Karabük Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı Yıldıray Yıldırım, esnafların zor günler geçirdiğini belirterek, "Ulusal firmalar her şeyi stoklayarak küçük esnafı öldürüyorlar. Küçük esnafın yaşatılması ve korunması lazım. Küçük esnaf ne kadar çok olursa tekelleşme o kadar az olur. Fiyat istikrarı o kadar da güzel olur. Esnafa kentin sakinleri sahip çıkmalıdır" dedi Karabük Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı Yıldıray Yıldırım, Gün Ortası programında Hakan Tuçer'in canlı yayın konuğu oldu. Programda esnafların sorunlarını eğilen Yıldırım, tekelleşmeye dikkat çekti. Kendisinin bir esnaf olduğunu hatırlatan Yıldırım, "Girdiler çoğaldı. Fiyatlara birden yansıtmasa da esnaf, yüzde 10, 20 gibi artışa gidiyor. Esnafın bu işlerde kesinlikle bir suçu yok. Çünkü yapılan işin bir tarifesi var. Bedeli karşılığında çalışıyor. Şimdi eskisi gibi belli oranlarda zam oranı yapamıyor. Esnafın bir günde giderleri 10 veya 20 katına çıkabiliyor. Asgari ücret artıyor. Burada yöresel firmalarımız ağırlıktadır. Örneğin, esnafımız 50 kişi çalıştırıyor, 10 yıldır işçileri çalıştırdığını düşünün. Asgari ücret zamlanıyor, tazminatlar en son asgari ücretten hesaplanıyor. Bir günde 300-400 bin TL masrafı birden yükseliyor. Girdileri tabi birden bu fiyatlara yansımıyor. Yine ürününe yüzde 15-20 kar oranı ekliyor. Benim gördüğüm sistem hızla tekelleşmeye gidiyor. Nasıl tekelleşmeye gidiyor? Ulusal firmalar her şeyi stoklayarak küçük esnafı öldürüyorlar. Küçük esnafın yaşatılması ve korunması lazım. Küçük esnaf ne kadar çok olursa tekelleşme o kadar az olur. Fiyat istikrarı o kadar da güzel olur. Esnafa kentin sakinleri sahip çıkmalıdır. Çok fazla desteklenmiyor. Ulusal firmalar, perakende yasası çıkarsa, her şeyi satamayacak. Zamanla ilgili metrekare ile ilgili yaptırımlar ile yani yasalarla bunların önüne geçilmeli. Her şey tek bir yerde rahatlıkla bulunuyor. İnternet satışı da önemli, biz Ticaret ve Sanayi Odası ile birlikte bu ortamda olmaları için esnaflara eğitim aldırdık. Biz oda olarak bunu da önemsiyoruz. Karabük esnafını internet satışına yönlendirmek ve internet üzerinde bir düzenleme gelmesi için uğraşıyoruz. Örneğin, bir kiralık ya da satılık ev ilanını vergi dairesine kayıtlı emlakçı verebilsin. Bu işleri suiistimal eden kişiler var. Ticaret Bakanlığımız bununla ilgili yaptırımlar yeni düzenlemeler yaptı. Yasalarla bir sınırlama getirilmeli. Bu işlerle esnaflar uğraşsın. Bu konuda yılda 5-6 kez eğitim veriyoruz. Ekonomiye katkı gibi görünse de enflasyonu yükseltiyor. Zincir market bakkal ruhsatıyla işyeri açıyor. Bunlar ancak yasalarla düzenlenir. 400 metrekare üstünde alanlarda hizmet vermelidir. Bu yasalarla biraz korunmalıdır. Perakende yasası hemen uygulanmalıdır" dedi. "TEKELLEŞMENİN MUTLAK SURETLE ÖNÜNE GEÇİLMELİDİR" Orta direk bir esnaf olayımız kalmadı diyen Yıldırım şöyle konuştu: “Devlet esnafı korumalı ve kollamalıdır. Tekelleşmenin mutlak suretle önüne geçilmelidir. Tarım Kredi’de aynı zincir market gibi mağaza açmamalı. Küçük esnafımız buradan ürün almalı. Tarım kredi neden mağaza açmak için para harcıyor ki, bu parayı küçük esnafa ürün tedariki sağlamak için harcayabilir. Tarım Kredi bugün mağaza açmak için ciddi bir yatırım yapıyor. Makine parkuru, dolaplar ve personeller ciddi bir maliyet gerektiriyor. Yani bir mağaza 10-20 milyon TL, yani bu işi yapana kadar ürünleri