Karabük Postası tarafından
14 Ekim, 2023 14:36 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

🔴ÖZEL HABER: Kurak Hava Safranı Da Vurdu!

"Dünyanın en pahalı baharatı" olarak adlandırılan safran bitkisi, havaların sıcak olması nedeniyle çiçek açmadı UNESCO Dünya Miras Listesi'nde yer alan Karabük'ün Safranbolu ilçesinde 3 bin 500 yıllık geçmişe sahip, Bizans döneminde Batı Anadolu'da ticareti yapılan, Osmanlı döneminde de önemini koruyan ve "dünyanın en pahalı baharatı" olarak adlandırılan safran bitkisi, mevsimin kurak geçmesi nedeniyle çiçek açmadı. Safranbolu ilçesiyle özdeşleşen boya, yemek, kozmetik, ilaç ve gıda gibi birçok alanda kullanılan safran, Ağustos ayında ekimi yapılan, Ekim-Kasım aylarında boyu 15-30 santimetre uzunluğa geldiğinde toplanıyor. Ağırlığının 100 bin katı kadar sıvıyı sarıya boyayabilen, kırmızı renkteki poleni en değerli kısmı olan, soğanı, mor renkli çiçekleri ile sarı polenleri de satılarak üreticisine gelir kaynağı olan safranın havaların soğumamasıyla çiçek açamaması ilçede düzenlenen hasat şenliğinin ileri bir tarihe ertelenmesine neden oldu. 15 gün gecikti Kanser, öksürük, astım, bronşit, cilt, bağışıklık, hormon bozukluğu gibi hastalıklara iyi gelen ve mutluluk hormonu serotonin salgılanmasına yardımcı olduğu için dünyada mutluluk iksiri olarak da bilinen safran, 15 gün geçmesine rağmen çiçek açmadı. İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine konuşan safran üreticisi İsmail Yılmaz, safranda çiçeklenmenin 15 gün geciktiğini belirtti. Bunun nedeninin hava sıcaklıklarının artmasından kaynaklandığını ifade eden Yılmaz, "Gece ve gündüz sıcaklıklarında aşırı bir fark var. Safranın çiçek açması için gece 5-6 derece, gündüz de 13-17 derece civarında olması gerekiyor. Bizde hala 20 derece gündüz sıcaklığı. Daha da yüksek olduğundan dolayı çiçekler gecikti. Muhtemelen soğuğu bekliyor. Belki bir hafta içinde falan inşallah açar" diye konuştu. 250 bin TL’ye satılacak Geçtiğimiz yıllarda Ekim ayının başında hasada başladıklarını anlatan Yılmaz, "Yani bugünlerde çiçeğin en çok en çok olması gereken bir tarih. Ama ne yazık ki tarla daha henüz çiçek açmadı" ifadelerini kullandı. Yılmaz, safran hasadının geç başlamasının, hasadın erken bitmesine neden olacağını kaydederek şunları söyledi: “Yani 15 gün daha eksik hasat yapacağız anlamına gelir. Ama bu rekolteyi etkiler mi? Ona bakacağız. Çiçek öyle bir şey ki, kısa zamanda açsa bile çiçek başlayınca bu sefer hızlı açmaya başlıyor. Her gün bir açacağına 3-5 açıyor. O açığı kapatıyor.” Bu yıl 14 dönümlük alanda üretim yaptıklarını belirten Yılmaz, safranın kilosunun 250 bin lirayı bulacağını söyledi. (İHA) RÖPORTAJI İZLEMEK İÇİN ----> TIKLA
Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
İlyas Erbay tarafından
27 Temmuz, 2025 13:11 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

BİR ÜLKE İÇİN EN TEHLİKELİSİ !

Bir ülke için en tehlikelisi hedef kitlesi yığın olan yönetimlerdir!
Olayları analiz edebilen, yanlışın ortağı olmayı reddeden, hesap sorabilen, farkındalığı yüksek, eğitimli ve bilinçli bir toplum bu tür yönetimlerin işine gelmez. Onlar varlıklarını sürdürebilmek için, kendilerine kayıtsız, şartsız biat eden yığınlar yaratmaya çaba gösterirler.

Floransalı düşünür, İtalyan Rönesans hareketinin en önemli figürlerinden
Niccolò Machiavelli, toplum ve yığın'ı şöyle tanımlıyor;
"İnsan aklı kadar görür.
Soru sormayan, sorgulamayan, araştırmayan insan manipüle edilebilir bir karakterdedir.
Cahilde, kendini geliştirmeyen sığ insanlarda; alt beyin ve vahşi dürtüler baskındır.
İnsan yığınları yalancıya kızmaz.
Kendiside yalancıdır da ondan.
İnsan yığınları yoksula kızar. "Aptallığından" der.
"Yığın", "toplum" değildir.
Yığın, otoriteye itaat ederek hareket eder. Yığın'ı etkilemek, manipüle etmek, yönlendirmek daha kolaydır."

Bilinçli toplum; Farkındalığı yüksek, olayları analiz edebilen, yanlışa tepki veren, nereye gittiğini düşünen, yanlışın ortağı olmayı reddeden, hesap sorabilen, yaşamı kendi iradesiyle yönlendirebilme yetisine sahip, kişisel sorumluluğunun farkında olan insanlardan meydana gelir..
Toplumsal bilinç, yüksek insani değerlere sahip olmayı gerektirir. Okuyan, araştıran, sorgulayan, analitik düşünebilen insanlar, bilinçli toplumun değerli bireyleridir.

Kişisel değerler; karşılıklı ilişkilerde doğrudan veya dolaylı olarak ortaya çıkan sevgi, dürüst olma, bağlılık, saygı, nezaket, adil olma, açık düşünebilme, kontroller kurabilme, empati yapabilme ve farkındalık gibi kavramlar bütünüdür. Tüm bunlar, uyumlu ve huzurlu yaşamın olmazsa olmazlarıdır. Üstün İnsani değerler; yaşamı güzelleştirir ve hayatı anlamlı kılar.

Siyasetin, siyasetçinin sık sık başvurduğu; algı yönetimi, gündem değiştirme, yönlendirme gibi yöntemler Yığınlar üzerinde etkili olur.
Toplum ise, bilinçli bireylerden oluştuğu için, araştırır, sorgular, örgütlenir. Ülkesi ve geleceği sözkonusu olduğunda daha cesaretlidir.Siyasetçinin oyuncağı olmaz.
Bilinçli bireylerden oluşan toplumlar asla bu tür tuzaklara düşmezler. Bilinçli toplumları, manipüle edemezsin, güdemezsin!

Toplum ile yığını birbirinden ayıran faktörlerden biri de eğitimdir. Yığınlar, çoğunlukla eğitimsiz, cahil insan topluluklarıdır. Okuyan, araştıran, sorgulayan insanı kolay kolay kandıramazsınız. Hedef kitlesi yığın olan siyasi oluşumlar bu yüzden eğitimli insanlardan, bilinçli toplumlardan hazetmezler.
Tercihi yığın olan yönetimler; ülkesini ve insanını düşünmez!
Onlar için önemli olan kendi ikballeridir!

Şimdi şu soruyu kendi kendimize soralım. Toplum muyuz?
Yığın mıyız?

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.