blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
28 Haziran, 2024 20:07 tarihinde yayınlandı
A+ A-

1. Ulusal Yaban Hayatı Çalıştayı: “Sokak hayvanlarının sebebi, sorumsuz insanlar”

“1. Ulusal Yaban Hayatı Çalıştayı”nda konuşan Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal, "Bugün sokak hayvanları diye bir sorun konuşuluyorsa, bir tehdit olarak görülmeye başlanıldıysa, aslında bunun arkasında ‘sorumsuz insan’ var. Dünyanın parasını vererek aldığınız bir hayvanı biraz sonra çok rahatlıkla sokağa bırakabiliyorsunuz" dedi.
Ondokuz Mayıs Üniversitesinde “1. Ulusal Yaban Hayatı Çalıştayı düzenlendi. OMÜ Atatürk Kongre ve Kültür Merkezinde yapılan çalıştay, Tarım ve Orman Bakanlığı yetkilileri, Türkiye’nin dört bir yanından akademisyenleri ve sivil toplum kuruluşlarını bir araya getirdi.
"Ekosistemi tehdit eden, zararlar oluşturabilecek gelişmeler yaşanıyor"
Çalıştayda konuşma yapan Rektör Prof. Dr. Yavuz Ünal, "Yaban hayatı araştırmaları artık erdem olmaktan çıktı. İnsanların, insanlık adına yaptıkları zorunlu bir çalışma alanına dönüştü. Nedeni artık insan kendi kıyametini zorluyor. Özellikle sanayi devrimi ile başlayan, bitmeyen, tükenmeyen kazanma, hükmetme, işgal etme çabası sadece insanları değil, sadece mazlum milletleri değil, kâinattaki zinciri de kırmaya başladı. Bugün sokak hayvanları diye bir sorun konuşuluyorsa, bir tehdit olarak görülmeye başlanıldıysa, aslında bunun arkasında sorumsuz insan var. Dünyanın parasını vererek aldığınız bir hayvanı biraz sonra çok rahatlıkla sokağa bırakabiliyorsunuz. O hayvanın ne yaşadığı, o coğrafyada yaşayan insanların ne yaşadığını hesap etmeksizin ekosistemi parçalayan, ekosistemi kıran ilgili bir durum ortaya çıkıyor. Yaban hayatı araştırmaları artık zorunluluk haline dönüşmüştür. İnsanlık için, kainat için bir zorunluluk haline gelmiştir. Ekosistemin yeniden kurgulanması açısında bir zorunluluk haline dönüşmüştür. Türkiye’nin bir takım avantajları var. Türkiye elindeki bu hazine ile yaban hayatı konusunda odak noktasına dönüşebilir. Zengin habitat ve cinsleri var. Veri işlemeciliği yapılamadığı sürece bu veri yük olarak kalıyor. Yük ağırlaştı ve risk yükseldi. Ekosistemi tehdit eden, zararlar oluşturabilecek gelişmeler yaşanıyor. Balık çeşitliliği konusunda zengin bir ülkeyiz ama biraz özelliklerinden hareketle İsrail sazanı diye belirtilen bir tür bütün varlığı yok ediyor. Tehdit ediyor. Kendisinin hiçbir besin değeri yok, hiçbir özelliği yok ama kendi dışında bütün varlığı tehdit eden bir noktaya geldi. İsrail sazanı üzerinde örnek veriyorum ama diğer şeylerde de aynıdır” diye konuştu.
"Sokak köpekleri çeteleşiyor"
Doğu Koruma ve Milli Parklar 11. Bölge Müdürü Resul Doğan, "Son günlerde bildiğiniz gibi 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu kamuoyunun gündemindedir. Yaban hayatını en çok etkileyen konulardan bir tanesi de başıboş köpeklerdir. Özellikle kırsalda sayılarda artıkça çeteleşmelere, özellikle bölgemizde de sıklıkla gördüğümüz karaca ve benzeri hayvanlar üzerinde yoğun bir baskı kurmakta ve özellikle yavrulama dönemlerde hayvanlara ciddi anlamda zarar vermektedir” şeklinde konuştu.
"Dünya nüfusu artıyor, doğal kaynaklar hızlıca tüketiliyor"
OMÜ Yaban Hayatı Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Hatice Özlem Nisbet ise "İnsan nüfusu son 200 yılda katlanarak 2024 itibarıyla 8 milyarı aşmış durumda ve hızla artmaya devam ediyor. Bu artış doğal kaynakların gezegendeki milyarlarca insan tarafından her zamankinden daha hızlı tüketilmesi anlamına geliyor. Özellikle iklim değişikliği, habitatın parçalanması ve kirlenmesi, istilacı türlerin girişi, kontrolsüz balıkçılık ve kaçak avcılık biyolojik çeşitliliğin kaybı ve doğal ortamların bozulması, bu gezegendeki tüm yaşamı destekleyen ekosistem çeşitliliğini tehdit etmektedir. Ekosistemdeki değişiklikler, insanlar, hayvanlar ve ortak çevremiz için olumsuz sağlık sonuçlarına yol açan bulaşıcı ve zoonoz hastalıkların ortaya çıkmasına da neden olmaktadır. Yaban hayatı, dünya ekosistemlerinin ayrılmaz bir parçasıdır ve doğanın süreçlerine denge ve istikrar sağlar. Yabani hayatını korumanın amacı, bu türlerin hayatta kalmasını sağlamak ve insanları diğer türlerle sürdürülebilir bir şekilde yaşama konusunda eğitmektir" ifadelerini kullandı.
Çalıştayda ayrıca OMÜ Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Tütüncü’de bir konuşma yaptı.
Çalıştay 29 Haziran’da sona erecek.
(FAU-

