blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
18 Temmuz, 2024 12:30 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum: 0

Artvin’de başlayan tehlike Karadeniz’den sonra tüm Türkiye’ye yayılıyor

Artvin Çoruh Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Temel Göktürk, 2018-2019 yıllarında Artvin’in sorunu haline gelen kahverengi kokarca böceğinin Artvin’in ardından önce fındık alanları başta olmak üzere Karadeniz Bölgesi’nin şimdi ise Türkiye’nin sorunu haline geldiğini söyledi.
Artvin’de ilk kez 2018 yılında tespit edilen kahverengi kokarca böceği (Halyomorpha halys), Karadeniz bölgesi üzerinden hızla yayılmaya devam ediyor. Türkiye’nin tarımsal üretimini tehdit eden bu zararlı böcek, meyve ağaçları, sebzeler ve diğer tarım ürünleri üzerinde büyük zararlar veriyor.

Ekonomik ve ekolojik tehdit
Uzmanlar, kahverengi kokarca böceğinin tarımsal ürünlerde kalite düşüşüne ve ciddi ekonomik kayıplara yol açabileceği konusunda uyarıyor. Böceğin yayılması, özellikle fındık, elma, armut, şeftali ve domates gibi ürünlerin üreticilerini büyük bir endişeye sürüklüyor. Gürcistan’dan Türkiye’ye geldiği tahmin edilen kahverengi kokarca böceğinin yayılış sınırı olmaması nedeniyle, bugün Doğu Karadeniz’in sorunu gibi görünse de, önümüzdeki 5 yıl içerisinde tüm Türkiye’nin sorunu haline geleceği öngörülüyor.
Konuyla ilgili konuşan Artvin Çoruh Üniversitesi Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü Entomolojisi ve Koruma Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Temel Göktürk, 2017 yılında kahverengi kokarcanın Türkiye’de görülmeye başlandığını, 2018 yılında özellikle Kemalpaşa bölgesinde bu zararlı türün varlığının tespit edilerek Tarım ve Orman Bakanlığına rapor edildiğini belirtti. 2020 yılında pandeminin de çıkmasıyla böceğin yayılımı hızlandığını kaydeden Göktürk, "2019 yılında Artvin’in sorunu haline gelen kahverengi kokarca, 2022 yılına gelindiğinde Trabzon bölgesine kadar yayılmıştı. 2024 yılına geldiğimizde ise tüm Doğu Karadeniz bölgesinde yayılış gösteren bir böcek türü haline geldi. Kahverengi kokarca, oldukça fazla miktarda konukçusu olan ve bitkilerin öz sularını emerek zarar yapan bir zararlı böcek. Özellikle Doğu Karadeniz bölgesinde fındık üretiminin gerçekleştirildiği monokültür alanlarda bu böceğin zararı önümüzdeki yıllarda daha da belirgin hale gelecektir. Şu an itibariyle halk, bu zararlı böceği evlerinde gördükleri için, özellikle sonbahar mevsiminde kışlamak için eve gelen bu böceklerden dolayı psikolojik rahatsızlık duyuyor ve şikayet ediyor. Ancak önümüzdeki 1-2 yıl içerisinde fındık bahçelerinde, kivi bahçelerinde ve elma bahçelerinde bu böceğin zararı daha çok ortaya çıkacak ve ekonomik açıdan önemli bir sorun haline gelecektir. 2019 yılında sadece Artvin’in sorunu olan kahverengi kokarca, sonraki yıllarda diğer illerin de sorunu haline gelmiştir. Bu durum, böceğin sadece Doğu Karadeniz bölgesinde sınırlı kalacağı anlamına gelmez. Böceğin yayılış coğrafyası değerlendirildiğinde, Türkiye’nin her ikliminde ve her yükseltisinde yaşayabilme özelliğine sahip olduğu görülmektedir. Bugün Marmara bölgesine kadar ulaşmış durumda. Önümüzdeki 5 yıl içerisinde bu böceğin Ege Bölgesi, İç Anadolu Bölgesi ve hatta Antalya, Akdeniz bölgesine kadar ulaşması muhtemeldir. 300’den fazla türün öz suyunu emerek ekonomik zarar verdiğinden dolayı önemlidir" dedi.

"Önlem alınmazsa bugün fındık, yarın kayısı ve kiraz bahçeleri bu böcekten zarar görecek"
"Bu böceğin önümüzdeki yıllarda Doğu Karadeniz bölgesinde fındıktaki zararı artacağı gibi, İç Anadolu bölgesinde kayısı, kiraz bahçelerinde ve narenciye bahçelerinde de zararı muhtemeldir" diyen Göktürk, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
"Bu böcekle mücadele kapsamında, Tarım ve Orman İlçe Müdürlüklerinde aktif çalışmalar başlatılmıştır. Şu anda feromon tuzakları asılarak böceklerin yakalanması gündeme gelmiştir. Ancak, böceğin özellikle kışlaklardan çıkmadan önce yakalanması, yapay kışlaklar oluşturularak bu böceklerin içine çekilmesi önem arz etmektedir. Şu ana kadar böcekle mücadele çalışmaları dünyanın birçok ülkesinde yürütülmektedir. Ancak zarar boyutu oldukça fazladır. 2018 yılında Gürcistan Anakliya’da fındık bahçelerinde yaptığı zarardan dolayı, iki sene üst üste fındık tüccarları fındıklarını satamamıştır. İtalya’da elmalarda yaptığı zarardan dolayı, elmalar para etmemiştir. Amerika’da ise mısırda yaptığı zarar sonrasında, mısırın değerini düşürerek mısır yağı üretimini oldukça fazla miktarda azaltmıştır. Yani, kısaca baş belası bir böcek türüdür. Türkiye’de yayılışının önemi bir an önce mücadele yöntemi kapsamında ele alınarak, seferberlik niyetiyle mücadeleye başlanması zorunludur. Zorunludur diyorum çünkü önümüzdeki yıllarda Karadeniz bölgesinde fındıkta sorun oluşturacaktır. İç Anadolu Bölgesine geçtiğinde Malatya’nın kayısı üretimini, kiraz üretimini ve sebzecilikle geçinenlerin ekonomik değerini düşürecektir. Akdeniz bölgesine geçtiğinde ise oradaki bitkilere zarar verecektir. Yayılış sınırı olmayan bu tehlikeli böcek, bugün Artvin ve Trabzon’un sorunu iken, yarın tüm Türkiye’nin sorunu haline gelecektir.”

