Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası
26 Kasım, 2024 16:00
blank
İhlas Haber A.

Akıllı lenslerle hem koruma hem de kusursuz görüş

A+ A-

Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Gökhan Özgür, UV blokajlı akıllı lenslerin, güneşin zararlı ultraviyole ışınlarından gözleri koruduğunu ve gözlük kullanmadan kusursuz bir görüş imkanı sunduğunu söyledi.
Görme bozukluklarının tedavisinde kullanılan lensler ve katarakt ameliyatlarıyla, gözlük kullanımı giderek tarih oluyor. Medicana Sağlık Grubu Doktorlarından Dr. Öğr. Üyesi Özgür, “Akıllı mercekler sayesinde uzak, yakın ve orta mesafeyi gözlüksüz görmek mümkün. Ayrıca, UV blokajlı akıllı lensler, güneşin zararlı ışınlarından korunmayı da sağlıyor. Bu lensler, göz sağlığını korumanın yanı sıra yaşam kalitesini de artırıyor” dedi.

UV koruma sağlayan akıllı lensler
Medicana International Samsun Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Özgür, UV blokajlı akıllı lenslerin, göz içerisine yerleştirildikten sonra güneş gözlüğü gibi ultraviyole ışınlarına karşı koruma sağladığını vurgulayarak, “Bu lensler retina ve sarı nokta gibi gözün kıymetli yapılarının korunmasına yardımcı oluyor. Katarakt ameliyatı sırasında zaten hastaya bir lens yerleştiriliyor, burada hastanın seçimine bağlı olarak UV korumalı veya çok odaklı lensler kullanılabiliyor. Akıllı mercekler, uzak ve yakın mesafeyi gözlüksüz görmek isteyen hastalar için ideal bir seçenek” diye konuştu.
Akıllı merceklerin en ileri teknolojilerinden olan üç odaklı trifokal lensler hakkında bilgi veren Dr. Özgür, “Bu mercekler, hastaya uzak, yakın ve orta mesafede kesintisiz bir görüş sunuyor. Ancak, bu uygulama her hastaya uygun olmayabilir. Göz yapısı, sistemik hastalıklar ve göz arkasında herhangi bir sorun olmaması gibi faktörler dikkate alınarak ayrıntılı bir değerlendirme yapıyoruz. Doğru kişilere doğru şekilde uygulandığında, akıllı lens cerrahisi yüksek başarı oranına sahip” şeklinde konuştu.
Dr. Özgür, babasına da akıllı mercek uyguladığını belirterek, “Şu anda gözlükten tamamen bağımsız bir yaşam sürüyor. Bu, hastalarımıza hem görsel konfor hem de yaşam kalitesi sunan etkili bir yöntem” ifadelerini kullandı.

Kısa sürede gerçekleşen cerrahi işlem
Akıllı lens ameliyatlarının lokal ya da damla anestezi ile uygulandığını belirten Dr. Özgür, işlemin toplamda 10-15 dakika sürdüğünü ifade ederek, şu bilgileri verdi:
“Ameliyat sonrası hasta aynı gün taburcu ediliyor ve ertesi gün kontrol için geliyor. İlk gün gözü kapalı oluyor; ertesi gün açıldığında sadece düzenli damla kullanması gerekiyor. Bu kadar kısa sürede gerçekleştirilen bir işlem, hastalarımıza büyük kolaylık sağlıyor.”

Görüş Bildir

blank

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

26 Kasım, 2024 16:07
blank
İhlas Haber A.

’Hedefe yönelik tedaviler akciğer kanserinde yaşam kalitesini artırdı’

A+ A-

Her yıl yaklaşık 2 milyon kişiye akciğer kanseri teşhisi konulduğunu ve 1,8 milyon kişinin bu hastalık nedeniyle hayatını kaybettiğini belirten Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Nurhan Köksal, “Son 10 yılda akciğer kanseri tedavisinde hedefe yönelik tedaviler ve immünoterapiler, hastaların yaşam süresi ve yaşam kalitesinde olumlu yönde değişiklikler sağlıyor” dedi.
Liv Hospital Samsun Göğüs Hastalıkları Prof. Dr. Nurhan Köksal, Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı dolayısıyla bilgilendirmelerde bulundu. Akciğer kanserinin, en sık görülen kanser türlerinden biri olduğunu söyleyen Prof. Dr. Köksal, “Akciğer kanserine karşı son 10 yılda özellikle risk gruplarının belirlenmesi, taramanın kimlere yapılacağının daha net ortaya konması, erken tanı alanında özellikle hedefe yönelik tedaviler ve immünoterapiler ile tedavi alanlarında ciddi kazanımlar elde edilmiştir. Akciğer kanseri, dünyada en sık görülen kanser türlerinden biri olup, kansere bağlı ölümler arasında en yüksek ölüm oranına sahiptir. Bu kanser türü, akciğer dokusunda anormal hücrelerin kontrolsüz çoğalması sonucu oluşur” diye konuştu.

