Karabük Postası tarafından
14 Nisan, 2016 08:49 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

BEÜ Çaycuma Kampüsü Bahara Önemli Çalışmalarla Girdi

ZONGULDAK Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) Çaycuma Meslek Yüksekokulu eğitim-öğretim yılının başında başladığı çevre düzenleme ve alt yapı çalışmaları devam ediyor. Bülent Ecevit Üniversitesi bünyesindeki kampüsler arasında üçüncü büyüklükteki kampüs olan Çaycuma Kampüsü dış cephe kaplamasının yapılması, yeni kütüphanenin yapılarak nitelikli bir şekilde tefrişatı, çalışma salonu yapımı, öğrenci yemekhanesinin yeniden düzenlenmesi, Gıda Teknolojisi ve Ormancılık ve Orman Ürünleri Bölümleri ile ilgili iki yeni laboratuvar yapımı ve kampüs içerisindeki cami inşaatı için çalışmalar da devam ediyor. İbn-i Sina Kampüsü’nde bulunan Gül ü Sani Yusuf Günay Cami’sini de üniversiteye kazandıran hayırsever iş adamı Yusuf Günay Bülent Ecevit Üniversitesi’ne Çaycuma Kampüsündeki camiye de destek olacağını söylemişti. BEÜ KAZADA HAYATINI KAYBEDEN ÖĞRENCİSİNİ UNUTMADI Geçirdiği trafik kazası nedeniyle 26 Şubat 2015 tarihinde hayatını kaybeden Çaycuma Meslek Yüksekokulu Büro Yönetimi ve Yönetici Asistanlığı İ.Ö. öğrencisi Sibel Bozkuş'un ismi Yüksekokul eğitim binasında bulunan Örnek Büro ve Toplantı Salonuna verildi. 7 Nisan Perşembe günü Alaplı Meslek Yüksekokulu’nda yapılan Senato Toplantısı’nda senato üyelerinin oy birliğiyle Çaycuma Meslek Meslek Yüksekokulu Örnek Büro ve Toplantı Salonunun adı Sibel Bozkuş Konferans Salonu olarak değişti. BEÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Özer, Çaycuma Kampüsü Farabi ve İbn-i Sina Kampüslerinden sonra Çaycuma Kampüsünün üçüncü büyük kampüs olduğunu ve sürekli gelişmesi için çalışma içinde olduklarını hatırlatarak şunları söyledi: “Çaycuma Kampüsümüz hızla büyüyen bir kampüsümüzdür. Çaycuma’da daha önce bulunan Çaycuma Meslek Yüksekokulundan sonra açılan Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü, Sivil Havacılık Yüksekokulu ve Sakine-Şevki Yurtbay Gıda Teknolojileri Uygulama ve Araştırma Merkezi ile birlikte farklı alanlarda gelişen bir kampüs haline gelmiştir. Bu nedenle binaları ve derslikleri daha verimli kullanmak durumundayız. Çaycuma Kampüsünü öğrenciler açısından daha kaliteli hale getirmek için başlattığımız çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor. Kütüphane, labaratuvar ve yemekhane yenileme çalışmalarımızda sona geliyoruz. Ayrıca yöre mimarisine uygun güzel bir camiyi kampüsümüze de kazandıracağız. Yusuf Günay beyefendinin desteği ile Çaycuma Kampüsü, camisine de kavuşmuş olacak.” REKTÖR ÖZER: “SORUMLULUKLARIMIZIN BİLİNCİNDEYİZ.” BEÜ olarak sosyal sorumluluklarının ve toplumsal farkındalık oluşturmanın bilincinde olduklarını ifade eden BEÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Özer, “Senatomuzun aldığı iki yeni kararla Ereğli Meslek Yüksekokulu ve Çaycuma Meslek Yüksekokulu Konferans Salonlarının isimlerini bu bilinçle değiştirdik. Maalesef 26 Şubat 2015 tarihinde elim bir kazayla hayatının baharındaki bir öğrencimiz aramızdan ayrıldı. İstedik ki öğrencimiz aramızda yok ama ismi bizimle birlikte yaşasın. Bu tür acı olayların bir daha yaşanmaması en büyük temennimiz. Topluma katkısı olan ve topluma yönelik yapılan her çalışmanın destekçisi olacağımızı tekrar belirterek, salonlara isimleri verilen öğrencimiz Sibel Bozkuş’a Allah’tan rahmet diliyorum” dedi.

blank
İsmail AKCA tarafından
10 Nisan, 2025 01:38 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

BİZE 3 NİSAN YETER..!

