AK Parti Genel Lider Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Basri Yalçın, "Kıbrıs’ın Türkiye ile bağlantılarını, her türlü başka alakalarından aziz tutacağına hepimiz inanıyoruz" dedi.
AK Parti Genel Lider Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Basri Yalçın, Kastamonu temasları kapsamında AK Parti Vilayet Başkanlığı’nda partililerle bir ortaya geldi. Burada gündeme ait değerlendirmelerde bulunan Yalçın, CHP Kastamonu İl Başkanı İlke Karabacak’ı eleştirerek, "Muhtarlarımızı ziyaret ettiğimizde aslında Kastamonu’nun bir manada fotoğrafını çekme talihine da sahip olduk. Muhtarlarımızın Kastamonu’da çeşitli beklentileri lisana getirmesine de şahitlik ettik. Bugün geldiğimden bu yana muhtarların çeşitli telaffuzları arasında CHP İl Başkanı İlke Karabacak’ın muhtarlara yakışmayacak biçimde hitap ettiğini, onları kendi toplantılarına katılmaya zorladığını duydum. AK Parti’nin topluma yaklaşımıyla CHP’nin topluma yaklaşımı ortasında devasa bir farkı tekrar görme bahtına sahip oldum. Muhtarlarımıza yönelik kendi toplantılarına katılmaya yönelik baskı kurup sonrasında da o baskıya sonuç alamayınca o insanlara hakaretler etmelerini, küfürler etmelerini ciddiyetle kınıyorum. Kastamonu’nun bilhassa önemli bir kırsal nüfusu, köy nüfusu olması nedeniyle muhtarlar epey toplumun kıymetli bir kısmını temsil ediyor. Bu manada onlara yönelik CHP halinin beğenilen olmadığını tekrar tekrar lisana getirmek isterim" dedi.

"Gazze, muhalif partiler tarafından siyasallaştırılmıştır"
Filistin probleminin siyasallaştırılması gerektiğini söz eden Yalçın, "Çevremizde savaşa bulaşmamış, iç savaşa tutuşmamış ülke kalmadı üzere. Bunların ortasında Türkiye aslında bir istikrar adası üzere duruyor. O istikrar adası üzere durabilmek için de her vakit daha güçlü, daha birlik ve beraberlik içerisinde olmaya, daha istikrarlı bir siyasi gündemi takip etmeye gereksinimimiz var. Biz, AK Parti olarak aslında baştan itibaren ülkenin istikrarı ve geleceği için bu mimar üzerine çalışmaya devam ediyoruz. Gazze’de iki yıldır devam eden bir soykırım vardı. O soykırım esnasında biz Türkiye olarak elimizden gelen bütün eforları Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde sergiledik. Maalesef siyasallaştırılmaması gereken hususlardan biri olmasına karşın Gazze, muhalif partiler tarafından siyasallaştırılmıştır. O iki yıllık mühlet zarfında başta Gazzelilerin durumuna sahip çıkmak yerine sıkıntıyı yönetim edici açıklamalar yapanlar, süreç esnasında toplumumuzun Gazze hassasiyetini gördükçe güya kendilerinin de Gazze’ye dair bir hassasiyeti varmış üzere davranmaktan geri durmadılar. Mesela ‘Hamas bir terör örgütüdür’ diyen Özgür Özel, iki yılın sonunda İsrail’i açıktan suçlayabilme cüretini gösterdi. Ancak bunlar da yetmiyormuş üzere Cumhurbaşkanımıza, AK Parti’ye yönelik Gazze hassasiyetini sorgulayıcı tabirler kullanmaya devam ettiler. Biz, onlara bunun yanlışsız bir siyaset yapma biçimi olmadığını uzun müddettir anlatmaya çalıştık. Lakin görüldüğü üzere yanıtı aslında memleketler arası arenadan geldi. Gazze üzerine bugün bir ateşkes mutabakatı imzalandı. ‘Türkiye ne yapıyor, Türkiye ne yaptı’ diyenler, Türkiye’nin iki yıl boyunca yaptıklarını görmeyenler yahut görmezden gelenler, iki yılın sonunda ateşkes mutabakatını imzalayan taraflardan birinin Türkiye olduğunu gördüklerinde umarım utanacak kadar hassasiyet sahibi insanlardır. Cumhurbaşkanımız Türkiye’yi temsilen memleketler arası arenada, Gazze’yi baştan itibaren en içtenlikle ve en güçlü seda ile savunan başkanların başında gelmiştir. O nedenle Gazze’de bir muahede yapılırken Türkiye’yi dışlayan bir muahede yapılamazdı. O nedenle Cumhurbaşkanımız, Gazze mutabakatını imzalayan dört devlet liderinden birisidir. Gördüğünüz üzere o toplantıya Avrupa’dan yahut dünyanın geri kalanından birçok devlet başkanı davet edildi. Ama Gazze üzerine bir kelam söylenecekse, o kelamı söyleyen ülkelerin başında Türkiye gelir. Bunu bilen dünya da aslında o muahedede Türkiye’nin yeri olması gerektiğini görmüştür. Bunu Türkiye’deki muhalefete de öğretici olmasını ümit ediyorum" diye konuştu.

"Terör örgütü, terörle hiçbir yere varamayacağını en nihayetinde kavramıştır"
Terör sıkıntısının Türkiye’nin gündeminden kalkacağını söyleyen Prof. Dr. Yalçın, "Terör örgütüne tek bir şey söylüyoruz. Ortada bir müzakere, pazarlık üzere bir süreç kelam konusu değildir. ’Ey terör örgütü terörle varabileceğin hiç bir yer yoktur, onun için bir an evvel silahlarını bırakman senin için de Türkiye için de daha yeterli olacaktır. Terörsüz Türkiye temelinde merkezinde bu var. Umuyoruz ki terör örgütü de terörle hiçbir yere varamayacağını en nihayetinde kavramıştır, umuyoruz ki Türkiye’nin ayağında 40-50 yıldır pranga üzere duran terör sorunu artık Türkiye’nin gündeminden kalkacaktır" formunda konuştu.

"KKTC’nin tüm dünya çapında artık tanınırlığa ulaşması için elimizden geleni yapıyoruz"
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman’ı tebrik eden Yalçın, "Seçimlerin tüm Kıbrıs halkına Kıbrıs Türklerine güzel uğurlu olmasını temenni ediyoruz. İnşallah yeni seçilen idareyle Türkiye’nin bu vakte kadar Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde olduğu üzere Türkiye ile epeyce başarılı bir münasebet yürütür. Bu münasebetlerin yürütüleceğine biz canı gönülden inanıyoruz. Bilhassa seçilen adayın birinci konuşmasında verdiği bildiriler çerçevesinde hem Dışişleri Bakanımıza hem Cumhurbaşkanı Yardımcımıza hem de Cumhurbaşkanımıza selamlarını ve teşekkürlerini iletmiş olmasını değerli ve kayda kıymet buluyoruz. Uygun bir açıklama, güzel bir başlangıç olarak kıymetlendiriyoruz. Biz Türkiye olarak Kıbrıs’ı her türlü sıkıntı kaidede desteklemeye devam etmiş bir devletiz. Bundan sonra da bu türlü olacaktır. Fakat Kıbrıs’ın da Türkiye ile ilgilerini, her türlü öteki münasebetlerinden aziz tutacağına hepimiz inanıyoruz. İnşallah yeni idarenin de yaklaşımı bu olur diye varsayım ediyoruz" tabirlerini kullandı.