Starbucks'a gidip, Amerikan aksanıyla ağzını da yayarak bize 2 Espresso Frappuccino, grande ( Orta boy) olsun yada 2 Java Chip Frappuccino tall ( bu en küçük boy) olsun derken iyi düşünün.
İlki için 320 TL ikincisi için 290 TL ödemek zorunda kalırsınız. Diğer seçimler için de durum bundan farklı değil. Starbucks değil de sıradan bir cafe'ye gidip, 2 Türk kahvesi içerseniz de 200 TL yi gözden çıkarın.
Starbucks gibi yerlere giderek,
kahve içen ve kazıklanarak sınıf atladığını düşünen gençlerimiz ayrı bir yazı konusu. Bizim bugünkü konumuz paramızın alım gücü.
Bakınız, bunlar Starbucks fiyatları;
White Chocolate Cream Frappuccino
Tall: 145 TL
Grande: 160 TL
Venti: 175 TL
Java Chip Frappuccino
Tall: 145 TL
Grande: 160 TL
Venti: 175 TL
Espresso Frappuccino
Tall: 145 TL
Grande: 160 TL
Venti: 175 TL
Strawberries & Cream Frappuccino
Tall: 145 TL
Grande: 160 TL
Venti: 175 TL
Starbucks Refresha
Cool Lime
Tall: 137 TL
Grande: 150 TL
Venti: 167 TL
Berry Hibiscus
Tall: 137 TL
Grande: 150 TL
Venti: 167 TL
Orange Mango Refresha
Tall: 137 TL
Grande: 150 TL
Venti: 167 TL
Bizimkilerde bunlara özenip fiyat belirliyor.
Sadece basit bir kahve örneği üzerinden TL nin ne hale geldiği ortada!
19 yıl önce Ocak 2005 te liradan 6 sıfır atmıştık. Keşke bir kaç sıfır daha atsaydık. En azından görüntüde durumu kurtarırdık.
1 ABD doları 34.32 TL. (şimdilik) Sıfırları iyi ki atmışız.
Yoksa şimdi 1 ABD doları 34 milyon dan fazla edecekti. Moralimiz fena halde bozulacaktı!
Vizyon budur işte!. Büyüklerimiz bu günleri taa o günlerden görmüşler. Altı sıfırı silivermişler!
90’lı yıllarda üst üste yaşanan yüksek enflasyondan dolayı yeni para basımları yaşanmıştı. Bu dönemi kötüleyen ve aynı duruma düşmek istemeyen iktidar; 500 lük ve 1000 lik banknot basımını geciktiriyor.
Fakat ergeç basmak zorunda kalacak. Çünkü paramız her geçen gün değer kaybediyor
500 ve 1000 lik kağıt para kurtarmaz 5.000 lik hatta 10 binlik basmak gerekir. 100 dolarlık bir banknot bizim paramızla neredeyse 3500 liraya karşılık geliyor.
En büyük banknotumuz 200 ₺. Arkadaşınızla gidin sıradan bir cafeye 2 kahve için bakalım yetecek mi? 200 TL ile yarım kğ et yada 1 kğ peynir bile alamıyoruz. Asgari ücretli bir çalışan maaşının tamını çekip, cüzdanına koymaya kalksa, sığmıyor! Hepsi 200 lük olsa 85 adet ediyor. Hepsi 100 lük olsa 170 adet banknot ediyor. Bu kadar para nasıl sığsın cüzdana. Vatandaş evini satıp, noterde parayı nakit almaya kalksa, yanında büyük bir çuval bulundurmak zorunda! En ucuz ev 3 milyon ₺. 10 milyonluk eli yüzü düzgün bir ev satmaya giden de parayı nakit alacaksa, notere kamyonetle gider artık!
Şaka bir yana, paramız pul oldu.
Almanya'da Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra yüksek enflasyon ve aşırı arz nedeniyle paranın değeri düşmüş ve Almanlar, bir somun ekmeğin 201 milyon Mark'a çıktığı 1923 yılında ekmek almak için fırına el arabası ile para götürür hale gelmişlerdi.
Adamlara ders olmuş ki, şimdi dünyanın en güçlü ekonomilerinden biri oldular.
Bu gidişat hiç iç açıcı değil. Aman! Allah korusun! Almanların 2. Dünya savaşındaki durumuna düşmeyelim.
Dolar açısından bakalım; 200 TL, piyasaya ilk olarak 1 Ocak 2009'da sürülmüştü. Piyasaya çıktığında dolar kuru 1.52 idi. Yani 200 TL 131 dolara karşılık geliyordu. Şimdi ise 200 TL 5.80 dolara tekabül ediyor. Bu rakamlar bugün itibariyle böyle.
Her geçen gün dehşet verici bir biçimde paramız eriyor. Yüksek enflasyon nedeniyle her şeyin fiyatı neredeyse anlık değişiyor.
Psikolojik olarak enflasyonun çok yüksek olduğunu düşündürdüğü için moral etkisinden dolayı 500 TL ve 1000 TL lik banknot para basılmıyor olabilir. Yada, kredi kartını kullanmayı teşvik etmek ve ekonomiyi kayıt altında tutmak için ağırdan alıyorlardır.
Bundan kaçış yok er geç bu paralar basılacak.
İlyas Erbay