Uzun zamandır alışkın değildi bu şehir sazlı sözlü 3 Nisan kutlamalarına,

Yabancılaştık bu tür kutlamalara ama hatırlayacağız yeniden böyle etkinlikleri, birlikte eğlenmeyi ve bu durumu gelenek haline getirmeyi.

Şehrin sahipsizliği ve eşraf yokluğu hep konuşulur, yazılır, çizilir. Bu şehrin ekmeğini yiyen, suyunu içen, havasını soluyan ve ben Karabüklüyüm diyen bir halkın şehir olma savaşını görmek isterdik. Lakin maalesef henüz görebilmiş değiliz o arzuyu, isteği, hevesi.

Yine de, Teşekkürler Özkan Başkan…

Türkiye’de ağır sanayinin odak noktası Karabük Demir Çelik İşletmelerinin ve şehrin kuruluşunun yıldönümünü belleğine yerleştiremeyen Karabük, Karabüklüler gününü nasıl kutlayacak anlamış değilim.

Ticaret ve Sanayi Odasındaki toplantıda Vali Mustafa Yavuz’un önerisi ile 7 Ağustos günü Karabüklüler günü olarak kabul edilmiş, çok tuhaf!

Bana kalsa özentiden başka bir şey değil…

Ağustos ayı nereden çıktı ayrı mesele, o tarihte bu şehirde kimi bulacaksında bu günü Karabüklüler günü olarak kutlayacaksın ayrı mesele.

Şunu diyorsanız belki anlarım, Karabüklüler Günü şehirde değil de sosyal medyada kutlansın, sanal kutlansın, halk katılmasa da olur, o da başka bir garabet.

3 Nisan her platformda Karabük ve Kardemir’in kuruluş günü olarak kabul edildiğine göre, ayrıca bir başka tarihte Karabüklüler gününe ne gerek var? Şayet illa Karabüklüler Günü diye bir gün kutlamak istiyorsanız buyurun 3 Nisan’da kutlayalım.

Bu plaka merakı nereden geliyor. Tuhaf..!

Bakın bizim bir Üniversitemiz var.

Bu şehrin üniversitesi ve bünyesinde binlerce öğrenci ve öğretmeni barındıran Karabük’ün bacasız fabrikası.

Bu sözüm, bu şehri ve üniversiteyi şekilden şekle sokan bir zihniyete dur demek yerine alkış tutan ve susanlaradır, bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyenleredir.

Bu şehre, bu şehrin halkına, değerlerine dil uzatanlara sessiz kalanlar, bu şehrin dilsiz şeytanlarıdır.

Karabük Üniversitesi şehir merkezine bir fakülte açma kararı aldı.

Karabük Belediye Başkanı Özkan Çetinkaya ile Rektör Fatih Kırışık inisiyatif alarak şehir merkezine fakülte ya da fakülteler kurma kararı aldı. Tartışılabilir lakin bizce güzel karar, günden güne ölüp giden şehri canlandırabilir.

Eften-püften işlerle uğraşacağınıza şehrin ağır abilerini bir araya getirip şehir merkezini canlandırın. Öğrenciyi şehir merkezine çekecek projeler üretin, şehir bambaşka bir havaya bürünsün, cıvıl cıvıl, rengarenk görüntüler ortaya çıksın.

Safranbolu önümüzde en güzel örnektir.

Bir Sağlık Meslek Yüksekokulu Üniversite kampüs alanına geri gidiyor diye ilçe ayağa kalktı, şehrine sahip çıkıyor.

Neden..?

Esnafın en önemli gelir kapısından biri kapanmasın diye.

Peki biz ne yapıyoruz..?

İpe sapa gelmez işlerle uğraşmaktan şehre faydası olacak asıl konulara değinmiyoruz, değinemiyoruz..!

Ne 3 Nisan’da, ne 23 Nisan’da, ne 19 Mayıs’ta, ne 30 Ağustos’ta, ne de 29 Ekim’de yapılan törenlerde zoraki katılan protokol ve öğrencilerin haricinde kimseler olmuyor, halkı bu tür etkinliklere çekemiyoruz.

Lütfen kendimizi kandırmayalım.

Allah aşkına boş işlerle uğraşmayalım,

Bu şehir ve bu şehrin insanı için neler yapabiliriz bunu konuşalım, buna kafa yoralım.

Yaygın basında “3 Nisan Sanayi Günü” değerlendirmesi yapılıyor,

Çok güzel, ama

Bu şehrin üniversitesini düşürdüğümüz hale bir bakmamız gerekmiyor mu?

Dün, Burhanettin Uysal vardı, Refik Polat vardı.

Bugün Fatih Kırışık var

Yarın o da gider. Karabük Üniversitesi kalır.

Bu şehrin kıymetini ve değerlerini bilmek lazım…

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.