Ölü bulunan Gabonlu Dina’nın davasında karar çıktı
blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
17 Aralık, 2024 20:37 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Ölü bulunan Gabonlu Dina’nın davasında karar çıktı

Karabük’te Gabon asıllı Dina’nın meyyit bulunmasına ait davada mahkeme heyeti, "kasten öldürme ve cinsel istismar" kabahatlerinin sabit olmadığına kanaat getirerek tutuklu sanık Dursun Acar’ın tahliyesine karar verdi.
Karabük-Yenice kara yolu Yeşilköy mevkiindeki Filyos Çayı’nda geçen yıl 26 Mart’ta cesedi bulunan Gabonlu üniversite öğrencisi Jeannah DanysDinabongho Ibouanga (17) ile ilgili karar duruşması görüldü. Polis grupları adliye önünde ve içerisinde geniş güvenlik tedbirleri alırken, duruşmaya baba Guy Serge Ibouanga, anne Jessica Santda Makemba Panga, avukatlar ve Gabonlu öğrenciler katıldı.
Mahkeme heyetinin salona gelmesiyle, sanık avukatlarının bir evvelki celsede verdikleri flash bellek içerisindeki görüntü izletildi.
Savcı, mütalaada açıklanan "olası kasıtla" ve "cinsel istismar" hatalarından Dursun Acar’ın tutukluluğunun devam etmesini talep etti.
Duruşmada dinlenen anne Jessica Santda Makemba Panga, "Dina benim tek kızımdı. Karabük’te ırkçılık olduğunu bilseydim, göndermezdim. Pişmanım. Kızımla konuştuğumda burada çok ırkçılık var. Sakarya’ya geçmek istiyorum diyerek durumunu anlattı" sözlerini kullandı.
Baba Guy Serge Ibouanga ise, "Dina’yı eğitim öğretim görmesi için gönderdik. Dina’da Allah korkusu vardı. Sanık Dursun Acar’ı suçlayacak apaçık kanıtlar var. Acar’ın, Dina’ya yardımcı olmak üzere bir niyeti yoktu. Türk Mahkemesinin Dina’nın durumunu aydınlatacağına inanıyorum" diye konuştu.
Esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma yapan Dursun Acar’ın avukatları, mütalaanın ihtimaller üzerine hazırlandığını düşündüklerini belirterek müvekkillerinin hatasız olduğunu öne sürüp, beraat talebinde bulundular.
Avukat beyanı sonrası duruşmaya SEGBİS ile katılan sanık Acar’a son sözleri soruldu. Savları reddeden tutuklu sanık Acar, "56 yaşındayım. Ailemin başını öne eğecek bir şey yapmadım. Benim de kızım var. İlkokula giden torunum var. Kimseyi öldürmedim. Allah’a sığınıyorum" dedi.
Savunmaların akabinde kararını açıklayan mahkeme heyeti, "kasten öldürme ve cinsel istismar" hatalarının sabit olmadığına kanaat getirerek Acar’ın tahliyesine karar verdi. Tahliye kararının akabinde sanık Acar kötülük geçirdi.

Görüş Bildir

blank

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.