Ihlas Haber Ajansı tarafından
04 Nisan, 2024 04:48 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

Kütüphane Parkı’nda peyzaj çalışmaları

Samsun Büyükşehir Belediyesi, peyzaj düzenleme çalışmasına devam ettiği ’Kütüphane Parkı’na 15-20 yaşlarında çınar ağaçları dikiyor.
Büyükşehir Belediyesi Atakum ilçesinde Mimarsinan Mahallesi Alparslan Bulvarı üzerinde bulunan toplam 10 bin 702 metrekarelik eski kent meydanında yapımına başlanan Kütüphane Parkı’nda peyzaj çalışmaları hızla sürüyor. Yürüyüş yolları, gezinti yolları, çocuk eğlence alanları, spor ve egzersiz alanları, kitap okuma alanları ve yeşil alanların yer alacağı alandaki peyzaj düzenleme çalışmaları parkın estetik ve işlevsel özelliklerini ön plana çıkarmak amacıyla titizlikle yürütülüyor. Kütüphane Parkı farklı bitki türleri, rengarenk çiçekler ve gölgelik alanlarla ile göz alıcı bir görünüm ile vatandaşların huzurla vakit geçirebileceği bir yeşil alan olacak.

15-20 yaşlarındaki çınar ağaçları dikiliyor
Yapılan çalışma ile ilgili bilgi veren Park ve Bahçeler Dairesi Başkanı Ekrem Şahin, “Atakum’un kalbinde, şehrin yaşamını yeşillikle buluşturacak bir proje hayata geçiriliyor. Burada sadece fidan dikmekle yetinmeyip kendi fidanlığımızda yetiştirilmiş yaklaşık 15 yaşındaki ağaçları dikkatlice sökerek, hazır büyük yetişkin ağaçları park alanına naklediyoruz. Amacımız, şehrin tam ortasını bir oksijen merkezi haline getirmek. Yaklaşık 15-20 yaş aralığında çınar ağaçlarıyla bu alana yaşam vereceğiz. Ayrıca, 220’den fazla yetişkin ağaç dikerek doğanın dinginliğini şehre taşıyacağız. Koku veren ve açtığı çiçeklerle güzellik katan süs bitkileriyle de burayı daha da görsel bir şölene dönüştüreceğiz” dedi.

blank
Sevgi Özdemir tarafından
23 Nisan, 2025 16:56 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Faturalarımız tam, hizmet yarım

Bugün İstanbul bir kez daha sallandı. Kandilli Rasathanesi'ne göre 6.2 büyüklüğündeki deprem kısa sürdü ama etkisi derin oldu. Panik, endişe ve en önemlisi iletişimsizlik. Deprem olur olmaz herkes telefonu eline aldı, sevdiklerine ulaşmak istedi. Ama çoğumuz, sevdiklerimizi aradığımızda telefonlarımızda sadece sessizlikle karşılaştık. GSM operatörleri yine sınıfta kaldı.

Her ay düzenli olarak ödediğimiz yüzlerce liralık fatura, yalnızca konuşma ve internet değil, ihtiyaç anında çalışacak bir sistemin bedeli olmalı. Ama bugün gördük ki, o sistem en gerekli anda iflas ediyor. Bu sadece birkaç dakikalık bir kesintiden ibaret değil; milyonlarca insanın aynı anda sessizliğe mahkum edilmesi demek. Afet anında en çok ihtiyaç duyulan şey iletişimken, sesimizi duyuramamak demek yalnızca teknik bir sorun değil, bu yaşama tutunmaya çalışan insanların hayati bir bağdan koparılması demek.

Hatırlarsanız 6 Şubat 2023’teki Kahramanmaraş merkezli depremlerde de aynı sorunu yaşadık. O gün yüz binlerce insan enkaz altında sevdiklerine ulaşmaya çalıştı. O gün de aynı tablo karşıladı bizleri. Yani bu bir ilk değil, ama ne yazık ki hâlâ bir son da değil.

6.2 büyüklüğündeki bugünkü depremde iletişim altyapısı bu kadar kolay çöktüyse, olası büyük İstanbul depreminde neyle karşılaşacağız?

Uzmanlar yıllardır bu depremin 7’nin üzerinde olacağını söylüyor. Durum böyleyken, GSM operatörleri hâlâ bu yükü kaldıramıyorsa, esas felakette sistem tamamen devre dışı mı kalacak? O zaman sadece binalar mı yıkılacak, yoksa iletişimsizlik yüzünden umutlarımız da mı enkaz altında kalacak?

Devamlı artan fiyatlar, paketlere eklenen "katma değerli hizmetler", 5G vaatleri… Hepsi güzel. Ama bu hizmetlerin en temel işlevi, acil durumlarda çalışması değil mi? İletişimin en çok gerektiği anda yok oluşu insanların can güvenliğine karşı işlenmiş ciddi bir ihmaldir.

Bu saatten sonra "yoğunluktan dolayı hatlar kilitlendi" bahanesi kimseyi tatmin etmiyor. Çünkü biz bu yoğunluğun ne zaman geleceğini biliyoruz: her depremde, her afette, her kriz anında. Bilinmeyen değil, beklenen bir senaryoya karşı hazırlıksız olmak, affedilir bir şey değildir.

Reklam filmlerinizdeki "gelecek burada" sözleriyle değil, kriz anlarında göstereceğiniz dayanıklılıkla güven kazanın. Çünkü biz artık her ay farklı bahanelerle artan fatura değil, karşılık istiyoruz.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.