blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
30 Ağustos, 2024 12:30 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Artvin’in huzur durağı: Şavşat Karagöl

Artvin’in sakin şehir unvanını taşıyan Şavşat ilçesinde yer alan Karagöl, doğada huzur arayanların gözde mekânlarından biri olmaya devam ediyor. İlçe merkezine 25 kilometre uzaklıkta bulunan ve kuş bakışı görüntüsüyle kalbi andıran Karagöl, doğayla iç içe, sakin bir zaman geçirmek isteyen turistlerin ilgisini çekiyor.
Zengin bitki örtüsü ve yaban hayatı ile her mevsim farklı güzellikler sunan Karagöl, kamp alanları, trekking ve foto safari parkurlarıyla doğaseverler için cazibe merkezi haline gelmiş durumda. Yaz mevsiminin son günlerinde Karagöl’ü ziyaret eden yerli ve yabancı turistler, ladin ve çam ağaçları arasında kalp şeklindeki göl manzarasının tadını çıkarıyor.
Doğal güzellikleri ve huzurlu atmosferiyle dikkat çeken Karagöl, ziyaretçilerine doğayla iç içe bir deneyim sunuyor. Huzur ve dinginlik arayanların ilk tercihlerinden biri olan Şavşat Karagöl, her yıl binlerce turisti ağırlayarak bölge turizmine önemli bir katkı sağlıyor.
Karagöl’ün işletmecisi Göksu Özgen, bu doğal güzelliğin yerli ve yabancı turistler için popüler bir destinasyon olduğunu belirtti. Özgen, "Burası Karagöl olarak biliniyor ama havadan bakıldığında kalp şeklindeki görünümü nedeniyle ’Kalpli Göl’ olarak da anılıyor. Son yıllarda özellikle yabancı turistlerin ilgisi arttı. Azerbaycan, Avustralya, İran, Almanya gibi ülkelerden birçok misafir ağırlıyoruz. Elbette yerli turistler de buraya geliyor. Şavşat Karagöl, şehrin stresinden uzaklaşmak, kalp şeklindeki gölü, çevresindeki çam ve ladin ağaçlarının oluşturduğu manzarayı görmek için harika bir yer. Herkesin bu güzelliği ömründe bir kez görmesini tavsiye ederim" dedi.

Ziyaretçilerin gözünden Karagöl
İzmit’ten gelen Gözde Yılmaz, Artvin’e bir düğün için geldiklerini ve Karagöl’ü görmek istediklerini söyledi. Yılmaz "Bu doğa harikasını da görmek istedik. Çok övülen bir yerdi, gerçekten görülmeye değer bir yermiş. Yeşil ve maviyi çok sevdiğim için bu saklı gölü görmek istedim, gerçekten büyüleyici bir yer. Herkesin burayı görmesini tavsiye ediyorum. Ortam çok büyüleyici, çok güzel. Resimlerdeki ve videolardaki ortamlardan bile daha güzel, canlı ve enerjisi çok yüksek bir yer" derken, İstanbul’dan gelen Cem Yılmaz, arkadaşlarının tavsiyesi üzerine bu yıl Ege yerine Karadeniz’i tercih ettiğini ve ilk durağının Artvin Şavşat-Karagöl olduğunu söyledi. Yılmaz "Gerek doğası gerek gölü, gerekse temizliği ile gerçekten harika bir yer. Burayı herkese tavsiye ediyorum" diye konuştu.
Tekirdağ’dan gelen Aslı Uzun ise Artvinli olmasına rağmen ilk kez Artvin’in doğasını gezdiğini ifade ederek "Karagöl gerçekten çok güzel, anlatıldığı kadar varmış. Harika fotoğraflar çektik, tulum eşliğinde horon oynadık. Karadeniz’in havasını iliklerimize kadar hissettik. Burası gerçekten çok özel bir yer. Güzel anılar biriktirdim, burayı herkese tavsiye ederim. Gelin, görün, siz de bu anılara bir şeyler katın" şeklinde konuştu.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
İlyas Erbay tarafından
06 Temmuz, 2025 14:01 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

