Ihlas Haber Ajansı tarafından
06 Ekim, 2023 04:24 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 5dk
Yorum Sayısı: 0

BARÜ, dünyanın en iyi üniversite sıralamasına eşine az rastlanır bir giriş yaptı

Bartın Üniversitesi (BARÜ) kuruluşunun 15. yılında dünyanın en iyi üniversiteleri listesi olarak bilinen Times Higher Education (THE) listesine 1001-1200 sıralama bandında girerek, Türkiye’nin en iyi 12 üniversitesinde yer aldı. BARÜ Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun, sıralamaya yapılan etkili girişin sırrını anlattı.
Dünyanın en genç üniversiteleri arasında yer alan BARÜ, son 5 yıldır yürütülen başarılı ve kaliteli çalışmalar sonucundan dünyanın en iyi üniversiteli sıralamasına etkili bir giriş yaptı. Times Higher Education (THE) sıralamasında 1001-1200 bandında yer alan BARÜ, Türkiye’deki üniversiteler sıralamasında ise 12. sıradan kendine yer buldu. Ayrıca BARÜ, “Araştırma Kalitesi”nde dünyanın en iyi 563., Türkiye’nin ise 2. üniversitesi olarak ilan edildi. Kalitesi ile dünyanın tanınan üniversiteleri arasına girmeyi çok kısa sürede başaran BARÜ benzerine ender rastlanan bir başarının da altına imza attı. BARÜ, listedeki köklü birçok üniversitenin aksine 15 yıllık gibi kısa bir geçmişi bulunmasına rağmen listeye üst sıralardan girmeyi başardı.

Başarının sırrını anlattı
BARÜ Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun, dünya çapında elde edilen başarının mutluluğunu ve gururunu yaşadıklarını belirterek, başarının sırrını ise şöyle anlattı:
“Times Yükseköğretim Dünya Üniversiteler listesi açıklandı. Listeye etkili bir yerden giriş yaptık. Mutluluğunu yaşıyoruz. Bu başarının elbette uzun zamana yayılan disiplinli, gayretli ve en önemlisi de bir ekip çalışmasının ürünü olduğunu ifade etmek isterim. Ekipten kastımız öğrencilerimizden mezunlarımıza, akademik ve idari insan kaynağımıza ve şehrimizin tüm bilişenlerine kadar birbiri ile uyum içerisinde çalışan büyük bir ekibin, uzun zaman zamana yayılan disiplinli çalışmaları ile ortaya çıktığını ifade etmek isterim. Elbette şehrimizdeki bu konsensüsü sağlayan Sayın valimiz Nurtaç Arslan hanımefendi başta olmak üzere tüm bileşenlerimize teşekkür etmek istiyorum. Tabii ki öğrencilerimiz, mezunlarımız, akademik ve idari insan kaynaklarımızın yoğun emek ve gayretleri ile ulaştığımız bir nokta. Aslında her şey bir iklim meselesi. Yani politika metinleri belirlersiniz, planlar yaparsınız, stratejiler üretirsiniz ama bu planlarınız, politika belgeleriniz, stratejilerinize uyum sağlayacak, canı gönülden benimseyecek, o stratejiler istikametinde hareket edecek bir iklimi oluşturmak çok önemli. Bartın Üniversitesi ailesinin tüm bileşenleri, en yüksek katkıyı sunmak için canla başla gayret göstermesi, bu başarımızın yereldeki en büyük itici gücü olmuştur.”

Başarıda YÖK’ün etkisi
Rektör Prof. Dr. Uzun, dünyanın en başarılı üniversiteler listesine etkili giriş yapan BARÜ’nün başarısında YÖK’ün de büyük desteği olduğunu anlatarak, “Bartın şehrindeki bu çerçeveye ek olarak onu da kapsayan bir Yükseköğretim çerçevemiz var. Özellikle son yıllarda yüksek öğretimin kalite odaklı büyüme stratejileri ve YÖK başkanımız liderliğinde ortaya konulan vizyon, özellikle veri temelli stratejiler üretme, uluslararasılaşmaya verilen önem de aslında arkamızdaki bir diğer itici güç olarak ortaya çıkmaktadır. YÖK başkanı Prof. Dr. Erol Özvar hocamıza ve YÖK üyelerine teşekkürlerimizi sunuyoruz” ifadelerini kullandı.

