Son günlerde yemek aramak için şehre kadar inen ayılar tedirgin ederken konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ Orman Fakültesi Yaban Hayatı Ekolojisi ve Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şağdan Başkaya, bunun normal olduğunu belirtti.
Ayıların Türkiye’nin farklı illerinde artık insanlarla sık rastlaştığını bunun da sebebinin ayıların dağlarda yiyecek yemek bulamadıklarını ve bu nedenle şehre iniyorlar gibi haberlerin yer aldığını belirten Başkaya, bu tarz haberler gerçeği yansıtmadığını kaydetti.
İnsanlar iyilik yaptıklarını düşünerek ayıları resmen elleriyle beslemek, ayının beslenme düzenini bozduğunu belirten Başkaya, “Ayının beslenme düzenini bozduğumuz gibi bu şekilde beslenen ayılar doğal olarak beslenenlere göre daha kısa ömürlü oluyorlar” dedi.
Türkiye’de ayı popülasyonun giderek arttığına dikkat çeken Başkaya, “Ayıların son zamanlarda sıkça şehre indiğine dair haberler basında yer alıyor bunlar bize göre gayet normal. Çünkü son 30 yıldır vurguladığımız bir şey var, o da ayı popülasyonlarının giderek arttığı. Bir zamanlar ayıların hiç rastlanmadığı yerler veya bazen büyüklerin de söylediği gibi uzun yıllar ayı görmedik ama artık ayı görmeye başladık dedikleri yerler basında yer almaya başladı. Türkiye’nin güney batı ucundan iç Ege’ye veya Akdeniz’deki belli illerde ya da İç Anadolu civarında ayılar artık insanlarla sık sık rastlaşmaya başladılar. Bunun da sebebinin dağlarda yiyecek yemek bulamadıklarını ve bu nedenle şehre iniyorlar gibi haberlerin yer aldığını görüyoruz. Bu tarz haberler gerçeği yansıtmıyor. İşin gerçeği nedir dersek de ayıların popülasyonunun artmasıdır. Ayıların sayıları arttığı için hiç görülmedikleri yerlerde görülüyorlar. Genç ayılar görülmedikleri yerlere gidip oraları yurt ediniyorlar. Çünkü eskiden beri mevcut olan popülasyonun olduğu yerler zaten bulundukları yerlerin sahipleridir. Oradaki yoğunluk arttıkça da etrafa doğru bir yayılma olacaktır o yüzden de bu durum gelişen olayların doğal sonucudur. Ayıların şehre inmesinin ana sebeplerinden bir tanesi de bizim ayıları besleyici hareketlerde bulunmamız. Yani çöplerimizin kontrollü olmaması, yaylalardan köylere, köylerden mezralara hatta ilçelere kadar çöplerimizin açıkta saklanması, depolanması, hatta bazen günlerce alınmayan çöplerin ağzı açık vaziyette bulunması ayıların buralara sıkça gelmesine sebep oluyor. Tabi bu konuda bir önlem alınması gerekiyor, yani ayıların olacağı muhtemel bölgelerde kilitli şifreli bir şekilde çöp kutularının olması gerekiyor” ifadeleri kullandı.
"Ayıları beslemek onlara iyilik değil kötülük"
İnsanların iyilik yaptıklarını düşünerek ayıları beslediğini ancak bunun ömrünü kısalttığını ifade eden Başkaya, “Bunun da ötesinde bir şey daha var, insanlar iyilik yaptıklarını düşünerek ayıları resmen elleriyle besliyorlar. Onları madem buraya geliyorlar deyip besliyorlar. Bu konuda esas yapılması gereken bakanlık yetkililerinin vatandaşlara aydınlatıcı bilgiler vermesi. Yani çöplerin o şekilde bırakılmaması gerektiğini anlatması gerekiyor. ’Bu kekleri de onun için yaptım, biz pikniğe gidiyoruz oraya da ayılar geliyor, bunları da onlara bırakacağım’ diyen vatandaşlar görüyoruz sosyal medyada. Her ne kadar bunun yanlış olduğunu söylemeye çalışsak da bu yeterli değil” diye konuştu.
"Ayılara 100 metreden fazla yanaşmamak lazım"
Ayıların saldırgan bir hayvan olduğunu 100 metreden fazla yanaşılmaması gerektiğini belirten Başkaya, “ Ayılar elbette saldırırlar en nihayetinde yabani bir hayvan. Bir ayıya 100 metreden fazla yaklaşmamak lazım ki bu en düşük mesafedir. Normalde 200 300 metre hatta 500 metrelerden izlemek gerekirken vatandaşlarımız piknik yaptıkları yerin hemen yakınına gelmesinden mutluluk duyuyorlar. Ayının beslenme düzenini bozduğumuz gibi bu şekilde beslenen ayılar doğal olarak beslenenlere göre daha kısa ömürlü oluyorlar. Ev gıdaları ile beslendiği için bu gıdalar alışıyorlar ve düzenleri değişiyor” dedi.
"Ayının çıkardığı sesi taklit ederek onu kovmaya çalışmak çok tehlikeli"
İnsanlardan ayılara hastalık bulaştığına dikkat çeken Başkaya, “ İnsanlardan onlara hastalık bulaşıyor. Hazıra alıştıkları için sürekli oraları ziyaret ediyorlar. Yani ’Bundan önce saldırmadılar yine saldırmazlar’ diye bir düşünce yok, bir deli ayıya rastlarsınız, o anki ruh hali farklı olan bir ayıya rastlarsınız, hepsi zaten saldırmaya meyillidir. Bazen yavrusu olan bir ayıya rastlarsınız, 3-4 tane oldukları için onları aynı zannedebilirsiniz ancak yavruları olan bir ayı grubu ile karşılaşabilirsiniz. Anne ayı kimi zaman yavrularını korumak için saldırganlaşabilir. Erkek ayılar daha da saldırgan olabilir. Hiçbir zaman anneyle yavruları arasına girilmemesi gerekiyor, bizim vatandaşımız ayının üzerine koşup hatta ayının çıkardığı sesleri taklit ederek onu kovmaya çalışıyor, bunlar çok tehlikeli şeyler” diye konuştu.
Geçtiğimiz günlerde Giresun’un Keşap ilçesinde ava çıkan balıkçıların denizin ortasında bitkin halde buldukları yavru ayıyı ağları ile yakalayarak kıyıya çıkartmasıyla ilgili işe Başkaya " Ayılar elbette yüzebilen hayvanlardır hatta çok iyi yüzebilirler. Deniz olmasını da normal karşılayabiliriz ama sahillerimize artık iner oldular. Bu da yine popülasyon yoğunluğunun artması ile alakalı bir şey. Denize bir şekilde girmiştir ya da annesini takip ediyordur, akıntıya kapılmıştır, her şey olabilir. Balıkçılar da yakalayıp kenara çıkardılar geçenlerde bir yavru ayıyı. Bu şekilde suya girmeleri çok normal" ifadelerini kullandı.
Öte yandan geçtiğimiz günlerde Gümüşhane Üniversitesi kampüsüne inen ve rahat tavırlarıyla kampüs içerisinde dolaşan ayı çevredeki vatandaşlar tarafından cep telefonu kamerası ile görüntülenmişti.