Karabük Postası tarafından
03 Şubat, 2023 10:27 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 5dk
Yorum: 0

1’inci Gelecek Okuryazarlığı ve Stratejik Öngörü Konferansı Sona Erdi

Karabük Üniversitesi (KBÜ) ve Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından 1-2 Şubat tarihlerinde düzenlenen “1. Gelecek Okuryazarlığı ve Stratejik Öngörü” (FLSF 2023) konferansı gerçekleştirildi. Karabük Üniversitesi (KBÜ) ve Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından düzenlenen “1. Gelecek Okuryazarlığı ve Stratejik Öngörü” konferansının açılış programı, 15 Temmuz Şehitler Konferans Salonunda gerçekleştirildi. Konferansa, Karabük Valisi Fuat Gürel, İstanbul Milletvekili, Parlamentolar Arası Türkiye Grubu Başkanı Dr. Ravza Kavakcı Kan, Yükseköğretim Kalite Kurulu Başkanı (YÖKAK) Prof. Dr. Muhsin Kar, Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Refik Polat, Kazakistan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Yerkebulan Sapiyev, Dünya Bilim ve Sanat Akademisi (WAAS) Başkanı ve CEO’su Garry Jacobs, UNESCO Gelecek Okuryazarlığı Eski Başkanı Dr. Riel Miller, Karabük Üniversitesi İşletme Fakültesi Dekanı ve UNESCO Kürsü Başkanı Prof. Dr. Elif Çepni, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. 1. Gelecek Okuryazarlığı ve Stratejik Öngörü Konferansının ikinci günü, Karabük Üniversitesi Safranbolu Fethi Toker Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi akademisyenlerinden oluşan koronun dinletisi ve Karabük Üniversitesi tanıtım filminin izlenmesi ile başladı. “ASIL OLAN GELECEĞE VARDIĞIMIZDA HAZIR OLUP OLMADIĞIMIZDIR” Karabük Valisi Fuat Gürel, Karabük Üniversitesinin Türkiye’nin en genç üniversitelerinden biri olduğunu vurgulayarak, “Karabük Üniversitesinde çok önemli bir konuyu konuşmanın ve buna öncülük etmenin bizlere nasip olmasından dolayı gururlandığımı ifade etmek isterim. Her geçen gün aslında geçmiş döneme bakıldığında gelecekte nelerin imkânsız oluğunu, nelerin zor olduğunu hayal ettiğimiz bir kısım zorlukların kolay hale gelebildiğini görebiliyoruz. Asıl olan ise geleceğe vardığımızda hazır olup olmadığımızdır” şeklinde konuştu. İstanbul Milletvekili Dr. Ravza Kavakcı Kan, ise konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “İnsanlık tarihinde bizler gelecekle alakalı hep merak içerisinde olmuş ve farklı yöntemler kullanılmıştır. Bunu bugünden düşünmek önemli bir şey. Tabii milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisimizde ülkemizin geleceğine dair karar alma sorumluluğuna sahip bir insan olarak bu egzersiz benim için çok kıymetli.  Gelecek bizim için ne anlam ifade ediyor? Acaba biz insanlığın son insan modeli miyiz?  Teknolojik insanlar mı olacak?  Ne olacak ileride?” gibi soruların önemine dikkati çekerek, “Ekonomi, ulus devletler, sağlık, çevre, iş dünyası ile alakalı önemi var. Gelecekte olacaklar her açıdan hayatımızı etkiliyor. Bugün burada yapılacak çalışmalardan sonra bazı cevaplar olacak” Türkiye Yükseköğretim Kalite Kurulu Başkanı Prof. Dr. Muhsin Kar, günümüzde iş pazarında önemli değişiklikler olduğunu belirterek, “Bunlar yeni teknolojilerin gelişimi, kadın istihdam oranının artması, polarizasyon ve küreselleşme olarak sıralanabilir. Ayrıca, günümüzde iş için gerekli yetenekler ile insanların sahip olduğu yetenekler arasında da çok fazla boşluk bulunmaktadır” dedi. YÖKAK Başkanı Prof. Dr. Kar, Karabük Üniversitesinde düzenlenen konferansın, gelecek okuryazarlığını anlamada etkili olacağını söyledi. ‘’TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN KURULUŞUNUN 100. YILINDA KARABÜK ÜNİVERSİTESİ OLARAK GELECEĞİN