Ihlas Haber Ajansı tarafından
03 Ocak, 2024 08:12 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Ameliyatta 41,7 dereceye yükselen ölümcül ateşten “buz” operasyonuyla kurtuldu

Amasya’da ameliyat esnasında ateşi 41,7 dereceye kadar yükselip ölümcül seviyeye gelen hasta, vatandaş destekli buz operasyonu ve doktorların çabasıyla yaşama tutundu.
Ateşin düşürülmesi için restoranlar ve soğuk hava deposundan hastaneye poşet poşet buz getirildi. Bir hafta önce asistan öğrencilere 40 bin hastada bir görülme ihtimali olan ‘malign hipertermi’ hakkında atılması gereken adımları anlatan doktorlar bu sefer karşılaştıkları durum karşısında ölümcül ateşten hastalarını kurtarıp hayat dersi verdi.
Uzun yıllardır burnunda yaşadığı sağlık probleminden kurtulmak için Amasya Üniversitesi Sabuncuoğlu Şerefeddin Eğitim ve Araştırma Hastanesine başvuran Mehmet Kaya, Dr. Öğretim Üyesi Sinan Seyhan, Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Erdoğan ve Dr. Öğretim Üyesi Mürsel Kahveci’nin de katıldığı ameliyata alındı. Daha önce geçirdiği ameliyatlarda anestezi alan 44 yaşındaki Kaya’nın ateşi ameliyatın tamamlanmasına az bir süre kala aniden yükselmeye başladı. Bu durumun 40 bin hastada bir görülme ihtimali olan ‘malign hipertermi’ olduğunu değerlendiren doktorları tedbirleri artırdı. Ameliyata kalp ve diğer anestezi doktorları da çağrıldı. Tırmanışa geçen vücut ısısının hızla düşürülmesi için hastanın etrafına buz kütleleri konuldu. Dışarıda telaşla bekleyen yakınlarına hastanın durumuyla ilgili bilgi verildi. Müdahale süresinin uzayabileceği ihtimaliyle buz stoklarının yetmeyeceği düşünülerek hasta yakınlarından ve telefonla iletişime geçilen esnaftan hastaneye buz getirmeleri istendi. Çok kısa sürede restoranlardan ve bir soğuk hava deposundan poşetlerle getirilen buz parçaları hastanın tedavisi için teslim edildi. ‘Malign hipertermi’ için belirli bölgelerde tutulan özel ilaç ise Amasya İl Sağlık Müdürlüğünün koordinesinde ambulansla Samsun’dan getirilerek hastanın tedavisinde kullanıldı. Zamanla yarış sonrası ateşi normal seviyeye düşürülen hasta 3 gün gözlem altında tutulduğu yoğun bakım ünitesinden servise alındı. İki gün sonda da tamamen sağlığına kavuşarak taburcu edildi.

“Bir hafta önce derste işledik”
Amasya Üniversitesi Tıp Fakültesinde bir hafta önce derste ‘malign hipertermi’ konusunu işlediklerini anlatan Anestezi Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Mürsel Kahveci, “Mesleklerinde çok nadir görebileceklerini söylemiştim. ‘Umarım karşılaşmazsınız’ demiştim. Ne yazık ki başımıza geldi. Ama hastamızı kurtarmayı başardık” dedi.

“Bütün Amasya seferber oldu”
Bu durum karşısında tıbbi olarak yapmaları gereken şeylerin yanında hastanın vücudunun soğutulmasına ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Kahveci, “Soğutulma sürecinde çok yoğun buz gerekiyordu. Sadece bizim hastane değil. Bütün Amasya seferber oldu. Her yerden buz getirildi. Hastaya buz banyosu yaptırdık. Çünkü ateşi 41,7’lere çıkmıştı. Bu da hasta açısından kötü gidişin göstergesiydi. Samsun’dan ulaştırılan ilacı verdikten sonra da hasta yoğun bakımdaki tedavisinin ardından taburcu edildi” diye konuştu.

“Halk ile sağlık çalışanları arasındaki uyum açısından örnek”
Saniyelerle yarışılan operasyon esnasında görev alan hekim arkadaşlarına ve hastaneye buz ulaştıran Amasya halkına teşekkür eden Hastane Başhekimi Dr. Öğretim Üyesi Volkan Taşova, bu durumun halk ile sağlık çalışanları arasındaki uyum açısından örnek olduğuna değindi.

