Karabük Postası tarafından
24 Temmuz, 2023 15:39 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0

CHP’den AK Parti’ye Lozan ve Basına Sansür Tepkisi

Türkiye topraklarının çizildiği Lozan Antlaşması’nın 100’ncü ve basından sansürün kaldırılışının 115’inci yıldönümü sebebiyle CHP Karabük İl  Başkanlığında basın açıklaması düzenlendi. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Karabük İl Başkanı Vedat Yaşar, Lozan Barış Antlaşması'nın 100. Yılı ve 24 Temmuz Basın Bayramı ve Basından Sansürün kaldırılışının 115. yılı nedeniyle düzenlediği basın açıklamasında AK Parti İktidarına tepki gösterdi. Lozan Barış Antlaşması’nın 100. yılı nedeniyle Cumhuriyet Halk Partisi’nin 81 ilde eş zamanlı olarak düzenlendiği basın açıklamasını CHP Karabük  İl Başkanı Vedat Yaşar Karabük  kamuoyu ile paylaştı.  Basın açıklamasına Merkez İlçe ve İlçe Başkanları ile İl Yöneticileri de katıldı. İl Başkanı Vedat  Yaşar açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Bugün emperyalizme karşı verdiğimiz Kurtuluş Savaşımızın zafer belgesi, Cumhuriyetimizin tapu senedi Lozan Antlaşması'nın 100. yıldönümünü kutluyoruz. Bugün tarihi bir gün. 780 bin kilometrekarelik ülke topraklarımızın, Türkiye Cumhuriyeti'ne ait olduğunu egemen devletlere kabul ettirdiğimiz bir gün. Lozan Barış Antlaşması'yla; Emperyalist güçlerin aralarında pay etmeye yeltendiği vatanımızın sınırları zaferimizle çizildi.Kapitülasyonlar kaldırıldı. Ekonomimiz millileştirildi. İç/dış borçlarımızı ve kaynaklarımızı denetleyen Düyun-ı Umumiye belasından kurtulduk. İktisadi bağımsızlaşmanın önü açıldı.Yunanistan'da kalan Türk azınlığının hakları güvence altına alındı. Kıyılarımıza yakın adaların gayri askeri statüsü teyit edildi. Lozan, topraklarımızı karış karış bölen, yoksul halkımızın tüm varlığını yabancı güçlerin insafına terk eden, saltanatın tacını ve tahtını korumak adına halkı kendi yurdunda esire dönüştüren, Sevr Anlaşması'nı tarihin çöplüğüne atan diplomatik zaferin adıdır. Cumhuriyetimizin ve partimizin kurucu Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi: "Lozan Barış Anlaşması, Türk Ulusu'na yüzyıllardan beri hazırlanmış ve Sevr Anlaşması ile tamamlandığı sanılmış büyük bir suikastın yıkılışını anlatan bir belgedir. Osmanlı tarihinde benzeri bulunmayan bir siyasal utku eseridir.” Lozan saltanat sevdalılarına, emperyalizme, mandaya karşı mücadelemizin zaferle taçlandırdığımızın belgesidir. Lozan, dünya üzerinde saygın bir ülke olarak yer almamızın teminatıdır. Lozan'ı hafife alan, subjektif ve maksatlı söylemlerin nesnesi haline getiren, hatta kinle yaklaşanlar, İnönü'ye, onun üzerinden Atatürk'e, Cumhuriyetin kurucu kadrolarına ve değerlerine düşmanlık etmektedir. Özgürlüğümüzün ve bağımsızlığımızın tapu senedi olan Lozan'a giden süreci inşa eden ve antlaşmayı hayata geçiren başta Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ve 2'nci Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımız İsmet İnönü ile milli mücadele kahramanlarımızı saygı ve minnetle anıyoruz. Kurucu değerlerimiz ve kurucu kadrolarımızın hedef ve idealleri, geçmiş 100 yılda olduğu gibi önümüzdeki yüz yıllarda da vazgeçilmez yol göstericimiz olmaya devam edecektir. Biz, CHP olarak, Kanun Teklifimizi Meclis Başkanlığına sunduk. Lozan Antlaşması'nın imzalandığı 24 Temmuz resmi bayram olarak kutlanmalıdır. " "İKTİDAR SANSÜRLE TOPLUMU DİZAYN ETMEYE ÇALIŞMAKTADIR" Basından sansürün kaldırılışının yıl dönümü olan 24 Temmuz Basın ve Gazeteciler Bayramı ile ilgilide açıklamada bulunan CHP İl Başkan  Vedat Yaşar, "Bugün aynı zamanda basında sansürün kaldırılışının 115. yıl dönümü. 24 Temmuz'un basın için bayram olmaktan çoktan çıktığı günleri yaşıyoruz. Ne yazık ki basında sansürün kaldırıldığı 1908 istibdat koşullarından çok daha kötü koşullarla karşı karşıyayız. Gazetecilerin, basın emekçilerinin dövüldüğü, tehdit edildiği, hapse atıldığı; basın kurumlarının kapatıldığı; ekranların karartıldığı; erişim engellerinin fikir suçlarının sansürün ve soruşturmaların olağanlaştığı bir dönemden geçiyoruz. Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde 180 ülke arasında 2002 yılında 100. sıradayken bugün 165. sıraya kadar gerileyen ülkemizde, basının durumu demokrasimizin de içler acısı durumunu gözler önüne sermektedir. İktidar, geldiği günden beri Türkiye'de halkın haber alma hakkını yazılı, görsel ve sosyal medya üzerinden sistemli olarak gasp ederek, toplumu dizayn etmeye çalışmaktadır. Gazeteci adı altında satın aldığı yandaşlarıyla adaletsizliği, haksızlığı, yolsuzluğu ve yoksulluğu görünmez kılmaktadır. Unutmayalım ki, Çin'den sonra dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi olan Türkiye'de, bu sorun sadece gazetecilerin değil; tüm toplumun sorunudur. Biz, CHP olarak, özgür medyayı ve dolayısıyla halkın haber alma hakkının gasp edenlere; basın emekçilerinin sendikal haklarını en alt seviyelere indirenlere; korku, sansür ve hapis üçgeninde basını tehdit edenlere karşı, kalemini satmayan, gazeteciliğin meslek ilkelerine ve etiğine sahip çıkan saygın ve özgür gazetecilerin yanında olacağız" dedi.  (Haber Merkezi) https://www.youtube.com/watch?v=VN0Y-p9QcA0  
Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Haber Merkezi tarafından
18 Haziran, 2025 14:15 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Safranbolu’da Zabıtanın Kestiği Cezalar Esnafı İsyan Ettirdi

