7 Haziran seçimlerini değerlendiren CHP İl Başkanı Erdoğan Dinçel 2011 seçimlerine göre; başarıyı yakalayamadıklarını ve oy kaybı yaşadıklarını söyleyerek, Milletvekili çıkarmayı başaramadık ama dibe vurmuş bir Partiyi ayağa kaldırdık. CHP Örgütleri ilk defa kenetlendi, dayanışma duygusu gelişti, sağlamlaştı, bütünleşti, önümüzdeki döneme daha iyi hazırlanabileceği ve önümüzdeki dönemde çok daha büyük başarıları yakalayabileceğinin iyi bir sınavını verdi” dedi. Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanı Erdoğan Dinçel, 7 Haziran tarihinde yapılan genel seçimleri değerlendirdi. Seçimlerin ülkeye millete hayırlı olması temennisinde bulunan Dinçel, “Milletvekili seçilen arkadaşlarımızı kutluyorum. Umarım görevlerini en iyi şekilde yaparlar. Karabük’e vekillik yaparlar. Biz de CHP olarak onları izleyip, gerekli değerlendirmelerimizi yapacağız” dedi. ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMLERDE BU BAŞARIYI YAKALAMAK İSTİYORUZ Cumhuriyet Halk Partisinin toplumun her kesiminin desteklediği, beklediği projelerle seçim kampanyasına başladığını belirten Dinçel, “İl Örgütü olarak başarılı olamadık diyebiliriz. 3 aylık bir kampanya ile sürece başladık. Bu üç ayda bir taraftan yeni yönetim oluştu, bir taraftan örgütler oluşturuldu, diğer yandan aday belirleme süreci ve ön seçim. Bunlar çok kısa sürede oldu. Böyle seçime gidiydi. Umutluyduk, ülke genelinde projelerimiz beğenildi, takdirle karşılandı. Aynı şekilde Karabük’te de böyle bir ivme yakaladık, yada biz öyle sandık..Ama kamuoyu da aynı bakıyordu. Biz elimizden geleni yaptık. Gece gündüz çalıştık, ama milletvekili çıkartamadık. 2011 Genel seçimleri ile kıyaslarken, 2500 gibi bir oy kaybımız var.Tabii değerlendirme yaparken nerden baktığınız önemli. Tüm Partililer kendilerini başarılı azlediyorlar. Peki başarısız kim? Son seçimlere baktığımızda CHP’yi başarılı görebiliriz. 2014 seçimlerinde CHP, İl Genel meclisinde yüzde 12 oy almış bu tabiî ki çok düşük bir oy oranı, hiçbir Belediye alamamış ve beklide Karabük’te tarihinin en büyük yenilgisini almış ve örgüt bir çöküntüye girmiş, bunun akabinde yönetim değişikliği ile örgüt ayağa kalkmış, yeniden toparlanma sürecine girmiş. Buradan baktığımızda başarı diyebiliriz. Ama 2011 seçimlerine baktığımızda o başarıyı yakalayamadığımızı ve oy kaybı yaşadığımızı görüyoruz. Ama biz şunu söylüyoruz. Sonuç itibariyle bir seçimde CHP gibi bir parti Milletvekili çıkaramamışsa beklenen başarıyı yakalayamamış demektir önemli olan budur bu nedenle onun dışındaki tartışmaları yapmanın da bir anlamı yoktur. Tabiki bu süreçte bir çok olumsuzlukla mücadele ettik. Yeni kurulan bir örgüt, yeni bir dinamizm, dibe vurmuş bir partiyi ayağa kaldırmak, tarihinin en büyük yenilgisini almış moral çöküntüsü içinde olan bir partiyi ayağa kaldırmak ve yeni bir örgütlenme yapmak görevi öyle 3-4 ayda yapılacak bir çalışma değildir. Ama biz bunu gerçekten başardık. Ancak tabiî ki bir çok zorlukla karşılaştık. Neydi bunlar? Devletin gücü karşımızdaydı, Devlet gücü ile mücadele ettik, iktidar her türlü baskıyı, her türlü tehdidi, şantajı, rüşveti kullandı. Bunun dışında Belediye ile mücadele ettik. Bir çok partilinin de oylarını alarak seçilen Sayın Belediye Başkanı kendi kampanyasında bile yapmadığını bu bu kampanyada yaparak direk Belediyeyi seçim çalışmalarının içine sokmuştur. Belediyenin tüm imkanlarını kendi siyasi partisi lehine kullanmıştır, bunu gördük, bunu kimse inkar edemez. Seçim yasakları olmasına rağmen sürekli açılışlar, sürekli sertifika törenleri, sertifika törenlerinde adaylar ne yapıyorsa onu da anlamış değilim. Temel atmalar, açtığı yerleri yeniden açmalar, yapacağını umduğu şeyleri büyük büyük afişlerini asmak. Belediye seçimlerinde bunları anlattın zaten. Belediye seçimlerindeki vaatlerinizi kamuoyuyla paylaştınız. Bunu herkes biliyor. Sen