DÜNYASINDA YERİMİZİ ALMAK İÇİN HAZIRIZ’’ Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Refik Polat, Malezya, Endonezya, Filipinler, Hindistan, Bangladeş, Pakistan, Kazakistan, Özbekistan, İran, Ürdün, Romanya olmak üzere dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanından gelen rektörleri ve akademisyenleri Karabük Üniversitesinde ağırlamaktan mutluluk duyduğunu dile getirerek, şöyle konuştu: “Her an; bir yenilenme, filizlenme, tazelenme, inovasyon halinde olursak bütün insanlık için daha müreffeh bir gelecek inşa ederiz. Geleceğin inşası da bu çalıştay ve konferans gibi bilimsel manada etkileşimli toplantılarla mümkündür. Birbirimizden öğreneceğimiz çok şey var. Bugün burada söyleyeceğimiz sözler, geleceğin hakikati olacaktır. UNESCO, 30 yıldır farklı alanlarda kürsüler kuruyor. ‘Gelecek Okuryazarlığı, Stratejik Öngörü’ Kürsüsünün Türkiye’de ilk ve tek olarak Karabük Üniversitesinde kurulmasının haklı gururunu yaşıyorum. Kürsümüzün kuruluşunda büyük emeği olan Karabük Üniversitesi İşletme Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Elif Çepni Hanımefendiye ve değerli çalışma arkadaşlarımıza teşekkür ederim. Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunun 100. yılında Karabük Üniversitesi olarak geleceğin dünyasında yerimizi almak için hazırız.” Kazakistan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Yerkebulan Sapiyev, Karabük’e ilk defa geldiğini belirterek, “Bu kadar güzel bir Üniversitede güzel bir organizasyona geldiğim için çok mutluyum. Türkiye Kazakistan’ın kardeş ülkesi. 2022 yılındaki Türkiye’deki öğrenci sayımız 8 bin 300 ve bunlardan 500 öğrencimiz Karabük Üniversitesinde okuyor. Bizim çocuklarımıza, evlatlarımıza biz yokken anne baba gibi davranan Rektörümüz başta olmak üzere değerli hocalarımıza çok teşekkür ederim” dedi. Konferansa Amerika Birleşik Devletlerinden çevrim içi olarak katılan Dünya Bilim ve Sanat Akademisi (WAAS) Başkanı ve CEO’su Garry Jacobs, “Böyle önemli bir konferansa konuşmacı olarak davet edildiğim için hem kendi adıma hem de World Academy adına teşekkür ederim” diye konuştu. Gelecek okuryazarlığı, stratejik öngörme, yaratıcı düşünme ve sosyal sorumluluğun oldukça önemli hale geldiğini ifade eden Jacobs, “Dünya küresel olarak değişim halinde. Özellikle Ukrayna’da olanlar, iklim değişikliği ve benzeri küresel olaylar gelecek okuryazarlığını önemli hale getirdi. Bu yüzden geçmişte sahip olduğumuz tüm uygulamalar ve yöntemler, geleceği anlamakta yetersiz hale geldi. Gelecek okuryazarlığı sürdürülebilir gelişimi ön plana çıkarmakta ve kişilerin güvenliğini öncelik olarak görmektedir. World Academy olarak eğitimde kişilerin güvenliği kampanyasını başlatacağız” ifadelerini kullandı. UNESCO Gelecek Okuryazarlığı Eski Başkanı Dr. Riel Miller, dünyada endüstri alanında birçok gelişme kaydedildiğini vurgulayarak, “Geçmişte sahip olduğumuz düşünce sistemleri günümüzde geçerliliğini yitirdi. Özellikle üniversiteler geleceği görmede ve günümüzdeki değişimlerde önemli rol oynamakta ve liderlik yapmakta” dedi. Karabük Üniversitesinde gerçekleştirilen konferansın bu duruma öncülük etmekte olduğunu belirten Miller, “Konferans, benim de başlamasına yardımcı olduğum dünyanın çeşitli ülkelerinde bulunan 12’den fazla kürsü ile bağlantı kurma olanağı sağlamaktadır” diye konuştu. Programın açılış konuşmasın yapan İşletme Fakültesi Dekanı ve UNESCO Kürsü Başkanı Prof. Dr. Elif Çepni ise konferansın Gelecek Okur Yazarlığı ve Stratejik Tahmin UNESCO Kürsüsü kapsamında düzenlendiğine işaret ederek, “Konferansın ana konusu geleceğin işleri ve 21. yüzyılda