Kahverengi kokarca kâbusu sürüyor
blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
04 Eylül, 2024 12:30 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Kahverengi kokarca kâbusu sürüyor

Karadeniz Bölgesinde zirai mahsule büyük zarar veren Kahverengi kokarca kabusu sürerken, bu zararlı türe karşı topyekün Tarım ve Orman Bakanlığı önderliğinde bir mücadele takvimi oluşturulması ve mücadelenin de sadece çiftçiye bırakılmaması gerektiği belirtildi.
Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Ziraat Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanı Cemil Pehlevan, böceğin Karadeniz’i istila etmiş durumdayken Kamu spotlarında “Gördüğün yerde yok et!” sloganı ile çözüm üretmeye çalışıldığını kaydetti. Kahverengi kokarcanın yörede üretilen fındığın 3’te birine zarar verdiğini bu oranın önümüzdeki yıllarda bu gidişle daha da artış göstereceğini ifade eden Pehlevan, “Kahverengi kokarca; sokucu emici ağız yapısına sahip olan ergin ve nimfleri bir çok meyve ve sebzede emgi yaparak zarar yapar. En büyük ihraç ürünümüz olan fındıkta ve ana tüketim maddelerimizden olan mısır, soya, domates, biber gibi ürünlere de zarar vermektedir. Böcek Karadeniz’i istila etmiş durumdayken Kamu spotlarında ’Gördüğün yerde yok et!’ sloganı ile çözüm üretmeye çalışıyoruz. Bir kokarca değişik zamanlarda, keyfi gelince ortalama 20-30’lu gruplar 400 yumurta bırakmaktadır. Bu 400 yumurtanın ortalama 300 tanesi bir sonraki yıl ekstrem şartlarda her biride 300 adet dişi yumurta yumurtladığından hareketle 2024 yılındaki 300 adet dişi x 2025 yılında 300 adet dişi yumurta bırakacağından hareketle 2025 yılı sonu itibari ile en az 90 bin adet dişi böceğimiz olacak demek" diye konuştu.
Ulusal Fındık Konseyi’nin fındık rekoltesini 738 bin 851 ton, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın ise 717 bin 851 ton olarak açıkladığını hatırlatan Pehlevan "Doğal olarak Bakanlık rekolteye göre levant kalite için kilogram başına 130 TL olarak Giresun kalite fındık için kilogram başına 132 TL fiyat belirlendi. Rekolte açıklayanlar acaba böceğin vereceği zararın riskini analiz edip ona göre mi bu rekolteyi açıkladılar. Bu riski göz önüne almadıkları bir gerçek. Bu zararlı yörede üretilen fındığın 3’te birine zarar verdi. Bu nedenle hiç zaman geçirmeden fındık fiyatı güncellenmeli. Üreticinin gözyaşı dinmeli ve çiftçiyi mutlu edecek önlemler vakit geçirilmeden alınmalıdır” dedi.

Çözüm önerileri
Açıklamasında çözüm önerilerine yer veren Pehlevan, “Acilen bu zararlı türe karşı bakanlığın önderliğinde bir mücadele takvimi oluşturulmalıdır. Mücadele sadece çiftçiye bırakılmamalıdır. Eylem planları revize edilerek çiftçiyi de mücadele uygulamalarına katacak projeler üretilmelidir. En kısa sürede sonuç alınabilecek mücadele yöntemlerine öncelik verilerek vakit kaybetmeden mücadeleye başlanmalıdır. Mücadelede tek bir metod yerine ’Entegre Mücadele’ yöntemi olarak birden fazla metot bir arada kullanılmalıdır. Tarım ve Orman bakanlığı kahverengi kokarcanın doğal düşmanı samuray arılarını doğaya bırakması kokarca popülasyonunu tabi ki kıracaktır fakat zaman alacaktır. Böceğin kışı geçirdiği mekruh binalar, çatılar, kömürlükler gibi alanların ilaçlanması önem arz etmektedir. Buna yönelik mücadele uygulamaları tüm alanlarda yaygınlaştırılmalı, böcek erken ilkbaharda kışlaktan çıkmadan önce yapılmalıdır. Karton kutuların içerisine eski kumaş parçaları ile doldurarak evlerimizin etrafına koyarsak kışlamak için evlerimizden önce kutularda toplanacaklardır. Bu kapsamda Feromon tuzaklarına ağırlık verilmesi önemlidir. Çiftçinin ulaşması mümkün değildir. Erken ilkbaharda böceğin uçuşuyla birlikte asılması ve böceklerin yumurta koymadan önce yakalanması önem arz etmektedir. Prof. Dr. Temel Göktürk hocamız mor ışık tuzakları üzerinde çalışma yapılmaktadır” şeklinde konuştu.