En temel faktör “Türkiye Yüzyılı” vizyonuna olan inancımız oldu
Rektör Uzun, başarıdaki en temel faktörün ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde ortaya konan “Türkiye Yüzyılı” vizyonu olduğunu anlatarak, “YÖK’ü de kapsayan bir çerçeve daha var ki, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye metaforu ile ortaya konan vizyondur. Bu vizyonun içini dolduran pek çok bileşen var. Savunma sanayindeki başarılardan tutun, TEKNOFEST’teki tüm kitlelere, bütün kılcallara kadar gençlerimize aşılanan özgüven. Bütün bu iklim, Türkiye Yüzyılı metaforu ile ortaya konan vizyon arkamızdaki en temel itici gücümüz. Bu noktada Sayın Cumhurbaşkanımız’a da şükran borçluyuz. O’nun ortaya koyduğu hedefler ve stratejiler istikametinde her birimiz bulunduğumuz yerden buna katkı sunmaya çalışıyoruz” ifadelerine yer verdi.

Dezavantajlara rağmen birliktelik başarı getirdi
Prof. Dr. Uzun, bölge üniversiteleri ile sağlanan birliğin de başarıda önemli etki olduğunu kaydetti. Uzun, “Her durumun kendi içerisinde avantaj ve dezavantajları var. Bizim buradaki yüksek iş birliğinin ortaya konulması bizim en büyük avantajımız. Şehirde bahsettik ama bölgemizde de oldukça yüksek bir iş birliğimiz var. Batı Karadeniz Üniversiteler Birliğimiz var. Belli periyotlarla bir araya geliyoruz. Çevremizdeki tüm üniversitelerin bu listede yer alıyor olması da avantajımız oldu. ‘Birbirimizden öğrenerek, gelişiyoruz’ diye bir sloganımız var. Birbirimizin iyi yaptığı örnekleri ortaya koyuyor, bu tecrübeleri yeniden tecrübe etmeden, faydalanarak ilerliyoruz. Batı Karadeniz Üniversiteler Birliği olarak Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Düzce Üniversitesi, Karabük Üniversitesi, Kastamonu Üniversitesi, Sakarya Üniversitesi, Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi, Kocaeli Üniversitesi gibi çevremizdeki tüm üniversitelerin tecrübelerini bir araya getirerek oluşturduğumuz sinerji ile elde edilen bir başarıdır. Bazı eksiklerimiz olabilir ama onları da yine işbirliklerimiz ile tamamlıyoruz” diye konuştu.

5 yıl boyunca 5 ana kriter 17 başlıkta takip edildiler
Rektör Uzun, listeye girmek isteyen üniversitelerin 5 yıl boyunca 5 zorlu ana kriteri ve 17 başlık altında toplanan şartları yerine getirilmesi halinde başvuru yapabildiğini hatırlatarak, “Bu listeni belli kriterleri var. 5 ana kriteri var. Eğitim öğretim, araştırma çevresi, araştırma kalitesi, endüstriden elde edilen gelir ve uluslararası görünüm. Bunların altında da alt kriterler var. Toplam 17 başlık altında toplanıyor. Başvurabilmek için 5 yıl belli şartları sağlamanız gerekiyor. 5 yıl boyunca temel şartları sağladıktan sonra başvuru yapabiliyorsunuz” dedi.

