Uzak Doğudan gelip meşhur Denizli kebabının tadına baktılar
blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
03 Mart, 2024 15:51 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Uzak Doğudan gelip meşhur Denizli kebabının tadına baktılar

Denizli’nin coğrafi işaret belgeli kebabının ünü, Türkiye sınırlarını aştı. Pamukkale’yi görmek için Uzak Doğu ülkelerinden gelen turistler, 41 yıllık deneyimiyle gelenekse lezzeti yaşatan Dursun Göçenoğlu’nun restoranında meşhur Denizli kebabının tadına baktı.   Denizli kebabının coğrafi işaretli bir ürün olması ve özel tandır pişirme yöntemiyle hazırlanması, onu diğer kebap çeşitlerinden ayırıyor. Uzun yıllara dayanan geleneksel yöntemlerle hazırlanan bu lezzet, ziyaretçilere yöresel bir deneyim sunmanın yanı sıra etin yumuşaklığı ve baharatların uyumuyla da damaklarda unutulmaz bir tat bırakıyor. Denizli’nin tarihi ve doğal güzelliklerini keşfetmek isteyen turistler, şehri ziyaret ettiklerinde Denizli kebabının da tadına bakmadan dönemiyor. Denizli kebabının turistler arasında popülerliğinin artmasıyla birlikte, şehir ekonomisine de önemli bir katkı sağlanıyor. Yerel işletmeler ve kebap ustaları, turistlerin ilgisinden memnuniyet duyarken, Denizli’nin gastronomik mirasının uluslararası alanda tanınmasına da katkıda bulunuyor.   41 yıllık kebap ustalığı geçmişi ile Denizli kebabının tanıtımı için mücadele veren Dursun Göçenoğlu, “1982 yılında beri bu mesleğimizi icra ediyoruz. Denizli Kebabımız coğrafi işaretli bir ürün ve bunun tescilli için mücadele ettik. Çok şükür şimdi nesli tükenen meslekler grubumuza dahil ettik. Gençlerimize bu işi sevdirmek istiyoruz ve dünyaya kebabımızı tanıtmak istiyoruz. Yurtdışına yaptığımız fuarlardaki geri dönüşüm güzel oldu. Şangay, Tayvan, Pekin, Kazakistan ve Hong Kong bunlar iyi tanıtımlar yapıldı. Bununla beraber yurtiçi ve yurtdışı müşterilerimize daha iyi bir hizmet vermek için mekanımızı sürekli yeniliyoruz. Hijyen ve şık bir ortamda hizmetimizi sürdürüyoruz. Denizli Kebabını dünya markasını yapma yolunda mücadele etmeye devam ediyoruz” dedi.   “Gruplarımız daha çok uzak doğudan geliyor” Denizli Kebabını dünya markası haline getirme yolunda kararlı olduklarını ve bu eşsiz lezzeti tüm dünyaya tanıtmak için gayret ettiklerini dile getiren Dursun Göçenoğlu, özellikle uzak doğudan gelen ziyaretçilerin ilgisinin her geçen gün arttığını söyledi. Son dönemlerde kebaba artan ilgiden memnun kaldıklarını ifade eden Göçenoğlu, “Bu doğal ürünü tüm dünyaya tanıtmak istiyoruz ve şu anda tanıtıyoruz. Gruplarımız daha çok uzak doğudan geliyor. Çin’den ve Güney Amerika’dan gelen Çinliler geliyor. Yerli ve yabancı kebap tutkunlarını mutlaka yerimize bekliyoruz” şeklinde konuştu.