küçük esnafa tedarik etse ülkemiz için daha hayırlı olur.” "ÇOK ZOR GÜNLER GEÇİRİYORUZ" Esnafların çok zor günler geçirdiğini ifade eden Yıldırım; "“Kredilerle ilgili genel seçimlerden sonra bir sınırlama geldi. Esnaf kefalet kredilerinde nace koduna göre bir yapılanma, faizlerde yükselme ve finansmanları durdurma ile ilgili bir sistem geldi. Bu nedir? Eskiden esnafımız nace kodunda ne yazarsa yazsın vergi mükellefi olan bir esnafımız 500 bin TL bir krediye başvurup, 10-15 gün içerisinde krediye ulaşabiliyordu. Şu anda sadece nace koduna göre esnaflara 200-250 bin TL gibi farklı limitler getirildi. Örneğin, seyyar satıcı 200 bin TL ise mobilyacı 400 bin TL, nakliyeci 500 bin TL gibi bunları afakî rakamlar olarak veriyorum. Devletimiz Halk Bankası aracılığıyla kooperatiflere her yıl bir finansman belirliyordu. Karabük’te iki kooperatif var. İşte 3’er milyon para gönderilince, dağıtımı yapıldı diyebiliyorduk. Şimdi devletten bu paralar hiç gelmiyor. Esnafımızın geri ödediği paralar birikiyor. Bunlar esnaflara kullandırılıyor. Faiz iki katına çıktı. 0,75’ten 1,50’ye yükseldi, bir cazipliği kalmadı. Esnafımızı bu limitin yükselmesi, finansmanın da durması daha da zora soktu. Devletin esnafın yanında olacağını ve bunları düzelteceğine inanıyorum. Çok zor günler geçiriyoruz. Pandemi, deprem ve sel gibi felaketlerde en fazla fedakârlığı yine esnafımız yaptı. Yapmaya da devam ediyor.” diye konuştu. "KİRADA OLAN ESNAFLARIMIZA HUKUKİ DESTEK VERİYORUZ" Oda olarak kirada olan esnaflar için hukuki destek vermeye devam ettiklerini söyleyen Yıldırım, "Yüksek enflasyonda mal sahibini de düşünerek hareket ediyoruz ama çok fazla zam oranı esnafın belini büküyor. Gücü olanın idare etmesi gereken, vatanını severek hareket etmesi gereken bir dönemden geçiyoruz. Aç gözlü olmamak lazım. Karabük’ün üzerinde kara bulutlar dolaştığını ancak bu olumsuz havayı birlik ve beraberlikle giderebileceklerinin altını çizen Yıldırım, her birimize çok iş düşüyor diyerek Karabük’te sanayi sektöründen büyük bir beklenti içerisinde olduklarını şu sözlerle devam etti: “Kardemir’e başka alanlarda yatırım yapmaları için yazı yazdık. Eskipazar Organize Sanayi’nin bir an önce bitirilmesi gerekiyor. Teşviklerle ilgili bir çalışma yapıyoruz. Başka illere gitmemesi gerekir. Üniversite ile işbirliği yapmamız gerekiyor. Bizim ormanımızdan gidiyor. Türkiye’de mobilya denilince Kayseri’de işleniyor. Bizim her yanımız orman bunu mobilyacılar için değerlendirmemiz gerekebilir. Mobilyacı yanında çalışan çıraklara diploma da vermek lazım. Tekstil kent kursak, mobilya veya sunta atölyeleri kursak. Birkaç işadamı bir araya gelerek bunları sağlayabiliriz. Çırak ve iş istihdamı sağlamak istiyoruz. Sanayi gelişince, inşaat çoğalır. Esnaf da kazanır burada yaşayanlar da kazanır. Sanayi, orman ve ya turizm olur bu konuda bize öncüler lazım. Yeni gelen Valimizden, kurum ve kuruluş amirleri ya da yöneticilerinin üstüne bir şey koyarak çalışmalarını bekliyoruz. Sanatkar çok az yetişiyor. Yani bu işleri yapana okul diploması da kazandırmak gerekiyor. İyi bir sanatkar yetişmiyor şu an, yani cıvata sıkacak, tıraş yapacak insanlara ihtiyacımız var. Öyle bir zaman gelecek ki bunu yapacak usta bulamayacağımız gibi inanın doktordan mühendisten daha fazla ücret alacaklarını tahmin ediyorum” dedi. (Ramazan Öztürk) https://www.youtube.com/live/urdyLhtRHNs?si=qJrDUCeC6HsB1KWa