Ihlas Haber Ajansı tarafından
29 Nisan, 2024 11:04 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Çocukların gizlediği dijital zorbalığa dikkat

Son yıllarda dijital mecralarda geçirilen süreler her geçen gün artıyor. Özellikle çocukların dijital zorbalığa maruz kaldıktan sonra içine kapandığına dikkat çeken uzmanlar, bu sorunun ise çeşitli psikolojik travmalarla sonuçlanabileceği uyarısında bulunuyor.

Teknolojinin hızla geliştiği son yıllarda özellikle çocuklar oyun, sokak, park ve halı saha ortamından çıkarak dijital ortamda olmaya başladı. Dijital ortamda bir çok tehlikeye dikkat çeken uzmanlar, çocukların gizlediği dijital zorbalığın önlem alınmaması halinde çeşitli psikolojik travmalarla sonuçlanabileceği uyarısında bulunuyor. “Birçok ebeveyn aslında çocuğunun zorbalığa uğradığının farkında bile değil” Konya Teknik Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksek Okulu Görsel İşitsel Teknikler ve Medya Yapımcılığı Bölümü Başkanı, Bilişim Uzmanı Doç. Dr. Yağmur Küçükbezirci, “Eskiden birebir yapılan zorbalıklar, bizim kendi dönemimizde bu dijital çağdan önce okul çağlarında olan veya daha sonraki çağlarda yaşadığımız bütün o zorbalıklar tamamıyla dijital alana yöneldi. Dijital alanda maalesef dijital zorbalıklar diye tırnak içerisinde özellikle belirtmek istiyorum zorbalıklar başladı. Bu konuda birçok ebeveyn aslında çocuğunun zorbalığa uğradığının farkında bile değil. Çünkü çocuk içine kapanıyor, söylemiyor. Bu dijital zorbalık dediğimiz olay, çocuk sosyal medyaya girdiğinde veya bilgisayar oyunları oynarken hiç bilmediği insanlarla tanışabiliyor, onlarla temas edebiliyor, bir iletişim içerisine girebiliyor. Burada karşı taraf çocuğun resmi, fotoğrafı veya videosunu isteyebiliyor. Bunları aldığı zaman şu anda deep fake (derin sahtelik) denilen dijital uygulama yapılarak onun yüzü veya fiziksel görüntüsü başka görüntülerle birleştirilip farklı amaçlarla kullanılabiliyor. Özellikle burada çocuklar tehdit ediliyor. Gerek maddi anlamda gerekse farklı konularda çocuklar tehdit edilip siber zorbalık uygulanabiliyor. Bu konuda benim öncelikle çocuklara tavsiyem yani o bilgisayar kullanan çocuklara tavsiyem; bilmediğiniz insanlarla ne bilgisayar oyununda ne sosyal medyada ne de farklı sosyal mecralarda iletişime geçmeyin. Ailelere tavsiyem de şu olur kesinlikle, çocuklarınızla anne ve baba ilişkisinden daha da öte arkadaş ilişkisi kurup çocuğunuzun hangi sitelere girdiği, kimlerle temas ettiği, kimlerle görüştüğüne dikkat etmeleri gerekiyor" dedi. "Dijital dünya öyle dışardan görüldüğü gibi saf ve masum değil" Çağın en büyük sıkıntısının siber zorbalık olduğunu söyleyen Bilişim Uzmanı Doç. Dr. Yağmur Küçükbezirci, "Bu ilkokul, ortaokul ve lise çağlarında yaşanabiliyor. Çocukların fotoğrafları alınıp ya da bazen çok güveniyor karşı tarafa kendi fotoğraflarını gönderebiliyor. Bunlarda olumsuz yönde kullanılabiliyor. O anlamda bunun yaşı da yok. İlkokul, ortaokul, lise hatta yetişkinler için bile siber zorbalık yapılabiliyor. Buradaki en çok dikkat edilmesi gereken nokta şu; dijital dünya öyle dışardan görüldüğü gibi saf ve masum değil. Hatta ailelere bazen şunları da söylüyorum. Siz çocuğum dışarda, sokakta oynamıyor güvenli bir şekilde evimizin içerisinde kendi odasında oturmuş bilgisayarı veya tabletin başında çalışıyor diyorsunuz ancak inanın bazen o bilgisayar, tablet veya dijital oyunlar dış dünyadan daha tehlikeli olabiliyor" ifadelerini kullandı. "Maalesef biz sosyal medyada dünya ortalamasının üzerindeyiz" Dijital mecrada kullanım yaşının gün geçtikçe düşmeye başladığını ifade eden Doç. Dr. Küçükbezirci, "Ülkemizde de maalesef dünya ortalamasına baktığımız zaman sosyal medya kullanımında dünya sıralamasında yerimiz var. Türkiye Cumhuriyeti olarak sosyal medyayı fazlasıyla kullanıyoruz. Burada tabii ki olumsuz anlamda şunları söyleyebiliyoruz; bir çocuk sosyal medya kullanırken özellikle yaş anlamında söylüyorum, yaş ortalaması gün geçtikçe aşağı doğru iniyor. Bunun sebeplerinden bir tanesi şu; ebeveynler tarafından çocuklarını susturmak için eskiden emzik veriliyordu şimdi telefon veya ekran veriliyor. Bu şekilde çocuklar susturulmak adına ya da oyalanmak adına dijital dünya ile çok erken yaşlarda tanışmış oluyor. Bununla ilgili bir örneğimiz var; anne çocuğunu emziriyor, küçük yaşlarda çocuğu emzirirken eline telefon veriyor ve çocuk her karnı acıktığı zaman götürüyor annesine cep telefonunu gösteriyor. Karnım acıktı anlamında burada bir şartlandırma var. Sosyal medya kullanım yaşı Türkiye Cumhuriyeti olarak söylüyorum maalesef biz sosyal medya kullanımında dünya ortalamasının üzerindeyiz" diye konuştu.(İHA)
blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
09 Mart, 2025 12:52 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Hamsi bitti, tekneler erken “paydos” etti

