Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili, Engelliler Haftası nedeniyle bir mesaj yayınlayarak, tüm engellilerin haftasını kutladı. Her yıl 10-16 Mayıs tarihlerinde Engelliler Haftasının kutlandığını belirten ve herkesin bir engelli adayı olduğunu ifade eden Başkan Vergili yayınladığı mesajında; "Çağdaş toplumların en önemli özelliklerinden biri, toplumdaki engelli yurttaşlara sahip çıkmalarıdır. Engeli olan insanların sağlık, sosyal yaşam ve istihdam gibi yaşamsal hizmetlerden tam bir şekilde yararlanmaları onların en temel haklarıdır. Bizler, sosyal belediyecilik olarak engelli yurttaşlarımızın kentimizde daha rahat ve daha konforlu bir şekilde gündelik yaşamlarını devam edebilmeleri adına gerekli tüm çalışmaları yapmaya devam edeceğiz. Onların sorunlarıyla yakından ilgileniyoruz. Belediye olarak şehir merkezinde cadde ve yaya geçitlerinde engellilerin rahatça ve yalnız başına yürümelerini kolaylaştırmak için çalışmalarımız devam ediyor. Bu duygu ve düşüncelerle, hepimizi hayata bağlayan sevgi ve yaşama sevincinin sonsuza kadar kalplerimizde bulunmasını diliyor, bütün engellilerimize yürekten sevgilerimi sunuyor "10-16 Mayıs Engelliler Haftası"nı kutluyorum" dedi.
Emekli öğretmenin evinden tarih fışkırıyor: II. Mahmut’un masasından Çanakkale kılıcına
Bolu’da yaşayan emekli öğretmen Yılmaz Özarslan, çocukluğundan beri ilgi duyduğu ve yıllar içinde topladığı yüzlerce eski eseri koleksiyona dönüştürdü. Koleksiyonda, II. Mahmut’tan kalan yemek masasından, Çanakkale Savaşı’ndaki kılıçlara kadar birçok tarihi eser bulunuyor.
Bolu’da 1981 yılında emekli olan ve 28 yıl Kızılay Bolu Şube Başkanlığı yapan Yılmaz Özarslan (81), uzun yıllardır ilgi duyduğu antika tutkusunu babasından kalma bir dairede kurduğu özel koleksiyonda yaşatıyor. Çocukluğundan itibaren biriktirdiği eşyalar, dostlarından gelen parçalar ve ailesinden kalma eserlerle zenginleşen koleksiyon içerisinde II. Mahmut’un yemek masasından, Çanakkale’den gelen süngüye kadar pek çok eseri barındırıyor.
"Hobi olarak başladım"
Antikaya olan ilgisinin yavaş yavaş geliştiğini belirten Özarslan, "Elimizdekileri topladım. Bazı şeyleri eş dost getirdi. Dolayısıyla böyle bir hobi olarak bu noktaya geldim. Mesleğimi, sanatımı icra ettiğim ufak tefek imalatlar da yapıyorum. Onun dışında bu antika işleri ile uğraşıyorum. Hatta eskiden kalma paralar da var, babamdan kalma. Öyle de vakit geçiriyorum. Kahvehanelere gitme alışkanlığım olmadığı için burada mutlu oluyorum" dedi.
"II. Mahmut’un bir ilk ıslahat döneminde yemek yediği masayı muhafaza ediyorum"
Koleksiyonun en değerli eserlerinden biri olan II. Mahmut’un ıslahat döneminde kullandığı yemek masası ve sandalyeleri olduğunu söyleyen Özarslan, "II. Mahmut’un bir ilk ıslahat döneminde yemek yediği masayı muhafaza ediyorum. Çatal, bıçak vs. kullanmak üzere ürettiği bir masa ve sandalyeleri. Orman mühendisleri ahşabına baktılar, 200 küsur yıllık imalat olduğunu düşündüler. Daha sonra araştırmaya devam ettim. Bunun 2. Mahmut’a Fransa’dan ıslahat döneminde 1927 yılında hediye ettiklerini öğrendik. Zaten II. Mahmut Avrupa’daki diğer ülkelerin yaşantılarına bakmak suretiyle Osmanlı Devleti’nde de ıslahata gitmiş bir padişah" ifadelerini kullandı.
Çanakkale Savaş’ından kalan kılıç
Özarslan’ın koleksiyonunda ayrıca dedesinin Çanakkale Savaşı’nda eline geçen, 1915 tarihli Avusturalya yapımı bir süngü, yine ona ait kılıçlar, Karadeniz seyahatinde hediye edilen gümüş kabartma vazo, 1978’de kendisine verilen vazo, çini eserler ve Pontus döneminden kaldığı belirtilen şarap şişesi yer alıyor.
Bakır dövme Atatürk portresi
Koleksiyonun diğer önemli parçalarından biri de dedesinden kalan, bakır dövme tekniğiyle yapılmış kabartma Atatürk resmi olduğunu dile getiren Özarslan, "Atatürk resmi de tabii çok eski, tarihini bilemeyeceğim ama dedemden kalma. Çerçevesini yaptırdım. Bakır dövme olarak yapılmış bir resimdir. Çok değerli bir kabartma Atatürk resmidir o da" dedi.