blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
14 Kasım, 2024 16:15 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum: 0

Avrupa’daki ticari taksiler Türkiye’deki çağrı merkezlerinden yönlendiriliyor

Avrupa’nın 3 ülkesindeki 18 şehrinin ticari taksi çağrıları, Türkiye’deki 3 farklı ilde kurulan çağrı merkezlerinden yönlendiriliyor
Almanya, Avusturya ve İsviçre’nin toplam 18 farklı şehrinde ticari taksi çağıranların aradıkları 44, 33, 22 gibi çağrı telefonları, Türkiye’nin Düzce, Sakarya ve Bartın şehirlerinde bulunan merkezlerdeki Almanca bilen çalışanlar tarafından cevaplanıyor. Taksi isteyen kişinin adresini alan merkez çalışanları, bölgeye en yakındaki ticari taksiyi yönlendirerek, kişilerin en sorunsuz bir şekilde taksiye ulaşmasını sağlıyor. Düzce merkezli kurulan ve 6 yıldır Avrupa’ya hizmet veren çağrı merkezinin Sakarya ve Bartın daki şubelerinde çalışan toplam 300 kişi, gece gündüz Avrupa’dan gelen çağrılarına cevap vererek, ticari taksi trafiğini yönetiyor.

Çağrı merkezinin Bartın’daki Şubesi ilk kuruluş yıldönümünü kestiği pasta ile kutladı. Kutlama programına katılan Mobil Call Center A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Başkanı Ertan Uçar, başarılı ve özverili çalışmaları nedeniyle personeli kutlarken, yürütülen çalışmalar hakkında bilgi verdi. Uçar, "Avrupa’nın 3 farklı ülkesindeki 18 şehrinde bulunan ticari taksilerin Türkiye’den yönlendirdiklerini anlatarak, "Almanya, İsviçre ve Avusturya’daki 18 farklı şehrin ticari taksi siparişlerini Türkiye’den yönlendiriyoruz. Düzce’de merkez şubemiz, Bartın ve Sakarya’daki şubelerimizde görev yapan 250’nin üzerinde çalışan arkadaşımız, Avrupa’dan gelen taksi çağrılarını yönlendiriyoruz. Sarı taksilerin, her şehirde çağrı merkezi vardır. Bunlar tek numaradır, 44, 33 22 gibi. Orayı arıyorlar. Bu çağrı bizim Türkiye’deki şubelerimizde çalışan arkadaşlarımızın önüne düşüyor. Arkadaşımız da bu lokasyonu, en yakınındaki taksiye ulaştırıyor. Bu hizmeti en iyi şekilde verebilmemiz için personelimizin çok ileri derecede Almanca bilmesi ve yazmaları gerekiyor. Almanya geçmişleri olmaları gerekiyor. Çalışan arkadaşlarımız Almanya’dan Türkiye’ye uzun süre önce dönüş yapması halinde ise bu kişiye hatırlatma amacıyla Almanca eğitimi veriyoruz. Ana dil olarak Almanca gerekiyor. Çünkü Almanya ve Avusturya’da Almanca kullanılıyor. İsviçre de ise İsviçre Almancası konuşan arkadaşlarımız var" diye konuştu.

Öncelik Almanca bilen illerde
Türkiye’nin 2 farklı şehrinde daha çağrı merkezi kuracaklarını ifade eden Uçar, Almanca konuşan bulmakta zorlanmaları nedeniyle farklı şehirlerde çağrı merkezleri açtıklarını ifade etti. İyi derecede Almanca bilenlerin en yoğun yoğun bulunduğu illerde öncelikli olarak çağrı merkezi açmaya çalıştıklarını anlatan Uçar "Bartın’da 30’un üzerinde çalışanımız var. Toplamda ise 250 kişiyi aştı. Önümüzdeki yıl Aksaray ve Kayseri şehirlerinde de başlıyoruz. Personel sayımız artıyor, büyüyoruz. Daha da büyümeliyiz çünkü bizi Avrupa’da bekleyen daha çok çağrı merkezi var. Keşke Bartın’da 500 çalışanımız olsa, başka bir ile gitme durumumuz olmaz. Almanca dili bizim için çok önem arz ediyor. İyi derecede Almanca bilen kişi bulmakta çok zorlanıyoruz. Yoğunluk neredeyse, orada da çağrı merkezimizi açıyoruz" diye konuştu

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
24 Kasım, 2025 16:52 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 1dk
Yorum: 0

Dere yataklarına mesken atık ve moloz dökülüyor

Zonguldak’ın Alaplı ilçesine bağlı Gümeli ile Geçmiş altı mevkileri ortasındaki dere yatakları, etraf kirliliğine sahne oluyor. Çam ve meşe ağaçlarıyla kaplı ormanlık alanın doğal hoşluğu, denetimsiz formda dökülen binlerce ton mesken atığı ve moloz nedeniyle her geçen gün tahrip ediliyor.
Gümeli-Geçmiş altı deresi boyunca inşaat hafriyatlarının gelişi hoş boşaltıldığı tez edilirken, bu durum hem vatandaşların hem de çevrecilerin büyük reaksiyonunu çekti. Geçmişaltı’nda yaşayan Hüseyin Kumuz, dere yatağının muhafaza alanı statüsünde olduğunu hatırlatarak sert sözlerle reaksiyon gösterdi:
"Bu alanın şahıslara yahut firmalara bu formda kullanım hakkını kim veriyor, bilmiyoruz. Dere yataklarına yığılan bu molozlar bilhassa yağışlı havalarda dereye akıyor, birikmelere ve ilerleyen süreçte taşkınlara sebep oluyor. Buna göz yumulması kabul edilemez."
Kumuz, yetkililerin kontrol zafiyetine dikkat çekerek şunları söyledi:
"Türkiye’nin hiçbir yerinde dere ve çay yataklarına mesken atığı ve moloz dökülmez. Valilik ve ilgili kamu kurumları kontrollerini artırmalı, cezalar yükseltilmeli. Şayet caydırıcı yaptırımlar uygulanmazsa bunu yapanlar moloz döküm alanlarına gitmeyip atıklarını buraya taşımaya devam eder. Üstelik akşam saatlerinden sonra hiçbir yetkiliye ulaşamıyoruz."
Vatandaşlar, bölgenin süratle yok olmasına neden olan bu kirliliğin bir an evvel durdurulmasını ve sorumlular hakkında süreç yapılmasını istedi.

Bizi sosyal medyadan takip edin