yeteneklerdir. Bu konferans farklı disiplinleri bir araya getirmekte ve geleceğin işlerini ve bu işler için gerekli yetenekleri günümüz karmaşık dünyasında ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır” şeklinde konuştu. Prof. Dr. Çepni, günümüz koşullarının hızla değiştiğini belirterek, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Teknoloji ve küreselleşme iş dünyasını yeniden inşa etmektedir. Fakat eğitim ve öğretim sistemi statik durumda ve yeterince keşfedilmemiş olarak kalmakta. Bu durum yeni çalışanlar için uygun değil. ‘Geleceğin mezunları için nasıl bir eğitim programı hazırlanmalı?’ konusunda mutabık olunamadı. 2025 yılına kadar 85 milyon iş, insanlardan robotlara geçebilir ve 97 milyon yeni farklı iş imkanı ortaya çıkabilir. Günümüzün en önemli yetenekleri arasında eleştirel düşünme ve analiz etme, problem çözme ve bireysel yönetim bulunmaktadır. Bu konferans, değerli katılımcıların bilgileri ile bize bu yetenekleri anlamakta çok fayda sağlayacaktır.” Dekan Prof. Dr. Çepni, konferansa katkıda bulunan Safranbolu Kültür ve Turizm Vakfı Başkanı Şefik Dizdar, Intekno Şirketler Topluluğu Kurucusu Halil Kulluk, Saka Demir ve Çelik Başkan Vekili Şükrü Saka, Yolbulan Şirketler Grubu’ndan Şadi Yolbulan, Diamond Park Hotel’den Koray Dönmez, Dr. Riel Miller ve Rektör Prof. Dr. Refik Polat’a teşekkür etti. Açılış konuşmalarının ardından konuşmacılar, istihdamın geleceğini daha net bir şekilde tanımlamak ve günümüzün karmaşık dünyasında bununla ilişkili gerekli becerileri geliştirmek için gelecek okuryazarlığı, yönetim bilimlerinde yaratıcı düşüncenin rolü, karmaşık uygulanabilir sistemler ve sibernetik, öngörü ve gelecek okuryazarlığındaki gelişmeler, gelecek okuryazarlığı ve yükseköğrenimdeki rolü, sürdürülebilirlik için öngörü, network bilimi ve bütünsel düşünme, sosyal sorumlu karar verme gibi konuları, “Öngörü Çalışmaları”, “Gelecek Okuryazarlığı”, “Stratejik Öngörü”, “21. Yüzyıl Becerileri” ve “İstihdamın Geleceği” başlıklarında ele aldı. Açılış konuşmalarının ardından, 15 Temmuz Şehitler Konferans Salonunda gerçekleştirilen programda Daffodil Uluslararası Üniversitesi’nin Kurucusu ve Başkanı, Asya ve Pasifik Üniversiteleri Birliği Başkanı Dr. Md. Sabur Khan, Malezya Uluslararası İslam Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Dzulkifli Abdul Razak, Bharatiya Mühendislik Bilim ve Teknoloji İnovasyon Üniversitesi Rektörü Dr. Rupa Vasudevan, Universitas Pancasakti Tegal Rektörü Dr. M. Hum Taufiqulloh, Karakoram Uluslararası Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Atta Ullah Shah, Samar Devlet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Marilyn D. Cardoso, Malezya Uluslararası İslam Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zainal Abidin Sanusi, Dünya Sanat ve Bilim Akademisi (WAAS) Mütevelli Heyeti’nden Prof. Dr. Fadwa El Guindi, Perugia Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Piero Dominici, Öngörülü Yönetişim ve Sürdürülebilir Politika Oluşturma UNESCO Başkanı Dr. John Sweeney, Uluslararası Asset Bank AD’de Denetim Kurulu Üyesi ve Stratejik Öngörü Merkezi Genel Müdürü ve Kurucusu Roumiana Gotseva, Kültürlerarasılık Müdürlüğü, İnsan ve Azınlık Hakları Bakanlığı’ndan Mila Popovich, İcra Kurulu Başkanı ve Mütevelli Heyeti, Dünya Sanat ve Bilim Akademisi (WAAS), Genel Sekreter WUC, Başkan Kişi Merkezli Yaklaşım Enstitüsü, Eş Direktör Dünya Sürdürülebilirlik Forumu’ndan Alberto Zucconi konuşma gerçekleştirdi. Aynı zamanda Tıp Fakültesi Konferans Salonunda akademisyenler ve doktora öğrencileri tarafından sunumlar gerçekleştirildi. (Nurettin Acar)