Kimyasal mücadele
Yapılacak kimyasal mücadeleye de değinen Pehlevan, “Ergin ilaçlamasında farklı, nimf ilaçlamasında farklı formülasyon kullanılmalıdır. Aynı alanda hem ilaçlama hem de biyolojik mücadele yapılacaksa böceğin biyolojisi ile ilaçlama zamanı örtüşmelidir. (Yumurta döneminde ilaç atılmamalıdır) Böceğe atılacak ilacın, formülasyonu, dozu ve nerelere atılacağı iyi bilinmelidir. Unutulmamalıdır ki; fındıkta sadece bu böcek zarar yapmıyor. Alanda zararlı böcekler üzerinde etkili olan doğal düşmanların da öleceği unutulmamalıdır.En iyi çözüm bile kağıt üzerinde kalıyorsa ve uygulanmıyorsa hiçbir değeri yoktur. Çözüm için eylem gerekir. Bölgemizin ve Ülkemizin korkulu rüyası olmasını istemiyorsak; önümüzdeki yıllarda karşımıza çıkabilecek olumsuzluklara karşı hazırlıklı olmalıyız. Aksi durumda ülkemiz ekonomisine, tarımına, ekolojisine ve insanımızın yaşam kalitesine büyük zararlar vermesi kaçınılmaz olacaktır. Kahverengi kokarca ve diğer böceklerle mücadelenin milli sorumluluk olduğu, sadece Trabzon’un değil bütün ülke kurum ve kuruluşları, Sivil Toplum Örgütleri bu böcekle hep birlikte hızlı ve etkin bir şekilde mücadele ederek diğer bölgelere yayılmasının engellenmesi gerekir. Bu böcek polifag zararlı olduğundan bu böcekle mücadele etmenin ne denli zor hatta imkânsız olacağı ortada. Üzerinde titizlikle çalışılması gereken bir konu. Düşünmek bile istemiyorum, aksi bir durumda arzu etmesek te sivrisineklerle nasıl ki yaşam alanlarımızı paylaşıyorsak bu böcekle de maalesef yaşam alanlarımızı paylaşmak zorunda kalacağız" uyarısında bulundu.

blank
Haber Merkezi tarafından
17 Aralık, 2024 23:35 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Safranbolu’nun UNESCO’daki 30. Yılı Coşkuyla Kutlandı

Safranbolu’nun UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girişinin 30. yılı, Safranbolu Belediye Başkanı Mimar Elif Köse’nin koordinasyonunda hazırlanan zengin bir programla kutlandı. Safranbolu Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü tarafından organize edilen 13-17 Aralık tarihleri arasındaki etkinlikler, bölgenin tarihi ve kültürel mirasına olan bağlılığını bir kez daha vurguladı. Beş gün süren bu görkemli program; panellerden sergilere, fotoğraf ve video maratonlarından koro performanslarına, operadan, geleceğe miras fidanlar dikimine, UNESCO'ya damga vuran isimlerin söyleşilerinden Suha Arın kalıcı sergisine kadar uzanan bir dizi etkinlikle Safranbolu’nun değerlerini ulusal ve uluslararası alanda gözler önüne serdi.

