İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşenir'in Genel İdare Kurulu toplantısı yaptığı açıklama Türkiye gündeminde bomba etkisi yaratırken, Akşener'in açıklaması Karabük'te yapılan siyasi hesapları da değiştirdi. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Genel İdare Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. Akşener, "İYİ parti bir tercihe zorlanmıştır, bir kıskaca alınmıştır. Dayatmaya boyun eğmeyeceğiz. Dün toplantıdan Kılıçdaroğlu'nun adı adaylık için beyan edildi. Biz ise Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu'nun adını andık. Şahsi hırslar Türkiye'ye tercih edildi" dedi. Altı siyasi partiden oluşan Millet İttifakı, dünkü toplantının ardından ortak cumhurbaşkanı adayı konusunda ortak bir anlayışa ulaştıklarını, nihai kararı 6 Mart'ta açıklayacaklarını duyurmuştu ancak bugün partisinin Genel İdare Kurulu'nu toplayan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in yaptığı açıklama Türkiye gündemine bomba gibi düştü. Akşener yaptığı açıklamada İYİ Parti'nin bir dayatmaya mecbur bırakıldığını söyleyerek, "İYİ Parti ölüm ile sıtma arasında tercihe zorlanmıştır. Buna boyun eğmeyecektir. Kişisel ikbal hesapları için üretilmiş siyasetin hınk deyicisi olmayacaktır" dedi. İYİ Parti Genel Başkanı Akşener yapmış olduğu açıklamada “Geldiğimiz noktada İYİ Parti kıskaca alınmıştır. 5 parti ‘Kılıçdaroğlu aday olsun’ dedi. Biz ‘Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu aday olsun’ dedik. Şahsi hırslar Türkiye’ye değişildi. Noter masasında olmayacağız. Ya tarih yazacağız, ya tarih olacağız” ifadelerini kullandı. Meral Akşener’in açıklamalarından satırbaşları şöyle: “Geldiğimiz noktada İYİ Parti bir kıskaca alınmış, bir dayatmaya mecbur bırakılmış, ölümle sıtma arasında bir tercihe zorlanmıştır. Buna boyun eğmeyecektir. Devşirme siyasetin hınk deyicisi olamayacaktır. 2023 yılında milletimiz cumhuriyetimizin yıpratılan değerleri için, demokrasimiz için, bir büyük mücadele verirken ceketimi assam aday ederim diyenlerin karşısında da dimdik durmaya devam edeceğiz. Bizim seçimimiz dün de belliydi, bugün de belli. Karşımıza kim dikilirse dikilsin bizim itirazımız, mücadelemiz dün de aynıydı, bugün de aynı. Biz milletimize bir sör verdik. Milletin sesini duyuran olacağımıza söz verdik. O iradeden korkan değil güç alan olacağımıza söz verdik. Biz bu günlere kirli pazarlıkları reddederek geldik. Bu doğrultuda siyasetimizin merkezine milletimizi alıp memleketimizi il il, ilçe ilçe gezdik. Nasıl ki dinlediğimiz dertleri, şikayetleri not edip milletimizin sesini duyurduysak iktidara, bizden, muhalefetten olan beklentileri de karşılamak, duyurmak için çalıştık. Biz, İYİ Parti olarak demokrasi inancımız gereği ortak akıl ışığında sorun ve çözümleri konuşabilmeyi aklın gereği gördük. Tüm farklılıklarımıza rağmen, Türkiye için ortak dertlere yönelik güçlendirilmiş parlamenter sistem, anayasa değişikliği teklifi gibi birçok konuda mutabakat sağladık. Dün ortak adayın kim olacağını tartıştık. 5 siyasi parti tek ismi dile getirerek Kılıçdaroğlu’nun adaylığı görüşünü beyan etti. Biz 3 yılı aşkın sokaklarda sıklıkla duyduğumuz, tüm anketlerde de uzun süredir Sayın Erdoğan’a karşı açık ara kazanan iki isim konusunda görüşümüzü beyan ettik. Mansur Yavaş ile Ekrem İmamoğlu’ydu. Anladık ki küçük hesaplar 85 milyonun kazandığı kutlu bir zafere tercih etmiştir. Şahsi hırslar Türkiye’ye tercih edildi. Üzülerek söylüyorum ki altılı masa, millet iradesinin kararlarını yansıtma vasfını kaybetmiştir. Bu masa ortak akıl platformu olmaktan çıkmış. Alternatiflerin kara listeye alındığı bir noter masasına dönüşmüştür. Ne bir kumar masasında ne de bir noter masasında olmayacağız. 85 milyonun geleceğini tehlikeye atmayacağız. Cumhuriyetimizin yeni asrını göz göre hiç etmeyeceğiz. Milletimizin kazanma ümidini yok etmeyeceğiz. Sayın Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’na çağrıda bulunmak istiyorum. Değerli başkanlarım, siz milletin iradesi ile seçildiniz. Tüm engellere rağmen çok çalıştınız. Milletimizi enkazından altında bile yalnız bırakmadınız. Milletimiz sizi göreve çağırıyor. Bu vazife reddedilemez, görmezden gelinemez bir vazifedir. Bu çağrının sahibi millettir. Bu karar milletindir. Bu saatten sonra bizlere düşen bir seçim yapmaktır. Ya şanlı mücadelede milyonlarla yürüyeceğiz ya da trajik hikayede figüranlık yapacağız. Ya tarih yazacağız ya tarih olacağız.” (Nurettin Acar)