinde diledikleri gibi ikamet eden, en büyük kentlerde kendilerine istedileri gibi “gettolar” yaratan ve doğumlar nedeniyle sayıları hızla artan Suriyeliler uygun şartlar sağlanarak en kısa sürede ülkelerine geri gönderilecek.
Bana göre, bu hükümlerin tamamını parti programına koyan ve kararlılıkla hayata geçirebileceğine halkı ikna edebilen bir muhalefet ne yazık ki yok! Çeşitli muhalefet partilerinin programlarında yazdıklarımın bir kısmı farklı cümlelerle mutlaka vardır. Ancak, açık, net ve gerçekçi çözüm yollarıyla yer almadığı kanaatindeyim.
İşte bu nedenle ülkede iktidar kadar muhalefet sorunu da vardır.