HALKI KUCAKLAMAK
blank
Mustafa AKAY tarafından
17 Aralık, 2024 14:14 tarihinde yayınlandı
A+ A-

HALKI KUCAKLAMAK

MUSTAFA AKAY

Vali Mustafa Yavuz'un ziyaretlerini ilgi ve memnuniyetle izliyoruz. Bir yöneticinin halkla sık sık bir araya gelmesi takdir edilecek bir davranış biçimidir. O nedenle Sayın Vali’yi kutluyoruz.
Ülkemizde valilik önemli bir kurumdur. Bir ilde bulunan kurumlar A'dan Z'ye Vali’nin emrindedir.
Vali, bir anlamda orkestra şefi gibidir.
Kendisine bağlı olan kurumları ne kerte uyumlu yönetirse, o denli başarılı olur.
Eskiden babacan valilerimiz vardı. Şimdilerde, onlar artık görülmez oldular.
Bir vali, halkına ve emrinde çalışanlara kaşı, hoşgörülü ve kucaklayıcı olursa başarısı artar. Valinin başarısının artması, ilin de başarılı olmasıyla sonuçlanır.
O nedenle, valinin yaptığı ziyaretler önemlidir. Bu ziyaretlerde, halk dinlenir, sorunlar birinci ağızdan öğrenilir ve çözüme odaklanılır. Esnafa, taksi duraklarına yapılan ziyaret de bu anlamda değerlidir.
Sayın Vali’nin, resmi kurum ve kuruluşlarla, sivil toplu örgütlerine yaptıkları ziyaretler de bir şeylerin gündeme gelmesinde yararlı olur. Bu ziyaretlerin diğer kesimlere de yansıması ise, çok daha iyi verim alınmasına yol açar.
Örneğin Sayın Vali, köylere gidip, köy kahvesinde köylüyle söyleşide bulunursa, o köyü motive eder. Valinin bir işçiyle oturup çay içmesi, sohbet etmesi harika sonuçlar doğurur.
Valiler, her ne kadar Cumhurbaşkanı’nın temsilcisi iseler de bir partinin elemanı olamazlar. Her siyasi partiye eşit davranmak ve yaklaşmak durumundadırlar. Çünkü valiler siyasetçi değil, devlet adamı olmak zorundadırlar. Sadece iktidar partisiyle ilişki kurup, diğer siyasi partileri yok sayar bir tutuma giren valiler, değerlerini yitirirler.
Bazı valiler protokole sıkışıp kalırlar. Dört duvar arasında oturarak, geleni dinlemekle zaman geçirirler. Oysa ilde Cumhurbaşkanı’nın temsilcisi olan Vali, halkın ayağına gitmesi gereken kişidir bize göre.
Kapanan bir köy yolunu valinin görmesi, çözümünü kolaylaştırır.
Vali, oturduğu yerden değil, gezdiği, gördüğü yerlerden soruna çare bulmalıdır.
Bazı, valililerimizin bunu yaptığını görüyoruz.
Vali, halkla iç içe bir davranış sergilerse, alt kademedekileri de harekete geçirir. Bürokrasi valiyi örnek alır. Hele hele yıllarca görev yaptıkları halde, köyü, köylüyü bilmeyen kaymakamlar ders alırlar.
Vali, şefkatli ise, emrindekiler de ona uymaya çalışırlar.
Valiler elbette demokrat olmalılar ama otoritelerini de sarsmamalıdırlar.
Karabük'ün ilk Valisi Cemal Ayman, böyle birisiydi. Sabahın altısında korumasız, araçsız Karabük Caddeleri’nde dolaşır, dururdu. Onun için bir iz bıraktı.
Zonguldak'ın efsane valilerinden Nevzat Ayaz da halk tipi valilerin örneklerinden birisiydi. Gittiği köylerde yer sofrasına, bağdaş kurarak oturur, köylüyle yemek yer, bu arada da onları dinlerdi.
Karabük'ümüze gelen valilerimizden Cemalettin Sevim de ayrım yapmaz her yeri ziyaret ederdi. Hele hele Can Direkçi'nin bu konularda hakkı yenmezdi. Son dönem valilerinden Kemal Çeber'de bu tür valilere örnek gösterilebilecek yöneticilerdendi.
Her ne kadar tanışmasak da basından izlediğimize göre, Karabük Valisi Mustafa Yavuz, iz bırakacak valilerden birisi olacak gibi geliyor bize.

Görüş Bildir

blank

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.