Karabük Postası tarafından
22 Mayıs, 2023 10:24 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

Hobisi mesleği oldu

Yıllardır muhasebecilik yaptıktan sonra büyük şehrin karmaşasından bunalarak memleketine dönmeye karar veren Serkan Maden, hobi olarak başladığı ahşap eşya üretimi sanatını kurduğu atölyede gelir kapısı haline dönüştürdü. Sinop’un Gerze ilçesinde yaşayan Serkan maden (43), 25 yıl İstanbul’da muhasebecilik yaptıktan sonra büyük şehrin kalabalığından ve hareketliliğinden bunaldı, memleketi Sinop Gerze’ye dönmeye karar verdi. Çocukluğundan beri hobi olarak ahşapla ilgilenen Maden, 3 yıl önce açtığı dükkânında ahşap gemi modelleri ve çeşitli hediyelik eşyalar üretiyor. Memleketine dönüş hikâyesini anlatan Serkan Maden, “Aslen muhasebeciyim, 25 yıl İstanbul’da büyük firmalarda görevlerde bulundum. Belli bir süre sonra ‘artık yeter’ dedim, memleketime geri dönmek istedim. Büyük şehrin hareketinden insan ister istemez bıkıyor. Memleketimiz ve ilçemiz çok güzel, onun doğasına kapıldık geldik buraya. İlk geldiğimde tekrar muhasebecilik yaptım ve sonra madem aynı işi yapacaktım ben neden döndüm dedim kendime. Sevdiğim iş olan bu işi yapmaya karar verdim” diye konuştu. Ahşaba olan ilgisinin küçük yaşlarında başladığını söyleyen Maden, “Çocukluğumdan beri kuş kafesleri ve ahşaba karşı hobim var gibiydi. Bu zamana kısmetmiş. İlk başlarda 6 metrekarelik dükkânım vardı, hobi diye yaparken 1 yaptık, 3’e çıkardık, 5’e çıkardık derken şuan 100 metrekare dükkânım var, 50 metrekare de atölyem var” şeklinde konuştu. Yaklaşık 6 yıldır bu işi yaptığını söyleyen Maden, “Ağırlıkla gemi modelleri üretiyorum, yatlar, balıkçı gemileri, takalar, saksılıklar, ahşap zigon masalar, lambader yapıyorum. Ahşapla ilgili her şeyi yapabiliyorum. Aralık-Mart arasında satışı bırakıyorum direk imalata yoğunlaşıyorum. Zaman zaman devamlı müşterim olan STK’lara, partilere ve toptancılara ürün veriyorum” dedi. Herkesin kendine göre keşfettiği ya da keşfetmeyi bekleyen bir hobisi olduğunu anlatan Maden, “Kimi balık tutar kimi ava gider, benim de hobim ahşap. Ahşabı işlerken kendimi katıyorum, rahatlıyorsunuz dünyadan kopuyorsunuz” ifadelerini kullandı. (İHA)

blank
İsmail AKCA tarafından
10 Nisan, 2025 01:38 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

BİZE 3 NİSAN YETER..!

Uzun zamandır alışkın değildi bu şehir sazlı sözlü 3 Nisan kutlamalarına,

Yabancılaştık bu tür kutlamalara ama hatırlayacağız yeniden böyle etkinlikleri, birlikte eğlenmeyi ve bu durumu gelenek haline getirmeyi.

Şehrin sahipsizliği ve eşraf yokluğu hep konuşulur, yazılır, çizilir. Bu şehrin ekmeğini yiyen, suyunu içen, havasını soluyan ve ben Karabüklüyüm diyen bir halkın şehir olma savaşını görmek isterdik. Lakin maalesef henüz görebilmiş değiliz o arzuyu, isteği, hevesi.

Yine de, Teşekkürler Özkan Başkan…

Türkiye’de ağır sanayinin odak noktası Karabük Demir Çelik İşletmelerinin ve şehrin kuruluşunun yıldönümünü belleğine yerleştiremeyen Karabük, Karabüklüler gününü nasıl kutlayacak anlamış değilim.

