Doğu Karadeniz Bölgesi ve Rize'nin en yüksek yaylalarından olan 2 bin 700 rakımdaki Avusor Yaylası beyaza büründü.
Rize'nin Çamlıhemşin ilçesi sınırları içerisinde yer alan Avusor Yaylası’nda dün öğleden bu yana hava sıcaklıklarının düşmesi ile birlikte başlayan kar yağışı sonrası yayla beyaza büründü.
Kaçkar Dağları'nın eteklerinde, 2 bin 700 metre yükseklikte yer alan Avusor Yaylası, kar yağışı ile birlikte beyaz gelinliğini giydi. Hava sıcaklığının 0 derecenin altına düştüğü Avusor Yaylası’nda kar kalınlığı 2-8 cm arasında değişiyor. Yaylacılar koyunları ile birlikte düşen kar yağışının ardından dönüş hazırlıklarına da başladı. (İHA)
Demirden Kalplere Yazılan Bir Destan: Anneler Günü’ne Dair
Karabük… Adı, demirle özdeş; ruhu, alın teriyle yoğrulmuş bir kentin adıdır. Bu şehirde güneş, fabrika bacalarından sızan dumanlarla selamlar sabahı; çekiç sesleriyle uyanır sokaklar; her demir vuruşunda bir annenin duası işitilir göğe yükselirken. İşte böylesi mukaddes bir toprağın bağrında yeşeren annelik, yalnızca şefkat değil, bir var oluş biçimidir.
Bu mübarek şehirde, sabah ezanıyla birlikte uyanan anneler vardır ki, elleriyle ekmek yoğurur, yüreğiyle sabır… Ocağa düşen kıvılcımı dualarıyla söndürür, evladının nasibini yufka açar gibi incelikle serer önüne. Karabük’ün bütün anneleri, bu toprakların en kadim şiiridir; mısraları alın teriyle, kafiyeleri fedakârlıkla yazılmıştır.
Bugün, bu çelik yürekli kentin her hanesinde, her sokak başında, her fabrika kapısında, bir anne vardır ki, yüreğiyle zamanın ağırlığını taşır. Onlar ki demirin hararetini soğutacak kadar serin, ama evladının ateşine yanacak kadar narindir. Karabük’ün her bir annesi, bu şehrin en sağlam sütunudur; ne fırtına sarsar, ne zaman çürütür.
Ey Karabük’ün eli nasırlı, gönlü ipekten dokunmuş anaları! Sizler ki, çekiç seslerinin arasında büyütüp evlatlarınızı, kalbinizde ezanla uyanan merhameti hiçbir zaman eksiltmediniz. Her lokmayı bölüp pay ettiniz; her yorgunluğu gülüşle örttünüz. Sizin sabrınız, demir ocaklarından daha sıcaktır; sizin sevdanız, fabrikaların dövdüğü metallerden daha sağlam…
Anneler Günü’nü, Karabük’ün bütün anneleri nezdinde, bir bayramdan öte, bir vefa yemini gibi kutluyoruz. Çünkü sizler sadece evlatlarınızı değil, bu kenti de büyüttünüz. Sizin sessiz dualarınızla ayakta kalıyor bu şehir, sizin alın çizgilerinizde yazıyor tarih.
Bugün gökyüzü biraz daha mavi, bugün duman biraz daha narin yükseliyor semaya… Çünkü bugün, bu şehrin en kıymetli cevherini kutluyoruz: Anneleri…
Ey sabrın adı, sevdanın tarifi olan analar! Gökyüzünün en yıldızlı gecesi, toprağın en bereketli sabahı sizin adınızla başlar. Ve biz, sizden öğrendiğimiz her güzellikle eğiliyoruz huzurunuza…
Anneler Günü’nüz, demir gibi sağlam, çelik gibi parlak ve yürek kadar derin olsun…
Demirin Gölgesinde Ana Yüreği
Bir ocağın başında ağardı saçı, Demir erirken yandı içi. Çelikten değil, sabırdan dokunur Karabük’te annenin bakış açısı.
Çekiç sesinde sustu nice düş, Gözyaşı aktı, içine düşmüş. Bir mendile sarılı sevda kadar temiz, Ana yüreği… Demirden daha ateşli, sessiz.