Karabük Postası tarafından
01 Eylül, 2020 13:31 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

AVDANCI: “TALEBİMİZ NET BARIŞ İÇİNDE BİR ÜLKE VE DÜNYA”

KESK Şubeler Platformu Dönüm Sözcüsü Ahmet Avdancı, Dünya Barış günü nedeni ile basın açıklaması yaptı.  Hala iktidarlar çocuklarımıza barış içinde özgür bir ortamın müjdesini değil SİHA’ların, İHA’ların, savaş makinelerinin, sermayeye yeni kaynak oluşturacak kuyuların “müjdesini” veriyor diyen Avdancı şöyle devam etti: "Silah harcamaları sürekli artıyor, nükleer silahların sınırlandırılması antlaşmaları bir bir iptal ediliyor, yeni nükleer silah denemelerinin ardı arkası kesilmiyor.Oysa İkinci Dünya Büyük Emperyalist Paylaşım Savaşı öncesinde de dönemin iktidarları diğer ülkelerin kendilerini kıskandığının, silahlanmada ileride olduklarının, ırklarının üstünlüğünün müjdesini veriyorlardı! Sonuç olarak; geride en az elli iki milyon ölü, milyonlarca engelli, yerle bir edilmiş kentler, yeri belirsiz gömülü halde tonlarca patlamamış mühimmat ile büyük bir acı ve gözyaşı bırakıldı! Aradan 81 yıl geçti…Emperyalist, gerici güçler aynı amaçlar ile sermayenin sınırsız ve koşulsuz dolaşımı için kan dökmeye, işgale ve büyük bedeller ödenerek elde edilmiş temel hak ve özgürlükleri ayaklar altına almaya devam ediyorlar. Yol açtıkları mültecilik, göçmenlik karşıtlığı üzerinden milliyetçilik, ırkçılık yükseltiliyor, oya ve sermayeye dönüştürülüyor.Halklar arasındaki milliyet, din, dil, etnik kimlik farklılıklarını düşmanlaştırma politikalarına, savaşlara gerekçe haline getiriyorlar. Açlığa, susuzluğa, sefalete sürüklenen milyonlar, göç yollarında yitip giden yüz binler, her geçen gün derinleşen gelir adaletsizliği umurlarında değil! Kârlarını arttırarak kasalarını dolduruyor ve yeni çatışmaların fitilini ateşliyorlar.Yitip giden hayatların yanı sıra doğa tahribatının dünyanın geleceğini tehdit eder düzeye ulaşmasının son kanıtı olan korona pandemisine, daha birkaç gün önce Giresun’da yaşanan sel felaketi gibi açık göstergelere rağmen doğa talanı, HES’ler, canlıların yaşam alanlarının ortadan kaldırılması, sera gazlarının kullanımı vb. devam ediyor. Sermaye ve rant için yaşama dair ne varsa ortadan kaldırılması zerre kadar umurlarında değil! Pandemiyi kast ederek “görünmeyen düşmanla savaş halindeyiz” diyorlar. Bir kez daha savaş dilini kullanıyorlar. Pandemiye yol açan doğayla savaş halinde olma politikalarından da vazgeçmiyorlar! Gerek savaşların/çatışmaların gerekse de pandeminin bedelini, savaşları çıkaranlar, pandemiye yol açan politikaları uygulayanlar değil yoksullar, ezilenler, emekçiler, kadınlar, çocuklar ödüyor. Tablo karamsar ancak çaresiz değiliz. Bu gidişatı durdurabiliriz. Hepimizin barışın iyileştirici gücüne ihtiyacı var! Bunun yolu eşitlik, özgürlük, laiklik ve barış mücadelesinden geçiyor. Barış, özgürlük ve eşitlik paydası altında birlikte ve ortak mücadele bir arada yaşamının zemini de oluşturacaktır.Barış mücadelesinin en çok da yaşadığımız Ortadoğu coğrafyasında ve ülkemizde yükseltilmesine ve süreklileştirilmesine ihtiyaç var. Bu amaçla atılacak her adım bizleri barışa olduğu kadar insan olma erdemine de yakınlaştıracaktır.  Örgütlü ve kararlı bir mücadele ile barışı bu topraklarda kökleşmiş bir ağaç haline getireceğimize olan inancımız her zamankinden daha güçlüdür. Tüm halkların eşit, özgür, insanca ve kardeşçe yaşayacağı bir dünyayı kendi ellerimizle kurmanın yolunu açmak için gidişattan rahatsız olan, geleceğe dair kaygıları bulunan herkesi omuz omuza ortak mücadeleye çağırıyoruz"

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
06 Temmuz, 2025 14:47 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

Nostaljik Gazoz Dükkanı Ziyaretçileri Geçmişe Götürüyor

UNESCO Dünya Miras Listesi'nde yer alan  Safranbolu ilçesinde açılan nostaljik gazoz dükkanı, konsepti ve ürün çeşitliliğiyle ilgi görüyor.

Tarihi çarşıda hizmet veren iş yerinde, Türkiye'nin 55 farklı ilinden getirilen 75 çeşit gazozun satışı yapılıyor. Renkli ve nostaljik dekorasyonu ile dikkat çeken işletme, ziyaretçilerin yoğun ilgisini çekiyor.
İş yeri çalışanı Sevilay Hastürk, yaptığı açıklamada, işletmenin kurucularının bu konsepti askerlik görevleri sırasında düşündüklerini ve Türkiye'yi dolaşarak her ilden gazozları topladıklarını söyledi.
Hastürk, "Bu konsept iş yeri sahiplerimizin askerde aklına gelmiş ve 55 farklı şehri gezip böyle bir iş yeri açmaya karar vermişler. Ve sonucunda da her ilden gazozları toplayıp Safranbolu'ya böyle bir dükkan açmışlar" dedi.
Dükkânda sergilenen gazozlar arasında 1934 yılından bu yana Denizli'de üretilen Zafer Gazozu'nun en eski ürün olduğunu belirten Hastürk, şunları kaydetti:

"Zafer Gazozumuz var. 1934'ten beri Denizli'de üretiliyor. Zafer'den sonra Bağlar Gazozumuz geliyor. O da 1936'dan beri üretimde ve Safranbolu'da üretiliyor. 1934'ten 2023'e kadar üretilen gazozlar var. En eskiden en yeniye kadar, günümüze kadar uzanan gazoz çeşitlerimiz mevcut."
Müşterilerden nostaljik tepkiler aldıklarını belirten Hastürk, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Müşterilerimiz içeri girdikleri zaman ‘Bursa Gazozu var mı?', ‘Denizli Gazozu var mı?', ‘Elazığ'dan geliyorum, Elazığ Gazozu var mı?' gibi sorular yöneltiyorlar. Hemen hemen her birine de hitap edebiliyoruz. 75 çeşit gazozumuz var. Bu yüzden istediklerini bulabiliyorlar. Kapıdan girdikleri an ‘Çocukluğumuza döndük, çok nostaljik bir yer. Dükkanınız çok güzel ve renkli' gibi tepkiler alıyoruz. Fotoğraf ve video çekmek istiyorlar, buna da müsaade ediyoruz."
Safranbolu'nun tarihi dokusu içinde bu tarz bir işletmenin bulunmasının hem ziyaretçiler hem de işletmeciler açısından anlamlı olduğunu ifade eden Hastürk, "UNESCO Dünya Miras Listesi'ndeki Safranbolu'da, 91 yıldır üretilen gazozlarımızla hizmet sunmaktayız. Bu da bizim için mutluluk verici" diye konuştu.

Bizi sosyal medyadan takip edin