Tarihe Damga Vuran Anlar ve Unutulmaz Programlar

Fotoğraf sanatçısı Gülcan Acar'ın fotoğraf sergisi, halk oyunu ekipleri ve KBÜ Safranbolu Fethi Toker Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik bölümünün çok sesli korosu ile başlayan UNESCO 30. Yıl programlarında, 30. Yıl Hatıra Koruluğu, mor bayrak programı, Suha Arın kalıcı sergisi, en başarılı restorasyon uygulama onur ödülleri, fotoğraf maratonu, paneller, söyleşiler, çok sesli korolar, opera gibi etkinlikler, Safranbolu’nun UNESCO’ya dahil edilme sürecinde emek veren isimlerin bir araya geldiği anlamlı bir panelle taçlandı. “Safranbolu’nun UNESCO'nun 30. Yıl Anısına” başlıklı panelde, o dönemin kahramanları deneyimlerini ve anılarını paylaştı. Etkinlikler kapsamında, Safranbolu’nun belleğinde önemli bir yer edinen Suha Arın’ın kalıcı sergisi de ziyaretçilere açıldı. Ayrıca, ülkenin dört bir yanından gelen koroların performansları, izleyicilere müzik ve tarih dolu bir şölen sundu.

Fotoğraf ve Reels Yarışmalarıyla Yaratıcılık Zirveye Taşındı

UNESCO’nun 30. yılı anısına düzenlenen fotomaraton ve reels video yarışmalarında dereceye giren isimler de ödüllerini aldı. Fotoğraf kategorisinde birincilik ödülünü “17_2” kodlu fotoğrafıyla Serdar Aydın kazandı. Aynı zamanda jüri özel ödülüne de layık görülen Aydın, bu kategoride damga vuran isimlerden biri oldu. Hüseyin Karahan ve Khal Murad Abdullatif Mirza ise sırasıyla ikinci ve üçüncü seçildiler. Reels video kategorisinde ise en iyi video ödülünü “9_1” kodlu çalışmasıyla Ömer Furkan Tümer kazandı. Ödüller, Safranbolu Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü Bahadır Acar, KBÜ Safranbolu Türker İnanoğlu İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı Bedirhan Karakurluk, Fotoğraf Sanatçısı Gülcan Acar, Fotoğraf sanatçısı doğa dostu Cemil Belder tarafından takdim edildi.

Uluslararası Altın Safran Belgesel Film Festivali'nden çıkarılarak UNESCO Programlarına dahil edilen en iyi restorasyon kategorilerinde de ödüller sahiplerini buldu. En başarılı restorasyon uygulaması onur ödülü Dr. Mahmud Faytrouny konağı, başarılı restorasyon uygulama ödüllleri Recep bey konağı ve Sadullahlar konağına verildi. Konak sahiplerine ödülleri Karabük Valisi Mustafa Yavuz tarafından verildi.

Başkan Köse’den Birlik ve Miras Vurgusu

Safranbolu Belediye Başkanı Mimar Elif Köse, programın finalinde yaptığı konuşmada, Safranbolu’nun UNESCO’daki 30 yıllık serüvenine dair anlamlı mesajlar verdi. Başkan Köse, “Bundan tam 30 yıl önce, bu kentin insanları sevgi, emek ve hürmetle bir mirası geleceğe taşımak için yola çıktı. Bugün, aynı birlik ve heyecanla Safranbolu’nun eşsiz mücevherini daha da parlatıyoruz. O günden; bu güne UNESCO’daki 30 yılı anlatsın istedik 5 gün süren etkinliklerimiz. Sahnedeki ışığı melodiyle harmanlayan Gülcan Acar’dan, geçmişi tüm benliğiyle bize anlatan Süha Arın’a, Anadolu’dan aldığı ilhamı insana nakşeden Cemil İpekçi’den, bu kentin evleri ancak tarihle sıvanmalı diyen Reha Günay’a, mirasına sahip çıkanlardan, kentin belleğini oluşturmak için hatıralarına sahip çıkanlara uzanan harika bir serüven gerçekleştirdik. Bu serüvende ülkenin dört bir yanından korolar ritim tuttu bize, evin yolunu bulmak için ağaçlar ektik peşimize. Ardımızdan gelenler gölgesinde dinlensin diye köklendiriyoruz izlerimizi bu şehirde” dedi. Konuşmasında, kentin UNESCO sürecine katkı sağlayan herkese teşekkür eden Köse, Safranbolu’nun geçmişten bugüne korunan değerleriyle geleceğe ışık tutacağını vurguladı.