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
14 Ekim, 2025 04:30 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum: 0

Rektör Aydın: “Hedefimiz uluslararasılaşma ve araştırma üniversitesi olmak”

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Rektörü Prof. Dr. Fatma Aydın, "Uluslararasılaşma ve araştırma üniversitesi olma gayemiz var. Biz bu yıl adayda sabit kalma gayesindeyiz lakin önümüzdeki yıllarda üst sıralarda yer alarak araştırma üniversite olmayı hedefliyoruz" dedi.
Üniversiteye ilişkin OMTEL Otel’de ulusal basın mensuplarıyla bir ortaya gelen Rektör Prof. Dr. Fatma Aydın, üniversitenin 2024 yılı muvaffakiyetlerini ve gelecek amaçlarını paylaştı. Aydın, Yükseköğretim Kalite Kurulu Başkanlığı (YÖKAK) tarafından verilen 5 yıllık tam akreditasyon ile "aday araştırma üniversitesi" statüsünün OMÜ’nün bilimsel gelişiminde dönüm noktası olduğunu vurguladı.

"Aday araştırma üniversitesi statüsüyle bilimde liderlik hedefi"
Rektör Aydın, üniversitenin bilimsel rekabet gücünü ortaya koyan en kritik gelişmeyi ise YÖK tarafından "aday araştırma üniversitesi" statüsüne kabul edilmeleri olarak açıkladı. Bu adımın akademik üretkenliğin, araştırma altyapısının ve proje çeşitliliğinin somut bir göstergesi olduğunu kaydeden Aydın, ana gayenin bu süreci en kısa müddette "araştırmaüniversitesi" niteliğine dönüştürerek hem bölgenin hem de ülkenin bilimsel rekabet gücüne öncülük etmek olduğunu belirtti. Aydın, "Uluslararasılaşma ve araştırma üniversitesi olma maksadımız var. Şu anda toplamda araştırma üniversitesi olan 21 tane devlet üniversitesi var. Biz şu anda aday araştırma üniversitesiyiz. 6 tane aday üniversite var. Bu futbol ligi üzere bir müsabaka gerektiriyor. Biz bu yıl adayda sabit kalma amacındayız fakat önümüzdeki yıllarda üst sıralarda yer alarak araştırma üniversite olmayı hedefliyoruz" diye konuştu.

"Kalite seyahatinde dönüm noktası: 5 yıllık tam akreditasyon"
OMÜ’nün 50. yaşını kutladığı bu yılda ulaşılan değerli muvaffakiyetleri vurgulayan Rektör Aydın, Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) değerlendirmeleri sonucunda üniversitenin 5 yıl müddetle tam akreditasyon almaya hak kazandığını hatırlattı. Aydın, "Bu muvaffakiyet, sırf bir evrak değil; eğitim-öğretimden araştırmaya, idari süreçlerden öğrencilerimizin gelişimine kadar OMÜ’de kökleşen kalite kültürünün tescilidir" sözlerini kullandı.
Aydın, ayrıyeten üniversitenin YÖK’ten "spor dostu kampüs" unvanı alarak öğrencilerin sağlıklı hayat ve spor faaliyetlerine erişimini kolaylaştırdığını da kelamlarına ekledi.

"Yıllık hasta sayımız 1,2 milyon"
OMÜ Rektör Yardımcısı Çetin Kurnaz ise yaptığı sunumda, "OMÜ sıhhat hizmetleri ile ön plana çıkıyor. 3 temel ünitemiz var. Tıp, diş ve veterinerlik fakültesi. Üniversitemizin en esaslı fakültelerinden biri tıp fakültesidir. Yıllık hasta sayımız 1,2 milyon. Sıhhat turizmi hayatımıza çokça girmeye başlayan bir kesim. Organ ve doku nakliden Karadeniz’in en kıymetli merkeziyiz. Toplamda 634 organ naklinin muvaffakiyet ile yaptık. Diş Hekimliği Fakültesi yıllık 300 bin hastaya hizmet veriyor. Veterinerlik Fakültemiz Türkiye’nin en uygun 4. veterinerlik fakültesidir. 30 binin üzerinde hastaya hizmet vermektedir" halinde konuştu.
Toplantıya OMÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Alper Kesten, Prof. Dr. Ayşe Pınar Sumer, OMÜ Tıp Fakültesi Başhekimi Prof. Dr. Ünsal Özgen, Genel Sekreter Doç. Dr. Erhan Burak Pancar da katıldı.

Bizi sosyal medyadan takip edin