Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

BÖYLE BİR KONUNUN TARTIŞILMASI ÜLKE ADINA UTANÇ VERİCİ!

Manşet Yayın: 12.11.2023 13:19
BÖYLE BİR KONUNUN TARTIŞILMASI ÜLKE ADINA UTANÇ VERİCİ!

Ülkenin tartıştığı konuya bakar mısınız?

Bir hukuk devletinde böyle bir tartışma hukuk adına, ülke adına utanç vericidir.

Demek ki, Cumhuriyetimizin 100. yılını idrak etmemize rağmen, halen hukuk sistemini oturtamamışız!

 

Aksini iddia edenler olsa da, Türkiye Cumhuriyeti anayasamıza göre bir hukuk devletidir.

Anayasanın 2. maddesinde; “Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.” hükmü yer alıyor.

 

Bugüne kadar çeşitli gazetelerde, köşe yazısı ve makaleler yazdım. Birçok konuda düşünce ve fikirlerimi siz okuyucularımla paylaştım

Her ne kadar Anayasanın 26. maddesinin 1. fıkrası “Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir”. dese de, böylesine hassas bir konuda; gazetecilerin başına gelenleri de gördükten sonra, fikir beyan edip başımı derde sokmaya hiç niyetim yok. Anlı şanlı hukuk profesörlerimiz, üniversite hocalarımız, aydınlarımız susarken, fikir beyan etmekten çekinirken (daha açık ifade ile korkarken) bana düşmez zaten. Büyüklerimiz susuyorsa vardır bir bildikleri!

Yukarıda özetle fikrimi söyledim. Bunun ötesi beni aşar.

 

Konuyu farklı bir açıdan ele almak istiyorum. Sonra karar sizlerin.

Önce, Anayasa mahkemesi ve Yargıtay’ın görev, yetki ve sorumluluklarına kısaca bir bakalım.

Anayasa mahkemesi; (AYM), Türkiye’deki anayasal yüksek yargı organlarından biridir. Kanunların, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Anayasaya şekil ve esas bakımlarından uygunluğunu denetler ve bireysel başvuruları karara bağlar.

 

Yargıtay’ın amacı ise, hukuki kararlarda birliği sağlamaktır. Adil ve adaletli bir halde kararları inceleyerek hepimiz için aynı işlemi uygular. Ele almış olduğu kararlar, temyiz başvuruları üzerinedir. Dolayısıyla diğer mahkemelerin üstlendiği vazife olan vaka incelemesi icra eden bir mercii değildir.

 

Hiç yorum katmadan, şu Yüce Divan  konusunu da hatırlatmakta yarar görüyorum!

Yüce Divan, sürekli görev yapan bir organ olmayıp, TBMM tarafından gerek görüldüğünde, anılan şekilde oluşur. 1961 Anayasası döneminde Yüce Divan görevi, Anayasa Mahkemesi’ne verilmişti. Halen yürürlükte olan 1982 darbe  anayasasında da Yüce Divan, Anayasa Mahkemesi bünyesinde görev icra eder.

 

Yüce Divan, Cumhurbaşkanını, TBMM Başkanını, Cumhurbaşkanı yardımcılarını, bakanları, yüksek yargı mensuplarını, Genelkurmay Başkanını ve kuvvet komutanlarını görevleriyle ilgili suçlarından ötürü yargılar.

 

Peki hangisi üstün? Anayasa mahkemesi mi? Yargıtay mı? Hiyerarşi açısından bakıldığında, Anayasa Mahkemesi’nin Yargıtay’dan üstün olduğu kabul edilmektedir. Bunun nedeni, Anayasa Mahkemesi’nin anayasa hükümlerinin yorumlanması ve uygulanması bakımından son derece önemli görevlere sahip olmasıdır.

 

Son zamanlarda gündeme gelen Anayasa değişikliği tasarısıyla, Anayasa Mahkemesi’nin yapısı ve görevlerinin tekrar düzenlenmesi

düşünülmektedir. Tasarıyla, Anayasa Mahkemesi, özellikle üye oluşumu ve görevleri bakımından yeniden yapılandırılmak istenmektedir.

Uzun süredir Yüce Divan görev ve yetkisinin Anayasa Mahkemesi’nden alınarak, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na verilmesi gerektiği düşüncesi savunuluyor.

 

Yargıtay Başkanlığı, Anayasa Mahkemesi (AYM) ile yaşanan yargı tartışmalarıyla ilgili olarak “Temel hak ve özgürlüklerin korunması, yalnızca Anayasa Mahkemesinin değil, tüm yargı organlarının görevidir” diye açıklama yaptı. Devletin bu iki kurumu arasında, görev yetki ve sorumluluk paylaşımı konusunda anlaşmazlık olduğu gün gibi ortada.

 

Tüm bu tartışmaların, hazırlanacak olan yeni anayasa için ısınma turları olduğunu düşünüyorum.