Merhum Eski Kültür ve Turizm Bakanı Ahmet Taner Kışlalı'nın eşi Nilüfer Kışlalı, Ahmet Taner Kışlalı ve Safranbolu arasındaki bağı, Safranbolu'ya katkılarını, Kışlalı'nın hatıra yazıları üzerinden anlattı.

Eski Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Mehmet Ceylan yaptığı konuşmada Safranbolu'nun tarihine sahip çıkarak bugünlere geldiğini, UNESCO tarihinde ve günümüzde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum dedi.

Karabük Valisi Mustafa Yavuz yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı; "Tarihin kokan sokakları, zarif konakları ve yüzyıllardır yaşayan kültürüyle Safranbolu, medeniyetimizin eşsiz bir yadigârı ve insanlığın kültürel mirasına armağanıdır.
Bundan 30 yıl evvel, dünya haritasında bir nokta olarak anılan Safranbolu, bugün, dünyanın dört bir köşesinde yer alan 1223 eşsiz, kültürel hazine arasında yerini almıştır. 1994 yılında, Türkiye’nin UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki 8.noktası olarak kaydedilen Safranbolu, bu değerli mirasa tanıklık eden 21 farklı kültürel yapımızın kalbinde atmaktadır. Elbette bu listeye dâhil olmak, bizler için yalnızca bir ödül değildir. Tarihimize, kültürümüze ve kıymetli mirasımıza sahip çıkma sorumluluğudur aynı zamanda.
Bu sorumluluk, Safranbolu’da yaşayan herkesin omuzlarındadır."

Yoğun Katılım ve Büyük İlgi

Programa Karabük Valisi Mustafa Yavuz, Safranbolu Kaymakamı Şaban Arda Yazıcı, Safranbolu Belediye Başkanı Elif Köse, Eski Milletvekili ve Çevre Şehircilik Bakan Yardımcısı olan şu an KARDEMİR Enerji A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanlığı yapan Mehmet Ceylan, Merhum eski Kültür ve Turizm Bakanı Ahmet Taner Kışlalı'nın Eşi Nilüfer Kışlalı, siyasi parti temsilcileri, kurum müdürleri, akademisyenler, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, basın mensupları ve vatandaşlar katıldı. Safranbolu’nun UNESCO’daki 30 yılını kutlama amacıyla düzenlenen etkinlikler, kent halkının yanı sıra ziyaretçilerden de büyük ilgi gördü.

Safranbolu’nun UNESCO’daki Yolculuğu Devam Ediyor

Safranbolu Belediye Başkanı Mimar Elif Köse öncülüğünde Safranbolu Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü tarafından hazırlanan programlarda 30. yılını geride bırakmanın gururunu yaşayan Safranbolu, 31. yılına daha donanımlı ve tecrübeli bir şekilde adım atmanın heyecanını taşıyor. Beş gün boyunca tarihle harmanlanan etkinlikler, Safranbolu’nun sadece geçmişe değil, aynı zamanda geleceğe de bir miras bırakma azmini ortaya koydu. Tenor Aykut Yılmaz'ın kulakların pasını silen operası ile son bulan unutulmaz programlar, Safranbolu’nun kültürel ve tarihi değerlerinin gelecek nesillere aktarılmasında önemli bir dönüm noktası olarak tarihe not düştü.

blank
blank
blank
blank
blank
blank
blank

Görüş Bildir

blank

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.