Safranbolu’da hizmet veren Tarihi Safranbolu Kadayıfçısı, dükkanının önüne koyduğu şemsiyenin kaldırım işgali gerekçesiyle zabıta ekipleri tarafından kaldırıldığı iddia edildi.

İşletme sahibi Fatih Akça, doğup büyüdüğü Kıranköy’e hizmet vermek amacıyla açtıkları yöresel lezzetlerin yapıldığı ekmek kapısına ceza üstüne ceza kesildiğini bildirdi. Aynı zamanda sokaktaki diğer işletmelerinde kaldırımı işgal ettiğini söyleyen Fatih Akça, “Şu an dükkana yaptığım yatırımı bile karşılayamıyorum, üstelik kiracıyım. Artık ceza ödemekten bıktım ve ödeyecek durumum da kalmadı” dedi.

 Fatih Akça konuşmasında: “İşletmelerde çifte standart olmasın, bizi şikayet edenlerin olduğu söyleniyor. Bize siz de komşularınızı şikayet edin bile deniyor,  ben komşularımı niye şikayet edeyim. Yazıktır, günahtır” diyerek zabıtanın en son cezayı da kaldırımı işgal ettiği için şemsiyeden kestiklerini söyledi.

GEÇİM KAPIMIZI KAPATMAMIZI İSTİYORLAR

Akça konuşmasında: “Bizim bahçede müşterilerimizi ağırlamak için yerlerimiz var. Kapımızın önünde müşteri ağırlamak gibi bir derdimizde yok. Sadece müşteriyi karşılıyoruz. Burada bir şemsiye olduğu zaman, en azından sabah 10’dan akşam 18’e kadar güneşin altındayız. İçeriden doğru da müşteriyi karşılayamıyoruz. İllaki kapıda durmamız gerekiyor. Bir şemsiye koymuştuk. Onu da kaldırdılar. Görüldüğü gibi diğer esnaflarda şemsiyeler var. Bu yoldaki esnafların birçoğunun kaldırımda ürünleri bulunuyor. Kaldırımda yürünemiyor ama biz onlar kaldırsın demiyoruz. Bizdeki şemsiyenin kimseye zarar verdiğini düşünmüyoruz. Biz üç defa ceza yedik. Ödediğim ve ödeyemediğim cezada var. Sadece müşteri karşılamak istiyoruz. Buraya kamyonet, araba park ediliyor. Buranın otopark haline getirileceği söylendi. Belediye Başkanı bizzat söyledi. Ancak bizim dükkan yüksek olmağı için büyük bir araç geldiğinde dükkanın kapısı hiç görünmüyor. Karşıda ikinci el eşya bile satılıyor. Bize deniliyor ki siz de şikayet edin, biz niye komşularımızı şikayet edelim. ‘Ama sizi şikayet ediyorlar o nedenle ceza kesiyoruz’ dediler. Birileri bizim kapatmamızı istiyor. Bizim ekmeğimizle oynamasınlar. Ben buraya çok masraf yaptım. İnanın burası çöplük gibiydi, tinercilerden ayıkladım. Şimdi bana burayı bırakmam için ceza üstüne ceza kesmenin ne anlamı var bilemiyorum. Benim ve kardeşimin tek geçim kaynağı bu dükkan, beni neden cezalandırıyorsunuz?” diyerek isyan etti.

Haber videosu için TIKLAYINIZ!

Bizi sosyal medyadan takip edin