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
20 Kasım, 2025 16:52 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 5dk
Yorum: 0

“Türkiye, denizcilikte dünyanın en büyük 10. filosuna sahip oldu”

Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Durmuş Ünüvar, dünyanın en büyük 10. filosuna sahip olan Türkiye’nin 61 yeni gemi siparişi ile dünya 9’uncusu, mega yat inşasında ise 2’ncisi olduğunu belirtti. Ünüvar ayrıyeten, boğazlardan yılda 40 binden fazla geminin geçtiğini söyledi.
Düzce Üniversitesi, denizlerin ve okyanusların sürdürülebilir idaresine yönelik düzenlenen 1. Memleketler arası Deniz Hukuku ve Teknolojileri Sempozyumu’na (IMLTech 2025) konut sahipliği yapıyor. Bugün başlayan ve 22 Kasım’a kadar sürecek olan sempozyuma Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Düzce Valiliği, TÜBİTAK MAM, HAVELSAN, TÜRKSAT ve Düzce Belediyesi başta olmak üzere birçok kamu ve özel kesim kuruluşları takviye veriyor. Alanında uzman akademisyen, araştırmacı ve uygulayıcıları bir ortaya getiren sempozyumda "Mavi Ekonomi", "Limancılık Stratejisi" ve "Türk Denizciliğinin Pusulası: Tehditler, Teknolojiler ve Yeni Ufuklar" bahisleri ele alınacak.

Prof. Dr. Sözbir: "Yapay zeka odaklı çalışmaları çok istikametli ele alacağız"
Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nedim Sözbir, deniz hukuku ve teknoloji alanlarının akademik ve stratejik istikametlerini bir ortaya getireceklerini söz ederek, "Denizcilik ulusal güvenliğin en kritik noktalarından birisidir. Deniz hukuku üzerine yürütülen çalışmalar yalnızca akademik değil, ülkemizin stratejik geleceğine dair kıymetli bir yol kat etmiştir. Mavi vatan vizyonunu, insansız sistemler, yapay zeka odaklı çalışmaları çok taraflı ele alacağız. Bölümün önde gelen kurumlar, akademisyenler çeşitli hususları ele alacaklar. Üniversite olarak maksadımız bilimsel birikimin alandaki imkanlarla buluştuğu akademik yer hazırlamaktır. Ülkemizin denizcilik siyasetlerine manalı katkı sağlayacağına inanıyorum" dedi.