Türkiye’den 75 üniversite listede
BARÜ ile birlikte Türkiye’den 75 üniversitenin listeye girme başarısı gördüğünü de vurgulayan Uzun, başarının sadece BARÜ’nün değil Türkiye’nin başarısı olduğunu kaydetti.
Rektör Uzun, “2018 yılında 25 üniversite bu listede yer alırken, 2024 yılı listesinde 75 üniversite, yani 3 kata yakın bir artış var. Buradan da Türkiye’deki gelişim ve değişimi, çok rahatlıkla izleyebiliyoruz. Evet şartlar zorlaşıyor ama Türkiye’de geliştirdiği kendine özgü stratejilerle, iş birliğini arttırarak, birbirinden öğrenerek, güçlüklerin üstesinden gelmeye gayret gösteriyor. Özellikle son dönemde Türk öğretim sisteminde yaşanan genişleme ile birlikte tüm illerimize üniversiteler açıldı. Bu üniversiteler, henüz emekleme aşamasından, yürüme aşamasına yeni yeni geçiyorlar. Buna rağmen hızla da dünya listelerine giriş yapmaya başladılar. Bu kadar genç üniversitelerden beklentiler noktasında kamuoyunun biraz daha sabırlı ve dikkatli olması gerekiyor. Gördüğümüz gibi Anadolu’da pek çok üniversite artık bu listelerde. Önümüzdeki kısa, orta ve uzun vadede çok daha iyi örneklerini göreceğiz. Daha önce ‘ilk 500’te üniversitelerimiz yer almıyor’ tartışmalarını yaşarken bugün ise ilk 400’de 3 üniversite ilk binde 11 üniversite var. Bartın Üniversitesi de hemen ilk binin arkasında, Türkiye’nin 12. üniversitesi olarak yer alıyor. Bu tür iyi örneklerini önümüzdeki süreçte, çok da fazla göreceğiz. Türkiye dünyada ABD, Japonya, Hindistan, Çin ve İngiltere gibi ülkelerin ardından en fazla listeye üniversite sokan 7. ülke. Bu sayılar, giderek artacaktır. Bu özgüven ve gayretle birlikte örnekler artarak, Türkiye Yüzyılını ete, kemiğe büründürecek çalışmaların hızla süreceğine inanıyorum” şeklinde konuştu.

Yeni sezona dev hedefler
Uzun, başarıyı sürdürebilir kılarak, daha yukarılara çekmenin daha önemli olduğunu vurgulayarak, yeni sezonda daha büyük hedeflerle çalışmayı sürdüreceklerini kaydetti. Uzun, hedefleri ise şöyle açıkladı:
“Başarıyı yakalamak kadar onu sürdürebilmek de çok önemli. Bugün çok mutluyuz, gururluyuz. Aynı zamanda üzerimizde büyük de bir sorumluluk var. Çünkü başarının sürdürebilirliğini sağlamak en az onun kadar önemli, hatta daha da önemli. Dolayısıyla bugün çok mutluyuz ama yarından itibaren kaldığımız yerden devam edeceğiz. Yakaladığımız başarıyı önce sürdürebilir hale getirebilmek, daha sonra da daha yukarılara taşıyacağız. Önümüzdeki hedeflerden biri elbette ilk bin içerisinde yer alabilmek. Diğer üniversitelerimizle birlikte gayretin içerisinde olacağız. İnanıyorum ki birbirimizden öğrenerek, çok daha iyi noktalara gideceğiz. Biz kendimize güveniyoruz. Çok nitelikli bir eğitim veriyoruz. Biz inanıyoruz, ümit ediyoruz ki bundan sonraki süreçte öğrenciler için tercih edilirliğimiz artacaktır. Bugüne kadar da çok nitelikli işler yaptık. Bizlerin uluslararası ölçekte rekabet edebilirliği oldukça önemli. Kendimizi geliştirerek rekabet gücümüzü her geçen gün daha da ileri noktalara taşıyoruz. Öğrenci dediğimizde sadece ÖSYM sınavı ile gelen öğrencilerimizi kastetmiyoruz. Dünyadan çok farklı ülkelerden de öğrencilerin tercihi olabilmek hedeflerimiz arasında. Bugün itibariyle Bartın üniversitesinde 72 farklı ülkeden 2 bine yakın öğrencimiz var. Bu çeşitliliği de artırıp daha nitelikli öğrencileri cezbedecek çekim merkezi haline gelme arzusundayız. Bölgemizdeki tüm üniversiteler aslında bu şekilde hareket ediyor. Dolayısıyla Türkiye bir çekim merkezi haline geliyor. Bölgemizdeki bir başarı, YÖK’ün Türkiye Cumhuriyeti’nin de başarısı. Bu şuurla katkı sunma gayretinde olmaya devam edeceğiz.”

blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
06 Mart, 2025 20:00 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0

İl Tarım ve Orman Müdürlüğü: “Yağan kara güvenme, kokarcaya aman verme”

Samsun Vilayet Tarım ve Orman Müdürlüğü, "Yağan kara güvenme, kahverengi kokarcaya aman verme" ikazında bulundu.
İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, kahverengi kokarcayla ilgili açıklama yaptı. Kahverengi kokarcayla uğraşın devam ettiği belirtilen açıklamada, "İlimiz ziraî üretiminde başta fındık olmak üzere birçok eserde kıymetli ölçüde randıman ve kalite kayıpları meydana getirme riski olan, tahripkâr, istilacı ve polifag bir ziyanlı olan kahverengi kokarca ile gayret; bakanlığımız ‘Kahverengi Kokarca İle Gayret Hareket Planı’ yeterince; 2025 Yılı Bitki Sıhhati Uygulama Programı kapsamında Entegre Çaba Prensipleri doğrultusunda Kahverengi Kokarca Teknik Talimatına nazaran devam etmektedir. 2017 yılında birinci kere Terme ilçesinden vilayetimize giriş yapan, 2023 yılı Temmuz-Ağustos aylarında popülasyon artışının Terme-Çarşamba ilçelerinde kimi lokasyonlarda ekonomik olarak eserde ziyana yol açtığı, 2024 yılında ise popülasyonun artarak devam ettiği, bu süreçte ise il/ilçe tarım orman müdürlüklerimizin ihtar ve ikazlarını dikkate alarak uygulayan üreticilerimizin eserlerini müdafaaya yönelik çabalarında muvaffakiyete ulaştığı tespit edilmiştir. Kahverengi kokarca zararlısının tanınması ve ziyan boyutu ile kamuoyunun bilgilendirilmesi çalışmalarımız ziyanlı vilayetimize giriş yapmadan başlamış, hala bugün de il/ilçe uyum konsey toplantıları, il/ilçe bölüm toplantıları, kurum ve kuruluşlar ile istişare toplantıları, biyosidal uygulama eğitim programları, çiftçi eğitim ve yayım çalışmaları, proje çalışmaları, tarla okulları, örnek uygulama eğitimleri, uğraş takvimi duyuru ve ilanları üzere bütün argümanlar kullanılarak devam etmektedir. Bunun yanında bakanlığımızca tahsis edilen ödenekler ve yerelden temin edilen kaynaklar ölçüsünde sahipsiz alanların kışlak gayretinde kullanılmak üzere biyosidal ilaç alınması ve bu alanların ilaçlanması, kışlak öncesi ve kışlak sonrası feromon tuzaklarla cezbet-öldür yönergesi kapsamında kullanılmak üzere feromon tuzak ve etrafında yapılacak ilaçlamalar ile ilgili bitki muhafaza eserleri alımı, dağıtımı ve alanda aktif kullanımı, ilaçlamalarda kullanılmak üzere alet ekipman alımı, dağıtımı ile ilgili çalışmalarımız devam etmektedir" denildi.