Ticaret ve Sanayi Odasındaki toplantıda Vali Mustafa Yavuz’un önerisi ile 7 Ağustos günü Karabüklüler günü olarak kabul edilmiş, çok tuhaf!

Bana kalsa özentiden başka bir şey değil…

Ağustos ayı nereden çıktı ayrı mesele, o tarihte bu şehirde kimi bulacaksında bu günü Karabüklüler günü olarak kutlayacaksın ayrı mesele.

Şunu diyorsanız belki anlarım, Karabüklüler Günü şehirde değil de sosyal medyada kutlansın, sanal kutlansın, halk katılmasa da olur, o da başka bir garabet.

3 Nisan her platformda Karabük ve Kardemir’in kuruluş günü olarak kabul edildiğine göre, ayrıca bir başka tarihte Karabüklüler gününe ne gerek var? Şayet illa Karabüklüler Günü diye bir gün kutlamak istiyorsanız buyurun 3 Nisan’da kutlayalım.

Bu plaka merakı nereden geliyor. Tuhaf..!

Bakın bizim bir Üniversitemiz var.

Bu şehrin üniversitesi ve bünyesinde binlerce öğrenci ve öğretmeni barındıran Karabük’ün bacasız fabrikası.

Bu sözüm, bu şehri ve üniversiteyi şekilden şekle sokan bir zihniyete dur demek yerine alkış tutan ve susanlaradır, bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyenleredir.

Bu şehre, bu şehrin halkına, değerlerine dil uzatanlara sessiz kalanlar, bu şehrin dilsiz şeytanlarıdır.

Karabük Üniversitesi şehir merkezine bir fakülte açma kararı aldı.

Karabük Belediye Başkanı Özkan Çetinkaya ile Rektör Fatih Kırışık inisiyatif alarak şehir merkezine fakülte ya da fakülteler kurma kararı aldı. Tartışılabilir lakin bizce güzel karar, günden güne ölüp giden şehri canlandırabilir.

Eften-püften işlerle uğraşacağınıza şehrin ağır abilerini bir araya getirip şehir merkezini canlandırın. Öğrenciyi şehir merkezine çekecek projeler üretin, şehir bambaşka bir havaya bürünsün, cıvıl cıvıl, rengarenk görüntüler ortaya çıksın.

Safranbolu önümüzde en güzel örnektir.

Bir Sağlık Meslek Yüksekokulu Üniversite kampüs alanına geri gidiyor diye ilçe ayağa kalktı, şehrine sahip çıkıyor.

Neden..?

Esnafın en önemli gelir kapısından biri kapanmasın diye.

Peki biz ne yapıyoruz..?

İpe sapa gelmez işlerle uğraşmaktan şehre faydası olacak asıl konulara değinmiyoruz, değinemiyoruz..!

Ne 3 Nisan’da, ne 23 Nisan’da, ne 19 Mayıs’ta, ne 30 Ağustos’ta, ne de 29 Ekim’de yapılan törenlerde zoraki katılan protokol ve öğrencilerin haricinde kimseler olmuyor, halkı bu tür etkinliklere çekemiyoruz.

Lütfen kendimizi kandırmayalım.

Allah aşkına boş işlerle uğraşmayalım,

Bu şehir ve bu şehrin insanı için neler yapabiliriz bunu konuşalım, buna kafa yoralım.

Yaygın basında “3 Nisan Sanayi Günü” değerlendirmesi yapılıyor,

Çok güzel, ama

Bu şehrin üniversitesini düşürdüğümüz hale bir bakmamız gerekmiyor mu?

Dün, Burhanettin Uysal vardı, Refik Polat vardı.

Bugün Fatih Kırışık var

Yarın o da gider. Karabük Üniversitesi kalır.

Bu şehrin kıymetini ve değerlerini bilmek lazım…

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.