şimdi seçime üç gün kala bu kadar büyük masraflarla Karabük’ün her tarafına devasa pankartlar, broşürler asmanın anlamı ne? Bunu kamuoyu değerlendirecektir. Sonuç olarak hem Devletle, hem Belediye ile mücadele ettik. Onun dışında rüşvetler, paralar verildi, sabahlara kadar kumanyalar dağıtıldı, yiyecekler dağıtıldı. Şimdi sormak lazım iki partiye bu partinin temsilcileri acaba biz bu kampanya döneminde seçmene rüşvet anlamına gelecek şekilde kumanya, para dağıtmadık diyebilirler mi? Ama bunlar sık sık rastladığımız, CHP’nin sürekli aleyhine işleyen durumlar ilk değil, ama bu dönem olağanüstü boyutlara geldi. Şantajlar, tehditler yapıldı insanlara. Sonuç olarak bu tablo karşımızda ve biz bu seçimden kendi çapımızda iyi mücadele vererek, iyi çalışarak, ama umduğumuz sonucu da alamayarak çıkmış olduk. Burada CHP ne kazandı? CHP Örgütleri ilk defa kenetlendi, dayanışma duygusu gelişti, sağlamlaştı, bütünleşti, önümüzdeki döneme daha iyi hazırlanabileceği ve önümüzdeki dönemde çok daha büyük başarıları yakalayabileceğinin iyi bir sınavını verdi. Bu kısa dönemde. Bizim için mutlu olan yönü budur. Bu nedenle ben çalışan partili arkadaşlarımı kutluyorum. CHP son yıllarda bu kadar aktif bir gençlik ve kadın kolları, aktif bir yönetim ve partililer birlikteliğiyle kenetlenmesi yaşadı. Bundan da son derece mutluyuz. Önümüzdeki dönem her an bir erken seçim olabilir, bunu zaten basınla yaptığımız çok önceki toplantılarda ifade etmiştim. Önümüzde bununla ilgili kuvvetli bir ihtimal duruyor. En geç iki yıl içinde Türkiye’nin bir erken seçime gideceğini düşünüyorum. Bu nedenle biz hazırlıklarımıza devam edip, önümüzdeki dönemlerde bu başarıyı yakalamak istiyoruz” dedi. ADAYLARIMIZI ÖN SEÇİMLE ÜYELER SEÇTİ Dinçel; Adaylarla ilgili sorulan bir soruya ise “Üyelerimizin verdiği karara her zaman saygılıyız, üyelerimiz bunu böyle istedi, bize de saygı duymak gerekir. Tabi ki bu konuda farklı değerlendirmeler yapan üyelerimiz yöneticilerimiz yok değil. Aynı ilçeden olmaları, akraba olmaları handikap olarak değerlendiriliyor. Hiç de önemli değil diyenler de var. Bu karşımıza çıktı. Ama parti içi demokrasiyi işletmekte kararlı olan bir örgüt en goğrusunu bu şekilde yapar biz de en doğrusu yaptık, ama bunun da handikaplarının olduğu ortaya çıkmış oldu. Ama önseçimsiz bir aday belirlemede daha büyük handikaplar yaşanacağı da kesin ama en doğrusu da öne seçimdir” diye cevaplandırdı. KONGRE SÜRECİ Kongre ile ilgili de sorulan soruyu da yanıtlayan Dinçel; “Bazı basın organlarında istifa ile ilgili yorumlar da yapılıyor. Biz seçimle gelmedik, Partinin durumunun Genel Merkez tarafından beğenilmediği için, ciddi bir sıkıntı yaşandığı için bir değişime ihtiyaç olduğu için atama ile geldik, yani Yönetimimizin tamamına yakını atama, yeniden yapılanmaya gittik, o nedenle istifa etmemiz söz konusu olamaz. Çünkü biz bu seçimi yapıp partiyi kongrelere götürmek için görevlendirilen insanlarız. Biz bunu düşünsek bile bunun mantığı da olamaz. O zaman biz bıraktığımızda gelecek insanlar bunu yapacak, yani birisi yapacak kongreyi. En kısa zamanda kongreler başlayacak. Şu aşamada bir koalisyon çalışmaları olduğu için hemen olmayabilir. Şu hareketlilik sonuçlanır sonuçlanmaz kongrelere gidilecektir” dedi. Dinçel; yeniden adaylığı konusundaki soruya ise; “Bu bir atam yönetim. Kongreler bitsin yeniden bir yapılanmaya gideceğiz. Yeni bir kadro, yeni bir oluşum mutlaka olacak. Bu çalışmanın sonucunu ancak o zaman görebiliriz. Biz kendimiz önce içimizde bu seçim sonuçlarını değerlendirmemiz gerekiyor. Yönetimlerimizde bu değerlendirmeyi yaptık ama her zaman yapılmasını söylediğimiz İl danışma Kurulunu yapacağız. Her seçimden sonra bu yapılmalı. Sıkıntıları, aksaklıkları tartışacağız ve bir sonuç bildirgesi çıkaracağız. Tabiki ondan sonraki çalışmalarda değerlendirilecektir” diye cevap verdi.