2025’te artarak ve yayılarak devam etmesi öngörülüyor
Kahverengi kokarcanın 2025 yılında da artarak ve yayılarak devam etmesinin öngörüldüğüne dikkat çekilen açıklamanın devamında şu tabirlere yer verildi: "2025 yılında ise polifag, istilacı ve tahripkar bir ziyanlı olan kahverengi kokarca popülasyonunun artarak ve yayılarak devam etmesi öngörülmekte olup önlemlerimizin de artarak ve Kahverengi Kokarca ile Uğraş Hareket Planı doğrultusunda üreticilerimiz başta olmak üzere bütün dal paydaşları ile birlikte seferberlik ruhu içerisinde gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Kahverengi kokarca biyolojisi gereği sıcaklık ortalaması 15-16 dereci altına inmeye başladığında kışlamak için amaç gayret alanlarımız olan konut, ahır, boş depo ve çatı ortaları üzere barınma alanlarında kışlama eğilimi göstermektedir. Kış boyunca yaklaşık 4-5 ay bu kışlaklarda kışı geçirip sıcaklık ortalaması 12,5 dereceye ulaştıktan sonra kışlaklardan çıkışlar başlayıp çıkışlar 16 dereceye kadar devam etmekte ve ortalama 17 dereceyi geçtikten sonra büyük oranda sonlanmaktadır. Bu sene geçen kış kaidelerinin korunaklı alanlarda kışlayan böcek popülasyonu üzerinde bir tesiri olmayacağı öngörülmektedir. Kışlak gayreti ise öncelikle mekanik çaba (toplanıp imha edilerek) yapılarak, ulaşılamayan alanlarda ise Sıhhat Bakanlığı’nca ruhsatlandırılmış biyosidal eserleri kullanılarak çaba yapılmalıdır. Kışlak uğraşında katiyen (BKÜ) bitki muhafaza eseri kullanılmamalıdır."

Seferberlik ruhu içerisinde mücadele
Seferberlik ruhu içerisinde çaba edilmesi gerektiğini vurgulayan Tarım ve Orman Vilayet Müdürü İbrahim Sağlam ise "Kahverengi kokarca; kışlaklardan sıcaklık ortalaması 12,5 dereceyi ulaştığında çıkışlara başlayıp sıcaklık ortalaması 17 dereceyi bulana kadar periyodik olarak çıkışlarını sürdürmektedir. Karadeniz Bölgesi’nde rakımsal ve bölgesel sıcaklık farklılıkları da dikkate alındığında referans tarihi olarak 2-10 Nisan ortası baz alınarak kullanılan ruhsatlı biyosidal eserlerin uygulama yüzey alanlarında kalma mühleti, büyükşehirlerde uygulama yapılması gereken alanlarında da büyüklüğü ve çokluğu dikkate alındığında 1-10 Mart tarihi prestiji ile kışlak alanlarda biyosidallerin uygulamaya başlanmasına, 15 Nisan tarihinde ise sonlandırılmasının uygun olacağı önerilmektedir. Kışlak alanlarda zararlının hareketsiz olacağı ve kimyasalla temasının zahmeti üzere etkenler de baz alındığında çıkış yapmak için hareketlenmelerin olduğu bu tarihlerin baz alınması kışlaklardan çıkış basamağında gerek ziyanlı ile temasın gerekse de yapılacak gayrette muvaffakiyet bahtını ve oranını arttıracaktır. Gerek kışlak gayreti gerekse cezbet-öldür yolu ile çaba ve eser bazında kimyasal gayret takvimi hususlarında il/ilçe tarım ve orman müdürlükleri ile irtibatlı olunması ve takip edilmesi, yapılan tertiplere dayanak olunması, seferberlik ruhu içerisinde gayret çalışmalarına kişisel ve toplumsal olarak sürat kesmeden devam edilmesi ilimiz ziraî üretimi için son derece önemlidir" dedi.
Ayrıca kışlaklardan çıkış için uğraşa 1-10 Mart’ta başlanması, 15 Nisan’a kadar devam edilmesi öneriliyor. Öte yandan kullanılan biyosidal eserlerin kalıcılık müddeti baz alındığında Nisan sonuna kadar tesirlerinin devam edeceği belirtildi.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.