“Pasif sigara içiciliği de riskli”
Akciğer kanserinin 2 türe ayrıldığını dile getiren Prof. Dr. Köksal, “Akciğer kanseri, küçük hücreli akciğer kanseri (KHAK) ve küçük hücreli dışı akciğer kanseri (KHDAK) olarak iki ana türe ayrılır. Küçük hücreli olmayan akciğer kanseri, tüm vakaların yaklaşık yüzde 85’ini oluşturarak daha yaygın görülür. Akciğer kanseri genellikle sigara içen bireylerde daha fazla görülür çünkü sigaradaki zararlı kimyasallar akciğer hücrelerine zarar vererek kansere yol açabilir. Tütün kullanımı, akciğer kanseri vakalarının yaklaşık yüzde 80-90’ından sorumludur; ayrıca pasif sigara içiciliği de bu hastalığa yakalanma riskini artırır. Asbest, radon gazı, hava kirliliği ve genetik faktörler de akciğer kanserinin gelişiminde rol oynayan diğer etkenler arasında yer alır" şeklinde konuştu.

“Kadınlarda sigara içme oranı arttı”
Erkeklerde akciğer kanseri görülme oranının kadınlara kıyasla daha yüksek olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Köksal, “Kadınlarda sigara içme oranının artmasıyla bu oran giderek dengelenmektedir. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, her yıl yaklaşık 2 milyon kişi akciğer kanseri teşhisi almakta ve 1,8 milyon kişi bu hastalık nedeniyle hayatını kaybetmektedir" ifadelerini kullandı.

“Risk grupları dikkatli olmalı”
Prof. Dr. Köksal, son yıllarda, akciğer kanseri için belirlenen ve tarama yapılması önerilen risk gruplarıyla ilgili şunları söyledi: "Yoğun sigara içicileri: Sigara kullanımı akciğer kanseri için en büyük risk faktörüdür. Özellikle 20 yıl ve üzerinde günde bir paket ya da daha fazla sigara içenler yüksek risk altındadır. Eski sigara içicileri: Geçmişte uzun süre yoğun sigara içmiş, ancak son 15 yıl içinde bırakmış olan bireyler de tarama önerilen gruptadır. Sigara bırakıldıktan sonra risk azalmaya başlasa da, uzun süreli sigara içiminin etkileri uzun yıllar devam edebilir. Yaş grubu: Çoğu kılavuz, özellikle 50-80 yaş arasındaki kişilere tarama yapılmasını önermektedir, çünkü akciğer kanseri en çok bu yaş grubunda görülmektedir. Mesleki maruziyeti olanlar: Asbest, radon, kimyasal dumanlar, ağır metaller veya diğer endüstriyel kimyasallara maruz kalan kişilerde akciğer kanseri riski artar. Bu kişiler arasında maden işçileri, inşaat işçileri, kimya sektörü çalışanları gibi meslek grupları bulunur. Aile öyküsü olanlar: Ailesinde akciğer kanseri olan kişilerde genetik yatkınlık nedeniyle risk daha yüksek olabilir, bu nedenle tarama önerilmektedir. Ciddi akciğer hastalıkları geçirenler: Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) gibi kronik akciğer rahatsızlıkları bulunan kişiler, yapısal akciğer hasarına bağlı olarak akciğer kanseri için risk altında kabul edilir. Tarama yöntemi: Düşük doz bilgisayarlı tomografi (LDCT) ile yapılan tarama, özellikle yüksek risk grubundaki kişilerde erken tanı sağlama potansiyeline sahiptir. LDCT ile yapılan taramalar, erken evrede kanser tespitini sağlayarak, tedavi şansını artırmaktadır. Bu risk gruplarının taranması, akciğer kanserinden kaynaklanan ölümleri azaltmaya yönelik önemli bir adım olarak kabul edilmektedir.”

