Ihlas Haber Ajansı tarafından
13 Ekim, 2023 00:36 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

Balık mezadında kasalar dolusu hamsi kapış kapış satıldı

Samsun’da balık halinde gece 03.00’te yapılan mezatta kasalar dolusu hamsi kapış kapış satıldı.
Samsun Büyükşehir Belediyesi Balık Hali’nde gece yarısı başlayan balık mezadı, sabahın ilk ışıklarına kadar sürdü. Mezatta yüzlerce kasa hamsi, tüketiciye sunulmak üzere balıkçılar tarafından satın alındı. Genellikle çevre iller olmak üzere birçok yerden Samsun’a gelen balık satıcıları, yaklaşık 15 ile 17 kilo gelen hamsinin kasası 300 ile 500 TL arasında satın aldı.

“Vatandaş bu sene bolca hamsi yiyecek”
Satıcı Osman Kutu, “Şu anda yerli hamsimiz çıktı. Havalar biraz soğumaya başlayınca yerli hamsiler çıkmaya başladı. Hamsi fiyatları da burada kasa olarak 400 ile 500 TL civarında. Şu anda en çık hamsi var. İstavrit, mezgit, lüfer de var ama en çok hamsi satılıyor. Buraya çevre illerden arkadaşlar balıklarını alıp gidiyorlar. Ordu, Trabzon, Rize, Giresun gibi şehirlerden geliyorlar. İnşallah vatandaş bu sene bolca hamsi yiyecek. Bizim de tek ümidimiz hamsi. Şu anda iyi durumdayız” dedi.

“Yerli hamsiler bugün ilk defa başladı”
Mezada gelen Hacı Yaşar, “Mezatta en çok hamsi ile mezgit satılıyor. Bayağı lüfer balığı da çıkıyor. Yerli hamsiler bugün ilk defa başladı. Daha önceleri Marmara hamsisi geliyordu. Bugün itibarıyla yerli hamsi başladı. Hamsi biraz ince ama o durumda düzelecek. Havalar biraz daha esince düzelecek. Vatandaşlar hamsiyi bol yiyecek” diye konuştu.

“Bu sene her kesimden vatandaş hamsiyi yiyecektir”
Mezada gelen Mutlu Şen, “Bu sene hamsi ve mezgit bol. Bir kasanın içinde en az 15 ile 20 kilo var. Kilosu 400 TL civarında. Bu sene her kesimden vatandaş hamsiyi yiyecek. Tezgahlar kilosu 50 TL. Buraya Türkiye’nin her yerinden alıcı geliyor” şeklinde konuştu.
Diğer satışa sunulan balık fiyatları ise şu şekilde:
1 çift palamut 200 TL, lüfer 80 ile 200 TL, bir kasası 15 kilo gelen istavrit 250-300 TL arasında, kefal kilosu 35 TL, kalkan kilosu 350-600 TL, barbun kasası 600-2 bin TL, bir kasası 16 kilo gelen mezgit 500-1000 TL arasında.

blank
Sevgi Özdemir tarafından
23 Nisan, 2025 16:56 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Faturalarımız tam, hizmet yarım

Bugün İstanbul bir kez daha sallandı. Kandilli Rasathanesi'ne göre 6.2 büyüklüğündeki deprem kısa sürdü ama etkisi derin oldu. Panik, endişe ve en önemlisi iletişimsizlik. Deprem olur olmaz herkes telefonu eline aldı, sevdiklerine ulaşmak istedi. Ama çoğumuz, sevdiklerimizi aradığımızda telefonlarımızda sadece sessizlikle karşılaştık. GSM operatörleri yine sınıfta kaldı.

Her ay düzenli olarak ödediğimiz yüzlerce liralık fatura, yalnızca konuşma ve internet değil, ihtiyaç anında çalışacak bir sistemin bedeli olmalı. Ama bugün gördük ki, o sistem en gerekli anda iflas ediyor. Bu sadece birkaç dakikalık bir kesintiden ibaret değil; milyonlarca insanın aynı anda sessizliğe mahkum edilmesi demek. Afet anında en çok ihtiyaç duyulan şey iletişimken, sesimizi duyuramamak demek yalnızca teknik bir sorun değil, bu yaşama tutunmaya çalışan insanların hayati bir bağdan koparılması demek.

Hatırlarsanız 6 Şubat 2023’teki Kahramanmaraş merkezli depremlerde de aynı sorunu yaşadık. O gün yüz binlerce insan enkaz altında sevdiklerine ulaşmaya çalıştı. O gün de aynı tablo karşıladı bizleri. Yani bu bir ilk değil, ama ne yazık ki hâlâ bir son da değil.

6.2 büyüklüğündeki bugünkü depremde iletişim altyapısı bu kadar kolay çöktüyse, olası büyük İstanbul depreminde neyle karşılaşacağız?

Uzmanlar yıllardır bu depremin 7’nin üzerinde olacağını söylüyor. Durum böyleyken, GSM operatörleri hâlâ bu yükü kaldıramıyorsa, esas felakette sistem tamamen devre dışı mı kalacak? O zaman sadece binalar mı yıkılacak, yoksa iletişimsizlik yüzünden umutlarımız da mı enkaz altında kalacak?

Devamlı artan fiyatlar, paketlere eklenen "katma değerli hizmetler", 5G vaatleri… Hepsi güzel. Ama bu hizmetlerin en temel işlevi, acil durumlarda çalışması değil mi? İletişimin en çok gerektiği anda yok oluşu insanların can güvenliğine karşı işlenmiş ciddi bir ihmaldir.

Bu saatten sonra "yoğunluktan dolayı hatlar kilitlendi" bahanesi kimseyi tatmin etmiyor. Çünkü biz bu yoğunluğun ne zaman geleceğini biliyoruz: her depremde, her afette, her kriz anında. Bilinmeyen değil, beklenen bir senaryoya karşı hazırlıksız olmak, affedilir bir şey değildir.

Reklam filmlerinizdeki "gelecek burada" sözleriyle değil, kriz anlarında göstereceğiniz dayanıklılıkla güven kazanın. Çünkü biz artık her ay farklı bahanelerle artan fatura değil, karşılık istiyoruz.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Bu web sitesinde en iyi deneyimi yaşamanızı sağlamak için çerezler kullanılmaktadır. Detaylar için Gizlilik Politikamızı inceleyebilirsiniz.