Denizlerde 15 Nisan’da başlayacak av yasağına kısa bir mühlet kala balıkçılar denizlerde hamsinin neredeyse bitmesiyle bir arada erken "Paydos" edip teknelerini limana demirleyerek ağlarını ve teknelerini bakıma almaya başladı.
Balık av döneminin bitimine kısa bir mühlet kala dönemi kapatan Trabzonlu balıkçılar, teknelerini limana çekti. Bu dönem bol biçimde avlanan palamuttan umduğunu bulan balıkçılar hamside ise istenilen avı gerçekleştiremedi. Trabzon’daki farklı limanlara demirleyen kimi balıkçılar gelecek dönem için şimdiden teknelerini ve ağlarını bakıma alırken, kimileri da Orkinos avı için Akdeniz’e gitmeye hazırlanıyor.
Yoroz limanına demirleyen gemi sahiplerinden Emrehan Köroğlu bu dönem balıkçılık ismine uygun geçtiğini belirterek, "Bu dönem bizim açımızdan hoş geçti. Makus demeyelim yeterli geçti. Palamut avı hayli uygundu. Palamut avından sonra hamsi avına başladık. Aslında hamsi pek beklemiyorduk fakat biraz hamsi avı da oldu. Balık olmayınca ve çıkan balık da masraflarımızı karşılamayınca paydos ettik. Son devirde hamsi ve istavrit vardı, onlar da daha sonra olmayınca bitirdik. Şu anda ağlarımızın bakımı ve tamiri ile uğraşıyoruz, yakında biter. Tekrar nasipse 1 Eylül’de tekrar palamut avına başlayacağız" dedi.

Erken paydosun sebebi hamsinin bitmesi
15 Nisan’a kadar tekne tamiratıyla ilgilenip dönemi kapatacaklarını lisana getiren balıkçı tayfalarından Harun Genç, "Artık balık avına çıkma sona erdi. Bu sene bereketliydi, palamut bayağı oldu. Hamsi de oldu fakat geçtiğimiz yıllara göre biraz daha az oldu. Erken paydos etmemizin sebebi biraz da hamsiye bağlı oldu. Hamsi avı olması gerektiği üzere olmayınca biz de bitirdik. Bu mühlet zarfında da ağlarla ilgilenip dönemi büsbütün kapatacağız" diye konuştu.

"Son 10 yıla bakınca dönem düzgün geçti"
Hamside dönemin bittiğini istavritin de bitmeye yaklaştığını kaydeden balıkçı tayfalarından Taner Kul ise "Biz genelde hamsi avına çıktığımız için hamsi de bittiği için demirledik. Ağımızı temizledik, eksik olan yerleri de tamamlayıp önümüzdeki döneme hazır etmeye çalışıyoruz. Son 10 yıla bakarsak dönem güzel geçti. Bol halde palamut vardı, beşerler doyasıya yedi. Çabucak çabucak bu vakitlerde paydos ediyoruz. Bundan sonra ağ tamirlerinin akabinde orkinos kotası olanlar orkinos avına gidecekler. Biz burada bir aylık bir müddette bakımlarımızı yapacağız. Daha sonrasında ise ya öteki gemilerin ağlarını yapmaya gideceğiz ya da orkinos avına gideceğiz" dedi.
Öte yandan denizlerde trol ve gırgır ağları ile avcılık yapan balıkçılar için 1 Eylül’e kadar sürecek yasak 15 Nisan’da başlayacak.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.