AK Parti Karabük Belediye Başkan Adayı Özkan Çetinkaya, 1 Nisan’da Karabük’ün yeniden dirilişinin, yeniden yükselişinin başlayacağını söyledi.
AK Parti’nin Karabük Belediye Başkan adayı Özkan Çetinkaya, seçim çalışmalarına devam ediyor. Gece gündüz durmadan vatandaşlarla bir araya gelen Çetinkaya, 5000 Evler'de AK Parti Karabük İl Başkanlığınca düzenlenen iftar programına katıldı.
5000 Evler Cumhuriyet, 75. Yıl ve Bahçelievler mahalleleri sakinlerinin yoğun ilgi gösterdiği iftar programında Özkan Çetinkaya'yı coşkuyla karşılayarak, desteklerini bir kez daha dile getirdiler.
Başkan Adayı Çetinkaya, yaptığı konuşmada, "Mübarek Ramazan ayı ve seçimlere sayılı günler kala siz değerli mahalle sakinleriyle bir araya gelmekten büyük mutluluk duyuyorum.
İnşallah 31 Mart’ta 15 yıllık bir duran dönemden kurtulacağız. Allah'ın izniyle 1 Nisan’da inşallah hep beraber yükselişe geçeceğiz.
İnşallah bir 1 Nisan'dan itibaren Karabük'ün her mahallesi, 5000 Evler başta olmak üzere hızlı bir şekilde tüm mahallelerimizin problemlerini ihtiyaçlarını biliyoruz ve hızlı bir şekilde çözmek için geliyoruz.” dedi.
Program boyunca Çetinkaya, mahalle sakinleriyle bire bir ilgilenerek, onların sorunlarını dinledi ve çözüm önerilerini paylaştı.
Düzenlenen iftar programına katılan AK Parti Karabük Milletvekili Ali Keskinkılıç ve AK Parti Karabük İl Başkanı Ferhat Salt Çetinkaya için destek istedi. (Ramazan Öztürk)
Bir ülke için en tehlikelisi hedef kitlesi yığın olan yönetimlerdir! Olayları analiz edebilen, yanlışın ortağı olmayı reddeden, hesap sorabilen, farkındalığı yüksek, eğitimli ve bilinçli bir toplum bu tür yönetimlerin işine gelmez. Onlar varlıklarını sürdürebilmek için, kendilerine kayıtsız, şartsız biat eden yığınlar yaratmaya çaba gösterirler.
Floransalı düşünür, İtalyan Rönesans hareketinin en önemli figürlerinden Niccolò Machiavelli, toplum ve yığın'ı şöyle tanımlıyor; "İnsan aklı kadar görür. Soru sormayan, sorgulamayan, araştırmayan insan manipüle edilebilir bir karakterdedir. Cahilde, kendini geliştirmeyen sığ insanlarda; alt beyin ve vahşi dürtüler baskındır. İnsan yığınları yalancıya kızmaz. Kendiside yalancıdır da ondan. İnsan yığınları yoksula kızar. "Aptallığından" der. "Yığın", "toplum" değildir. Yığın, otoriteye itaat ederek hareket eder. Yığın'ı etkilemek, manipüle etmek, yönlendirmek daha kolaydır."
Bilinçli toplum; Farkındalığı yüksek, olayları analiz edebilen, yanlışa tepki veren, nereye gittiğini düşünen, yanlışın ortağı olmayı reddeden, hesap sorabilen, yaşamı kendi iradesiyle yönlendirebilme yetisine sahip, kişisel sorumluluğunun farkında olan insanlardan meydana gelir.. Toplumsal bilinç, yüksek insani değerlere sahip olmayı gerektirir. Okuyan, araştıran, sorgulayan, analitik düşünebilen insanlar, bilinçli toplumun değerli bireyleridir.
Kişisel değerler; karşılıklı ilişkilerde doğrudan veya dolaylı olarak ortaya çıkan sevgi, dürüst olma, bağlılık, saygı, nezaket, adil olma, açık düşünebilme, kontroller kurabilme, empati yapabilme ve farkındalık gibi kavramlar bütünüdür. Tüm bunlar, uyumlu ve huzurlu yaşamın olmazsa olmazlarıdır. Üstün İnsani değerler; yaşamı güzelleştirir ve hayatı anlamlı kılar.
Siyasetin, siyasetçinin sık sık başvurduğu; algı yönetimi, gündem değiştirme, yönlendirme gibi yöntemler Yığınlar üzerinde etkili olur. Toplum ise, bilinçli bireylerden oluştuğu için, araştırır, sorgular, örgütlenir. Ülkesi ve geleceği sözkonusu olduğunda daha cesaretlidir.Siyasetçinin oyuncağı olmaz. Bilinçli bireylerden oluşan toplumlar asla bu tür tuzaklara düşmezler. Bilinçli toplumları, manipüle edemezsin, güdemezsin!
Toplum ile yığını birbirinden ayıran faktörlerden biri de eğitimdir. Yığınlar, çoğunlukla eğitimsiz, cahil insan topluluklarıdır. Okuyan, araştıran, sorgulayan insanı kolay kolay kandıramazsınız. Hedef kitlesi yığın olan siyasi oluşumlar bu yüzden eğitimli insanlardan, bilinçli toplumlardan hazetmezler. Tercihi yığın olan yönetimler; ülkesini ve insanını düşünmez! Onlar için önemli olan kendi ikballeridir!
Şimdi şu soruyu kendi kendimize soralım. Toplum muyuz? Yığın mıyız?