“Hedefe yönelik tedavi önemli”
Tedavi seçeneklerinden bahseden Prof. Dr. Köksal, “Son 10 yılda akciğer kanseri tedavisinde hedefe yönelik tedaviler ve immünoterapiler, hastaların yaşam süresi ve yaşam kalitesinde önemli değişikliklere yol açmıştır. Geleneksel kemoterapi yöntemleri tümör hücrelerini öldürmede etkili olsa da sağlıklı hücrelere de zarar verebildiğinden, tedavinin etkinliği ve yan etkileri açısından sınırlı kalmaktaydı. Hedefe yönelik tedaviler ve immünoterapiler ise, tümör hücrelerine özgü mekanizmaları hedef alarak daha seçici bir tedavi yaklaşımı sunmaktadır. Tedavilerin sağladığı başlıca değişiklikleri ise kişiselleştirilmiş tedavi: Hedefe yönelik tedaviler, tümör hücrelerinin genetik özelliklerine göre kişiselleştirilmiş tedavi imkanı sunar. Örneğin, EGFR mutasyonları, ALK ve ROS1 gen füzyonları gibi spesifik moleküler değişikliklere sahip tümörlerde, bu genetik değişimleri hedef alan ilaçlar kullanılabilmektedir. Daha uzun sağkalım: Hedefe yönelik tedaviler ve immünoterapiler, özellikle ileri evre akciğer kanserinde sağkalımı belirgin şekilde artırmıştır. Eskiden metastatik akciğer kanserinde sağkalım beklentisi aylarla sınırlıyken, bu yeni tedavilerle bazı hastalar birkaç yıl boyunca hastalıksız yaşam sürdürebilmektedir. Yan etkilerin azalması: Kemoterapiden farklı olarak, hedefe yönelik tedaviler ve immünoterapiler, sağlıklı hücrelere daha az zarar vererek yan etkilerin azaltılmasına yardımcı olmuştur. Bu durum, hastaların tedaviye bağlı yaşam kalitesini artırmaktadır. İmmünoterapinin etkisi: İmmünoterapiler, hastanın bağışıklık sistemini tümör hücrelerine karşı daha aktif hale getiren bir tedavi yöntemidir. PD-1, PD-L1 ve CTLA-4 gibi bağışıklık sistemi kontrol noktalarını hedefleyen immünoterapiler, bağışıklık hücrelerinin tümörleri tanımasını ve saldırmasını sağlar. Tedaviye dirençli tümörlerde ilerlemenin azalması: Hedefe yönelik tedaviler ve immünoterapiler, kemoterapiye dirençli olan tümörlerde bile etki gösterebilmektedir. Bu da daha önce tedaviye dirençli kabul edilen birçok hasta için yeni bir umut kaynağı olmuştur. Tedavi kombinasyonlarının artması: İmmünoterapiler, kemoterapi veya diğer hedefe yönelik tedavilerle birlikte kullanıldığında tedavi yanıtını güçlendirebilir. Özellikle immünoterapi ve kemoterapinin kombine edilmesi, ileri evre hastalarda umut verici sonuçlar doğurmuştur. Yaygın kullanım alanı: İmmünoterapiler ve hedefe yönelik tedaviler, artık küçük hücreli olmayan akciğer kanseri gibi bazı alt gruplarda standart tedavi seçenekleri arasına girmiştir ve birçok kılavuz tarafından önerilmektedir. Küçük hücreli akciğer kanserinde de umut vadeden gelişmeler: Bu kanser türü üzerinde hedefe yönelik tedaviler ve immünoterapiler henüz sınırlı etkili olsa da, yeni klinik çalışmalar bu alanda da umut verici gelişmelere işaret etmektedir. Sonuç olarak, son 10 yılda akciğer kanseri tedavisinde hedefe yönelik tedaviler ve immünoterapiler, hastalık kontrolünü artırarak hastaların daha uzun süre yaşamalarına imkan sağlamış ve tedavi yan etkilerini azaltarak yaşam kalitesini iyileştirmiştir. Bu gelişmeler, ileri evre akciğer kanserinin artık daha yönetilebilir bir hastalık olarak görülmesine yardımcı olmuştur.”

blankNöbetçi Eczaneler

Gülşen Eczanesi
Gülşen Eczanesi
Adres

Candaroğlu Mahallesi, Hastane Caddesi, No:7 Karabük-Eflani

Telefon

(370) 461-2331

Eskipazar Eczanesi
Eskipazar Eczanesi
Adres

Merkez Mahallesi, Cami Caddesi, No:16 Eskipazar / Karabük

Telefon

(370) 818-3737

100. Yıl Eczanesi
100. Yıl Eczanesi
Adres

100.Yıl Mahallesi 1003 Caddesi, No:26-28/a Karabük

Telefon

(370) 433-4400

Ülkü Eczanesi
Ülkü Eczanesi
Adres

Şirinevler Mahallesi, Mehmet Akif Caddesi, No:1 Merkez / Karabük

Telefon

(370) 415-1350

Ateş Eczanesi
Ateş Eczanesi
Adres

Atatürk Mahallesi, Kaya Erdem Caddesi, No:33/B Safranbolu / Karabük

Telefon

(370) 725-1113

Gökçe Eczanesi
Gökçe Eczanesi
Adres

İnönü Caddesi No:2 Yenice / Karabük

Telefon

(370) 766-4455