ŞAŞIRDIK MI? HAYIR MUTLU MUYUZ? HAYIR GELECEĞE DAİR UMUT VAR MI? HAYIR.HAYIRLI YOLCULUKLAR O HALDE

2027 yılında erken seçim olursa, iktidar tam 25 yılı, çeyrek asırı devirecek. Çeyrek asıra 2 kala tabloya bakalım !
6 aylık enflasyon verileri güzide kurumumuz TUİK tarafından 2 gün önce açıklandı. TUİK verileri baz alınarak da çalışan ve emeklilerin maaş zamları belirlendi. Şaşırdık mı? Hayır.
Mutlu muyuz? Hayır
Geleceğe dair umut var mı? Hayır.
Milyonlarca aile büyük bir hızla açlık sınırı rakamlarının altına düş(ürül)meye devam ediyor. Asgari ücretliler zaten açlık sınırının altında idi, emeklilerin büyük bir kısmı ise, açlık sınırının yarısına mahkum edilmişti. Temmuz zamlarının açıklanması ile açlık sınırının altına düş(ürül)enlerin sayısı daha da arttı. Her 6 ayda bir bu acı gerçekle yüzleşiyoruz. Yoksulluk ve açlık sınırı potasının üzerine çıkmamız artık mümkün değil !
2 yıl sonra bu günleri mumla alacağız. Tablonun bundan çok daha kötü olacağını tahmin etmek hiç zor değil.

Haziran 2025 verilerine göre Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapılması gereken aylık gıda harcaması tutarı "AÇLIK SINIRI" 26.115,18 TL’ye, (dikkat edin açlık sınırı sadece gıda için!)
Gıda harcaması artı giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise "YOKSULLUK SINIRI" 85.065,75 TL’ye
Bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ de aylık 33.586,82 TL ’ye yükseldi. Bu rakamlar her ay açıklanıyor ve yükselmeye devam ediyor. Her ay bu rakamların altına düşen insanlarımızın sayısı da artmaya devam ediyor. Ülkenin bir felakete hızla sürüklendiği tartışmasız açık ve net!
Birkaç yıl önce yoksulluk sınırında (yada biraz üstünde) olan emekliler şimdi açlık sınırının altına hızla sürükleniyor.

ÜLKE BU GİRDAPTAN MUTLAKA ÇIKMALI !

Bugüne kadar gelmiş geçmiş tüm iktidarların; oy için tercih ettikleri popülist politikaların acı sonuçları ile artık belirgin bir biçimde yüzleşiyoruz.
Çok partili demokrasi tarihimizde hiç bir iktidara nasip olmayan, neredeyse çeyrek yüzyıllık bir yönetim fırsatını mevcut iktidar yakalamıştır. Bu nedenle bugün içinde bulunduğumuz yoksullukta payı daha büyüktür. Önceki iktidarların yanlış, popülist politikaları devam ettirilmiştir. EYT örneğinde olduğu gibi.

☆ Gelir adaletsizliğinde dünyada ikinci Avrupa'da birinci sıradayız.

Son verilere göre; ülkede işgücü 35 milyon 653 bin kişi, işgücüne katılım oranı ise yüzde 53,8 olarak gerçekleşti. İstihdam edilenlerin sayısı 32 milyon 944 bin kişi, istihdam oranı ise yüzde 49,7
İstihdam yaratmada başarılı olunsaydı, her bir emekli için çalışan kişi sayısı yetersiz kalmazdı.
Ülkemizde 1,5 aktif (prim karşılığı çalışan) sigortalıya 1 emekli düşüyor. Bu konuda sağlıklı olarak kabul edilen oran ise 3 çalışanın 1 emekliye bakması olarak ifade ediliyor.

☆ Emekli sayımız sürekli artarken, çalışan sayımız sürekli düşüyor.

☆ Bu sistemin bu şartlarda sürdürülebilirliği mümkün değil!

☆ Yakındır Açlık Sınırı Rakamlarının da Aramamız.

Ülkenin halledilmesi gereken o kadar çok sorunu var ki, hangi birini sayalım?

  • Cari Açık
  • Gelir dağılımındaki eşitsizlik,
  • Enflasyon
  • Hayat pahalılığı,
  • İşsizlik
  • Eğitim
  • Toplumsal Ahlak
  • Tarım ve Hayvancılık
  • Demokrasi ve Fikir Özgürlüğü
  • Liyakatsiz görevlendirmeler
  • Sosyal Güvenlik, Sağlık
  • Rüşvet, Yolsuzluk
  • Yeni Anayasa….

Ülke bu sorunların üstesinden gelebilir mi?
Bu açmazdan, bu girdaptan nasıl çıkarız?
Nasıl toparlanırız?
Kaç yılda normale döneriz?
Erken seçim çare olur mu?
Muhalefet ülkenin kronikleşmiş sorunlarını çözebilir mi?

Ne ülkeyi yönetenlerin ne de muhalefetin bu sorulara açık ve net yanıtları olduğunu sanmıyorum.
Allah sonumuzu hayır etsin.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.