Başkan Özlü: "Sanayi, teknoloji ve üretimle ilgili çok sayıda projeye imza atıldı"
Düzce Belediye Başkanı Faruk Özlü, Türkiye’nin denizcilik potansiyelini ve sanayi atılımlarını kıymetlendirdi. Özlü, "Sanayi, teknoloji ve üretimle ilgili çok sayıda projeye imza atıldı. Togg’dan Antartika Bilim Üssü’ne, KOSGEB dayanaklarından mega sanayi bölgelerine kadar büyük atılımlar başlatıldı. Bilim merkezi, teknoloji üstü, ileri endüstriye sahip olan Türkiye hedeflendi. Bilim ve teknoloji ile büyüyen Türkiye hedeflendi" diye konuştu.

"Ülkemiz denizcilik potansiyelinden gereğince hisse alamıyor"
Türkiye’nin denizcilik potansiyelinden gereğince hisse alamadığı görüşünde olduğunu aktaran Özlü, şunları kaydetti:
"Ülkemiz kara nakliyatında bir köprü olduğu kadar, deniz nakliyatında da değerli bir rotada yer almaktadır. Bizim bütün gayretimiz bu coğrafik avantajı stratejik bir bakış açısı ile pekiştirmek olmalıdır. Deniz nakliyatı daha ucuzdur. Denizcilik yük ve yolsa taşımanın ötesine gemi sanayi üzere kıymetli katkılar sunar. Dış ticaretimizin büyük kısmı deniz yolu ile gerçekleştirilmektedir. Deniz ticaretimizin büyümesi için atılacak her adım, ihracata ve üretime katkı sunacaktır."

"İki kıymetli projeyi hayata geçirdik"
Özlü, bu doğrultuda başlatılan iki değerli projeyi hatırlattı. Bunların Türk Koster Filosu’nun yenilenmesi projesi ve mega sanayi bölgeleri projesi olduğunu belirten Özlü, "Türkiye’de o tarihte 790 Türk sahipli koster vardı. Bunların ortalama yaşı 26’ydı. Biz bunları modernize etmeyi düşündük. Sayın başbakanımızın da imzasının olduğu protokol imzaladık. Yüzde 49’u Sanayi ve Teknoloji Bakalığından verilecek bir hisse vardı. Yüzde 51’i ise özel dal iştiraki olacaktı. Bu projedeki maksadımız bu envanterde bulunan ortalama yapı 26 olan kosterleri yenilemekti. Yaklaşık 10 yıl mühletle Türk tersanelerine iş olacaktı. Gemi inşası yan endüstrisine iş çıkacaktı. Akdeniz ve Karadeniz Türk gölü haline gelecekti. Etrafımızdaki ülkelerde yaklaşık 2 bin adet koster vardı. Bu kosterleri de Türkiye modernize edecekti. Bu son derece değerli bir projeydi. Bu projeyi sayın başbakanımızın liderliğinde başlattık. Mega sanayi bölgeleri. Bugün OSB’ler var. Sayıları 370’i buldu. Türkiye’nin sıçrama yapması için OSB ölceğinden büyük mega sanayi bölgelerine muhtaçlığımız var" dedi.

Vali Aslan: "Denizler önemli"
Düzce Valisi Selçuk Aslan, global ticarette denizlerin taşıdığı kritik role dikkat çekti. Aslan, Türk milletinin denizcilik tarihindeki yerine atıfta bulunarak, "Türk milleti olarak her ne kadar karaların sultanı olmuş olsak da, tarihi bin yıl geriye gidecek formda dünyanın üç denizine hükmetmiş cetlerin evladı olarak, ticaretin 4’te 3’ünün denizlerde döndüğünü düşünürsek denizler önemlidir" diye konuştu.