 

Onca sıkıntının içerisinde ülkenin nur topu gibi yeni bir gündemi daha oldu. Ne diyelim, hayırlı olsun…

3 kişi görüş bildirdi

  1. Nur bulut macera spor

    Hukuk kalmadıaalesef

  2. Nur bulut macera spor

    Hukuk kalmadı maalesef

  3. Güler Çizmeci

    Bilgilendirici bir yazı, kaleminize ve emeğinize sağlık. Teşekkür ederiz.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Antikalarla dolu iş yeri görenleri 100 yıl öncesine götürüyor

Manşet Yayın: 28.04.2024 12:44
İhlas Haber Ajansı
Antikalarla dolu iş yeri görenleri 100 yıl öncesine götürüyor

Karabük’te antika eşyalar ile donatılan iş yeri müşterilerine 100 yıl öncesine yolculuk yaptırıyor.

UNESCO Dünya Miras Listesinde yer alan Karabük’ün Safranbolu ilçesindeki yaşayan Hasan Boynueğrioğlu’nun, bir dönem çalıştığı butik otelde antika merakı başladı.
Bu merakını yaklaşık 11 yıldır antika toplayarak gidermeye çalışan Boynueğrioğlu, malzemeleri 2013 yılında açtığı kafede sergilemeye başladı.
Eski vitrin, fincan takımları, radyolar, dikiş makineleri, daktilolar, duvar saatleri, fotoğraf makineleri, harman makinesi gibi birçok eşyalarla donatılan iş yeri gelen müşterilerini 100 yıl öncesine götürüyor.

AW192208 07 scaled
İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine konuşan işletmeci Hasan Boynueğrioğlu, “Aga keyf kafemizi 2013 yılında kurduk. Şu anda yiyecek içecek sektöründe hizmet vermekteyiz. Burayı açmadan önce otelcilikle ilgileniyordum. Butik otelde en üst düzey sorumluydum. Oradan antika merakım vardı” dedi.
Süreç boyunca antika biriktirdiğini ve sergilediğini ifade eden Boynueğrioğlu, iş yerinde antika dikiş makineleri, bavullar çeyiz sandıklarız fincan takımları, saatler, fotoğraf makineleri, hesap makineleri, daktilolar, komodin gardırop, vitrinler ve harman makinesi bulunduğunu söyledi.

AW192208 09 scaled

Müşterileri 100 yıllık harman makinesi karşılıyor
Harman makinesinin 100 yıl önce kullanıldığına dikkat çeken Boynueğrioğlu, “Müşterilerin harman makinesinin başında fotoğraf çektirmeleri, daha çok hoşlarına gidiyor. Yani onu da bulduk ve getirdik. Eskiyi yaşatmayı seviyoruz. Yani müşterilerimiz çok hoşuna gidiyor, ilgi gösteriyor. Onlar da burada geçmişi yaşattığımızı hissedince onlar da kendi elindeki eşyalara sahip çıkmayı düşünüyorlar. Onlar da keyif alıyor” diye konuştu.
Boynueğrioğlu, iş yerine gelen müşterilerinin de kullanmadıkları eski parçaları getirerek kendisine teslim ettiğini ve geldiklerinde kendi antika malzemelerini sergilendiğini görünce mutlu olduklarını aktardı.
“Biz zaten işimize aşığız” diyen Boynueğrioğlu, “Antikaya da aşığız. Bu işi daha üst seviyelere çıkmayı düşünüyoruz. Antika ve kafecilik sektöründe de öyle. Manevi olarak biz zaten sevdiğimiz için bu işi yapıyoruz, yani zorluk da çekmiyoruz. Yaşamayı da seviyoruz. Yani sevdiğimiz için biz maddiyatı ön planda tutmuyoruz” ifadelerini kullandı.
İlk defa antika dolu bir kafeye gittiğini anlatan Onur Altındağ da gördükleri karşısında zamanda geçmişe yolculuk yaptığını söyledi. Büyüklerinden dinlediği hikayelerin başrollerindeki eserleri işyerinde gördüğünü ifade eden Altındağ, “Antikalarla karşılaştıktan sonra beni biraz geçmişe götürdü. Geçmişte atalarımızın, annelerimizin, babalarımızın kullandığı dikiş makinaları, radyolar burada. Hele ki teknoloji o zaman bu kadar gelişmiş değildi. Dolayısıyla insanlar haberleri, günlük gelişmeleri, radyolardan saat başı yayınlar ile dinliyormuş. Büyüklerimizden bu hikayeleri dinlerdik. Tabii onları burada görmek bizi geçmişe götürdü” dedi.

AW192208 05 scaled
Antikalarla dolu bir işletmenin insana huzur verdiğini kaydeden Altındağ, “Gerçekten güzel bir mekan oluşturmuşlar, ortaya koymuşlar. Emek verilmiş, üzerinde çalışılmış, düşünülmüş. Biz de memnun olduk, mutlu olduk” şeklinde konuştu.