Bolu’nun 2025 bütçesi 1 milyar 16 milyon lira oldu
İl Genel Meclisi’nde Bolu’nun 2025 yılı bütçesi 1 milyar 16 milyon lira olarak karara bağlandı.
İl Genel Meclisinde 4 Kasım Pazartesi günü başlayan bütçe görüşmeleri sona erdi. Toplantıların ilk haftasında kamu kurum ve kuruluşları bütçe taleplerini meclise iletti. Kurumların talepleri ve ihtisas komisyonlarının tespitleri doğrultusunda 2025 yılı bütçesi 1 milyar 16 milyon lira olarak belirlendi. Meclisin son oturumunda İl Özel İdaresinin bütçe kararnamesi ile gelir ve gider bütçesi oylanarak kabul edildi.
Bütçe oylamasının ardından bir değerlendirme yapan İl Genel Meclis Başkanı Ekrem Çetinkaya, “Bütçemizin, ilimize, ilçelerimize, köylerimize ve tüm kurumlarımıza hayırlı olmasını diliyorum. Yeni oluşan meclisimizin ilk bütçesini gerçekleştirdik. Uyum içerisinde bütçenin oluşmasına katkı veren tüm meclis üyelerimize teşekkür ediyorum. Birlik, beraberliğimizin daim olması temennisiyle 2025 yılında da başarılarımızın artarak devam etmesini arzu ediyorum” diye konuştu.
Toplantı, Aralık Ayı İl Genel Meclisi toplantılarının 2 Aralık Pazartesi günü başlamasının kararlaştırılmasıyla sona erdi.
CHP Karabük Merkez İlçe Başkanı Yavuz’dan Asgari Ücret Tepkisi
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Karabük Merkez İlçe Başkanı Ali Yavuz, hükümetin asgari ücrette yaptığı yüzde 30'luk artışa sert tepki gösterdi. Yavuz, bu kararın emekçilerin yaşam koşullarını daha da zorlaştırdığına ve milyonlarca insanı sefalet içinde yaşamaya mahkum ettiğine dikkat çekti. Yavuz, yaptığı açıklamada Türkiye'deki ekonomik eşitsizlik ve gelir adaletsizliğine dikkat çekerken, hükümetin zenginleri ödüllendirme, emekçileri ise yok sayma politikasını eleştirdi. Asgari ücretin insanca bir yaşam için yeterli olmadığını vurgulayan Yavuz, halkın emeğinin karşılığını alması gerektiğini ifade etti.
CHP Karabük Merkez İlçe Başkanı Yavuz;
"Zulmün Adı: Asgari Ücretle Yaşam
Bu ülkenin yönetiminde bir şey çok net: zenginler ödüllendirilir, emekçiler ezilir. 22.104 TL’lik asgari ücret kararı, çalışan kesimin açıkça hiçe sayıldığını ve sefalet içinde yaşamaya mahkûm edildiğini kanıtlıyor. Bu karar, milyonların alın terine, emeğine, onuruna atılmış bir tokattır. İnsanca yaşama hakkını gasp eden bu sistemin adı, düpedüz ekonomik köleliktir.
Bu Bir Zulümdür
%30’luk zam oranı, %47’yi aşan enflasyonun yanında komik bile değildir. Bu kararı alanlar, bir aileyi geçindirmek için gıda, kira, enerji ve diğer temel ihtiyaçlar için kaç para gerektiğini gerçekten biliyor mu? Yoksa saraylardan halka bakıp, "Bu kadarı yeter," mi diyorlar? Sormazlar mı: Siz bir ay boyunca bu parayla geçinmeyi dener misiniz?
Asgari ücretli, günün 12 saati, haftanın 6 günü çalışıyor ve karşılığında eline geçen parayla temel ihtiyaçlarını bile karşılayamıyor. Kirasını ödedikten sonra mutfağına ekmek koymaya mı çalışsın, çocuğunun eğitim masraflarını mı karşılasın? Elektrik ve doğalgaz faturalarını ödeyemeyen insanlar karanlıkta mı otursun, soğukta mı donsun? Bu mudur sosyal devlet anlayışı?
Bir Avuç Zenginin Cenneti, Milyonların Cehennemi
Gelir dağılımı uçurumu, bu ülkenin utanç kaynağıdır. Lüks araçlar, devasa malikâneler içinde yaşayanlar için %30 zam, bir akşam yemeğinin hesabıdır. Ama asgari ücretle geçinen için bu rakam, bir ay boyunca karnını doyurup doyuramayacağını belirler. Zenginler servetlerine servet katarken, milyonlarca insanın sefalet içinde yaşamasını izlemek hangi vicdana sığar?
Hükümet, büyük sermayeye teşvikler dağıtırken, asgari ücretliye “sabır” öneriyor. Zenginlerin cennetinde sefahat sürerken, halkın cehenneme mahkûm edilmesi hangi adaletin ürünüdür?
30.000 TL İmkânsız mı?
CHP’nin asgari ücretin 30.000 TL olması gerektiği önerisi, haklı bir taleptir. Ama karşı çıkanlar hemen devreye giriyor: "Ekonomi bunu kaldıramaz!" İşçilerin emeğini sömürerek büyüyen bir ekonomi, insanlık onurunu zaten taşımıyordur. Büyük şirketlerin ve zenginlerin vergilerini artırmak yerine, işçinin sırtına daha fazla yük bindiren bir sistem, adaletsizlik ve açgözlülükten başka bir şey değildir.
Artık Yeter!
Bu düzen böyle devam edemez. İnsanlar açlık sınırının altında yaşamaya, çocuklarına bir gelecek sunamamaya, borç batağında nefes alamamaya mecbur bırakılmış durumda. Bu sadece bir ekonomik kriz değil, insanlık onuruna karşı işlenmiş bir suçtur. Bu suça ortak olanlar, tarihe halkın emeğini sömürenler olarak geçecektir.
Bu halk köle değildir. İnsanlar, sadaka değil, emeğinin karşılığını ister. Ekmek parası için çırpınırken yaşamaya değil, insanca yaşamaya hakkı vardır. Ve bu hak, söke söke alınacaktır." dedi.