“Hastalığın adını hiç duymamıştım, hasta sedyedeyken buharlar çıkıyor”
Ameliyatında ölümle burun buruna gelen Mehmet Kaya, sağlığına kavuşmasını sağlayan doktorlara ve buz getiren yakınları ile esnafa şükran duyduğunu söyledi. Hiç duymadığı malign hipertermi hastalığını internette araştıran evli ve 2 çocuk babası Kaya, “Hasta sedyedeyken buharlar çıkıyor. Doktorların korkması gibi bir karikatür gördük. Allah kimseye göstermesin. Gösterirse de sağ olsun hocalarımız ateşi indiriyor” şeklinde konuştu.
Nefes kesen ameliyat sürecinden haberdar olan Amasya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hakkı Turabi ise, “Gerekli hassasiyeti gösteren hekimlerimize, özverili çabalarıyla duruma yardımcı olan hasta yakınlarımıza ve bilhassa Amasya halkımıza canı gönülden teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı. Rektör Turabi, Mehmet Kaya’ya şifa dileklerini iletti.

blank
İlyas Erbay tarafından
10 Nisan, 2025 14:34 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

DESTEKLE BİLE ZOR AYAKTA DURUYOR, YAZIK !

SGK açıklarını aktüeryal denge sistemiyle kapatamıyor. Gelirler giderleri karşılamaktan çok uzak. Aktüeryal denge; sosyal güvenlik sisteminin finansmanı ve sistemden hak sahiplerine sağlanacak hakların karşılıklı mali durumunu tanımlar. Dengenin bozulması, sosyal güvenlik sisteminin yetersizleşmesi ve giderek çökmesi anlamını taşır.

Türkiye'de çalışan nüfusun yeteri kadar artmaması, buna karşılık emekli sayısındaki anormal artış SGK yı fena halde zorluyor. SGK Hazine desteği ile zar zor ayakta duruyor.
Açık katlanarak artmaya devam ediyor. SGK'nın hazineye yükü son 1 yılda 2 ye katlandı. 2024 yılı Ocak ayında 7 milyar 396 milyon olan açık 2025 Ocak ayında 16 milyar 44 milyona yükseldi.
Ocak ayındaki 417 milyar liralık giderin 290 milyar lirasını emeklilere ödenen maaşlar oluşturdu.
Açlık sınırının altında yaşam mücadelesi veren emeklilerin aylıkları 2002 yılındaki seviyelere çıkarılsa, daha açık ifade ile gerçek enflasyon düzeyinde zam almış olsalardı; SGK nın açıkları kat kat daha yüksek olacaktı. Bu haliyle bile Hazine için büyük yük olarak görülen emekli maaşlarında artış beklemek hayal olur. Sistem maalesef aktüeryal olarak sağlıklı işletilememiştir.
Gelir ve gider dengesizliğinden bunu açıkça görüyoruz.

Kısa vadede çalışan nüfusun en az 2 katına çıkarılması mevcut sistemde mümkün değil. İstihdamı büyük oranda artıracak yani 2 ye katlayacak ciddi bir faaliyet yok!

Gelişmiş ülkelerde 3-4 çalışana bir emekli düşerken, Türkiye'de bu oran neredeyse kafa kafaya; yanılmıyorsam son verilere göre 1.3 çalışana 1 emekli düşüyordu. Çalışanlar Türkiye'de emeklileri finanse edemiyor. Gelmiş geçmiş tüm iktidarların oy kaygısıyla uyguladıkları popülist politikaların acı sonucu budur.
Ne yazık ki, bu politikalar uygulanmaya devam ediyor Son örneğini EYT de gördük.

SGK gelirlerinin yeteri kadar yüksek olmamasının önemli nedenlerinden biri de vergi toplamada ki sıkıntı. SSK yeteri kadar vergi toplayamıyor. Ülkenin kaymağını yiyen yüksek gelir sahipleri ya vergi vermiyor yada çok az veriyor. Bu da yetmez gibi bunların milyarlarca lira vergi borcu affediliyor.

Özel hastanelerin SGK ya yükü nü de unutmayalım.
Sağlık Bakanlığı tarafından yayımlanan 2022 Sağlık İstatistikleri Yıllığı’nda yer alan veriler, AKP iktidarı döneminde kamunun sağlık hizmetlerindeki payının giderek azaldığını ortaya koyuyor. Verilere göre Türkiye genelinde hastanelerin yüzde 59’u Sağlık Bakanlığı’na bağlı, yüzde 37’si özel sektörde, yüzde 4’ü ise üniversitelerde bulunuyor. AKP’nin iktidara geldiği 2002’den 2022’ye kadar kamu hastanesi sayısındaki artış yüzde 18.22 olarak gerçekleşirken özel hastane sayısındaki artış yüzde 111.7 olarak gerçekleşti. Özel hastane sayısı 2002’de 271 iken 2022 yılında 572 oldu.

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezinin (DİSK-AR) ''Özel hastanelerin SGK'ye yükü tırmanıyor'' başlıklı araştırma bültenine göre, 2024'ün ilk altı ayında Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SGK) özel hastanelere yaptığı ödemenin payı yüzde 153 yükseldi. Devlet ikinci basamak hastaneleri için yapılan ödemenin payı ise yüzde 53,9'a düştü.

Bu kadar çarpıklığa, programsızlığa, plansızlığa rağmen bu ülkenin kurumları nasıl ayakta duruyor? Anlamak mümkün değil.

İlyas Erbay

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.