Bakan Yardımcısı Ünüvar: "Anlaşmanın kararlarını eksiksiz yerine getiriyoruz"
Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Durmuş Ünüvar, global deniz yolunun canlı bir organizma olduğunu belirterek, Türkiye’nin denizcilik alanındaki stratejik pozisyonuna ve başarılarına değindi. Ünüvar, 2024 yılında 12,6 milyar ton yükün deniz yolu ile taşındığını kaydetti. Türkiye’nin 10 bin 940 kilometre kıyı uzunluğunun bulunduğunu ve boğazlardan yılda 40 binden fazla geminin geçtiği kritik noktalardan biri olduğunu vurgulayan Ünüvar, şöyle konuştu:
"Boğazlarımızdan 1 milyar tonun üzerinde yük geçti. Türk boğazları deyince, Montrö’de imzalanan Türk boğazları muahedesi var. Mutabakatın kararlarını eksiksiz yerine getiriyoruz. Filomuzu güçlendirmek, Türk gemi beşerinin uluslarası tercih edinirliliğini artırmak istiyoruz."

"Türkiye, dünyanın en büyük 10’uncu filosuna sahip oldu"
Türkiye’nin 1999 yılından bu yana Milletlerarası Denizcilik Örgütü (IMO) Kurul üyesi olduğunu hatırlatan Bakan Yardımcısı Ünüvar, 50 ülke ile 64 denizcilik mutabakatı bulunduğunu belirtti. Ünüvar, "Üç deniz teşebbüsüne stratejik paydaşlığımız gerçekleşti. Pozisyonumuzu daha da güçlendirdi. Bugün 50 ülke ile 64 denizcilik muahedemiz var. Bu alan daha da genişliyor. Türkiye Doğu Akdeniz’de, Hin Okyanusu’nda iştiraklerini güçlendiriyor. Türkiye, dünyanın en büyük 10’uncu filosuna sahip oldu. Çok daha fazlasını yapacak insan gücümüz ve altyapımız var" biçiminde konuştu.
Türkiye’nin 61 yeni gemi siparişi ile dünya 9’uncusu olduğunu aktaran Ünüvar, tonajda 0,6 milyon CGT ile 11’inci, mega yat inşasında ise 2’nciliği elde ettiğini belirtti.

Binali Yıldırım: "Denizlere hakim olan cihana hakim olur"
27. Başbakan ve Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Aksakallar Konseyi Başkanı Binali Yıldırım ise, konuşmasının başında aktifliğin Düzce’de yapılmasının iki nedeninin Akçakoca açıklarındaki Sakarya/Akçakoca doğalgaz alanları ve Rektör Nedim Sözbir’in denizcilik geçmişi olduğunu belirtti. Barbaros Hayrettin Paşa’nın "Denizlere hakim olan cihana hakim olur" kelamını hatırlatan Yıldırım, dünya nakliyatının yüzde 90’ının denizler üzerinden yapıldığını vurguladı.

"Taraf değiliz lakin kontratın birçok kararını uyguluyoruz"
Sempozyumun ana başlıklarından memleketler arası deniz hukukuna değinen Yıldırım, 1982 tarihli kontrata Türkiye’nin taraf olmama nedenini ise şöyle açıkladı:
"Bu kontrata ABD de taraf değil, Türk devleti de taraf değil. ABD imzalamış lakin taraf olmamış. Denizin tabanında çok büyük kaynaklar var, ender elementler var. ABD bunları kendi mülkü gördüğü için, paylaşmak istemediği için taraf olmamış. Biz de taraf değiliz. Bizim hassasiyetimiz nedir? Bizim hassasiyetimiz adalar denizidir. Adalar denizi, o denli bir yapıya sahipki deniz hukuku sistemine nazaran bu mutabakata taraf olsak, İstanbul’dan Çanakkale’den çıkıp, Fethiye’ye giderken daima uluslarası sulardan geçmemiz lazım. Kendi deniz alanımız kalmıyor. Adaların denizle iç içe bulunduğu bir coğrafyadayız. Bu coğrafyaya sahip öteki ülkeler de var. Öbür yerlerde de yaklaşık 15 ülke bu hukuka taraf değil. Mukavele yürürlükte. Bu mukavele olmasa, memleketler arası deniz nizamı, denizcilik faaliyetlerinde kahır yaşanırdı. Biz taraf olmamamıza karşın teamüller açısından mukavelenin birçok kararını uyguluyoruz."

