Trabzon’un Akçaabat ilçesinde klâsik hale gelen Memleketler arası Akçaabat Müzik ve Halk Oyunları Şenliği 33. sefer coşkulu bir biçimde başladı.
Türkiye’nin farklı bölgelerinin yanı sıra yurt dışından da iştirakin olduğu Memleketler arası Akçaabat Müzik ve Halk Oyunları Şenliği, kortej yürüyüşüyle başlarken şenlikle ilgili açıklamalarda bulunan Akçaabat Belediye Başkanı Osman Nuri Ekim, tertibin hem kültürel hem sanatsal taraflarıyla bölgeye değerli katkı sunduğunu belirtti. Şenliğin 33 yıldır kesintisiz sürdüğünü kaydeden Ekim, "Akçaabat Müzik ve Halk Oyunları Şenliği, 33 yıldır kesintisiz devam eden bir aktiflik. Şenliğimizde hem mahallî hem ulusal sanatkarlarımız sahne alıyor. Birebir vakitte sanatsal ve kültürel faaliyetlere de geniş yer veriyoruz" dedi.
Festivalin en dikkat cazibeli etkinliklerinden birinin yayla göçünü temsilen düzenlenen program olduğuna kaydeden Ekim, "Temmuz ayının 20’sinde, yani ‘Orağın Yedisi’ dediğimiz günde yaylada düzenlenecek aktiflik alanında hemşehrilerimizle, lokal sanatkarlarımız ve yaylacılarımızla birlikte horon oynayacağız. Bu aktiflikle kültürümüzü yaşatıyor, yaylaya göç geleneğimizi canlandırıyoruz" sözlerini kullandı.
Akçaabat’ın "Horonun başkenti" olduğunu vurgulayan Ekim, horonun yalnızca lokal değil, milletlerarası alanda da bilinen bir halk oyunu olduğunu tabir ederek, "Folklor şovları için gelen konuklarımızı kentimizde ağırlıyoruz. Hem kendi kültürümüzü tanıtıyoruz hem de onların folklor şovlarına konut sahipliği yapıyoruz. Bu sayede kültürel bir kaynaşma ortamı sağlıyoruz. Şenlik, bu yıl Etiyopya, Azerbaycan ve Rusya başta olmak üzere Türkiye’nin çeşitli kentlerinden gelen halk oyunları gruplarını bir ortaya getiriyor.. Onlarla birlikte bir bütün içerisinde halk oyunları şovumuzu gerçekleştiriyoruz "diye konuştu.
KBÜ’de ÜNİDES kapsamında Yapay Zeka Paneli düzenlendi
Karabük Üniversitesi (KBÜ) Yapay Zekâ Kulübü tarafından, Gençlik Hizmetleri Genel Müdürlüğünün yürüttüğü Üniversite Öğrenci Toplulukları İş Birliği ve Dayanak Programı (ÜNİDES) kapsamında "Yapay Zeka Paneli" düzenlendi.
Karabük Üniversitesinde düzenlenen panelde yapay zekânın sıhhat, eğitim, sanayi ve etik alanlardaki tesirleri akademik bakış açısıyla münazara gerçekleşti.
15 Temmuz Şehitler Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen aktifliğe KBÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Elif Çepni, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Panelin açılışında konuşan Yapay Zekâ Kulübü Lideri Tuncay Kayalar, aktifliğin teknolojiye ilgi duyan gençler için yeni fikirler geliştirme ortamı sunduğunu belirtti.
Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Elif Çepni, açılışta bir konuşma yaparakyapay zekânın lakin yanlışsız kullanıldığında insanlığa katkı sağlayabileceğini vurgulayarak, "Yapay zekâ datayla beslenir. Data olmadan manalı sonuçlar üretmesi mümkün değildir. Bu nedenle etik ve güvenlik hususları büyük kıymet taşıyor" tabirlerini kullandı.
Panelin moderatörlüğünü üstlenen Bilişim Teknolojileri Meslek Yüksekokulu Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Emrullah Demiral iseyüksekokulun geçen yıl kurulmasına karşın üç faal programla eğitim-öğretime güçlü bir başlangıç yaptığını ve bu yıl yeni açılan 3 programla birlikte toplamda 6 program olduğunu belirtti. Demiral, Türkiye genelinde başlangıçta sırf altı üniversitede açılan Bilişim Teknolojileri Meslek Yüksekokullarından birinin üniversitemizde var olmasının Karabük Üniversitesini bilişim alanında öncü pozisyona taşıdığını söz etti.
Panelde birinci konuşmayı yapan Doç. Dr. Emrullah Sonuç, yapay zekânın bilhassa sıhhat bölümünde çığır açan örnekler sunduğunu belirterek, "Yapay zekâ, binlerce hekimin bilgi birikimini tahlil ederek onların deneyimlerinden beslenebiliyor. Bu sayede uzman tabiplerin yüzde yirmi muvaffakiyetle koyduğu teşhisler, yapay zekâ ile yüzde seksenlere kadar ulaşabiliyor." dedi.
Sonuç, sırf sıhhatle hudutlu kalmayan bu teknolojinin eğitim, otomotiv, savunma endüstrisi üzere farklı dallarda de büyük dönüşümler oluşturacağını vurgulayarak, "Yapay zekâ ile kendi kendine vazife icra edebilen akıllı araçların pek çok alanda daha fazla yer alacağını düşünüyorum." sözlerini kullandı.
Dr. Öğr. Üyesi İdris Kahraman, yapay zekânın otomasyona dayalı işlerde vakit kazandırdığını belirterek, "Gençlerin bu teknolojilerle erken yaşta tanışması ve projelerinde faal biçimde kullanması büyük kıymet taşıyor." dedi.
Yapay zekânın başlangıçta mahremiyet problemleri doğurduğunu tabir eden Kahraman, "Zamanla bu riskler fark edildi. Çin bu alanda düzenlemeler yaptı, Avrupa Birliği yapay zekâetikilkelerini yayımladı. Biz de akademik bakışla süreci kıymetlendiriyoruz. Devlet denetimi sağlanmazsa etik ihlaller kaçınılmaz olabilir." halinde konuştu.
Panelin son konuşmacısı Doç. Dr. Kasım Özacar, yapay zekânın ulaşım, tarım ve sanayi üzere alanlarda insan müdahalesine muhtaçlık duymayan sistemleri beraberinde getirdiğini belirterek, "Bu gelişmeler bağlantıdan insan alakalarına, mesleklerin dönüşümüne kadar pek çok alanı etkileyecek. Fakat yapay zekânın komutlara bağlı çalışması, birtakım riskleri de barındırıyor." dedi.
Özacar, yapay zekâ ile kişiselleşmiş dijital eğitim modellerinin gündemde olduğunu tabir ederek, "İleride beşerler klasik sınıflar yerine dijital ortamda, ilgi ve yeteneklerine nazaran şekillenen eğitimler alabilir. Bu alanda çalışmalar var ancak şimdi istenilen düzeye ulaşılmadı." değerlendirmesinde bulundu.
Etkinlikte; yapay zekâyı kimlerin yöneteceği, şuur seviyesinin ne olacağı, inanç alakasının nasıl kurulacağı ve bu dönüşümün gelecekte meslekler üzerindeki tesirleri üzere sorular tartışmaya açıldı.
Panel, konuşmacılara teşekkür evraklarının takdimiyle sona erdi.