"Bizim için en büyük sorun adalar denizi ve Kıbrıs meselesidir"
Yıldırım, şöyle devam etti:
"Açık deniz özgürlüğünü sahipleniyoruz. Açık denizler aslında herkesin malıdır. Rastgele bir ülke tek başına hak argüman edemiyor. Transit geçişler, suçsuz geçişler. Bununla ilgili deniz hukuku mukavelesine tabiyiz. Boğazlar, Montrö Sözleşmesi’ne nazaran ve oradaki unsurlar çok farklı. Deniz hukuku yokken bizim boğazların kullanılmasının rejimi farklı. En son Ukrayna-Rusya savaşı yaşanırken uyguladık. Boğazların özel geçiş kaideleri var. Bunu tüm dünya kabulleniş durumda. Deniz hukuku kontratının uygulanmasında bizim için en büyük sorun adalar denizi ve Kıbrıs sorunudur. Yunanistan ile bizim tezimiz farklı. Biz kontrata taraf değiliz, burada yapılacak dayatmalar bizi bağlamaz diyoruz. Mukavele kararları denizcilik teamülüdür. ’Taraf olsa da olmasa herkes uymak zorundadır’ diyor. Adalar bize birkaç mil, Yunanistan’a 300-500 mil arada. Nizam var, ölçü var. Deniz hukukunda çok su götürecek konular var. Denizlerdeki kaynakların kullanılması, su yüzüne çıkarılması üzere hususlarda kısa vadede uzlaşma olacağı kanaatinde değilim."

"Aliağa’da dünyanın en büyük gemi söküm tesisine sahibiz"
Türkiye’nin denizicilik alanında kat ettiği muvaffakiyetleri anlatan Binali Yıldırım, "Yat üretiminde dünya 2’ncisiyiz. Her türlü gemiyi bilhassa özel niyetli gemileri yapmakta 1 numarayız. Gemi bozma yahut dönüşüm denildi. Biz ona ’gemi sökümü’ diyoruz. Aliağa’da dünyanın en büyük gemi söküm tesisine sahibiz. İmal ediyoruz, çalıştırıyoruz ve söküyoruz. İşi bilen denizcileri vazifeye getirdik. Biz 2002 yılında iktidar olduğumuzda denizcilik müsteşarlığı vardı lakin denizci yoktu. Vahim durumdaydı. Önceliğimiz, denizcilik müsteşarlığını denizcilerle tanıştırmak oldu" dedi.
Deniz madenciliği ve az elementlere dikkat çeken Yıldırım, bu elementlerin elektrik motorları, mıknatıslar, dronlar, güdüm sistemleri, termal kameralar, elektrikli araç bataryaları ve güç depolama sistemleri dahil olmak üzere savunma sanayii, tıp ve ileri teknolojide kullanıldığını söz etti.

"Eskişehir Beylikova’da dünyanın 2. ender element rezervi var"
Yıldırım, bu elementlerin üretiminin yüzde 60’ının Çin tarafından yapıldığını belirterek, Türkiye’deki potansiyeli şöyle anlattı:
"Bizde var fakat kullanamıyoruz. Eskişehir Beylikova’da dünyanın 2. az element rezervi var. 700 milyon ton rezerv var. Burada 10 element çıkarılabilir. Eti Maden bu toprak elementlerini çıkarmak için oluşum başlattı. Derin deniz madenciliğinde İSA ruhsatını almamız gerekiyor" diye konuştu.
Sempozyuma 65. devir Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) 26. Lideri İsmet Yılmaz, AK Parti Düzce Milletvekili Ayşe Keşir de katıldı.

Bizi sosyal medyadan takip edin