Karabük Postası tarafından
10 Ocak, 2019 14:42 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

Yenice Şoförler Odası Başkanı Çakıl’dan MYO açıklaması

Çakıl: “Yeni bölümler ne zaman açılacak?" Yenice Şoförler ve Otomobilciler  Odası Başkanı Sedat Çakıl, yaptığı yazılı açıklamada, ilçedeki  Meslek Yüksek Okulunun doluluk oranının  ve bölüm sayısının yeni akademik yılda artırılmasını istedi.  Çakıl, yaptığı açıklamada  " Önce halkımızın ve yüce milletimizin yeni yılını kutlar, İslam alemine ve ülkemize hayırlar getirmesini dilerim. Bilindiği gibi, Karabük'ün ikinci büyük ilçesi olan  Yenice'mizde yükseokul açılması konusundaki girişimler sonrası 2015-2016 akademik yılında eğitim ve öğrenime başlanmıştır. O dönemin Rektörü olan  Prof. Dr. Sayın Burhanettin Uysal, " siz temeli atın ben gerisini getiririm " demişti. Bunun üzerine mahalle sakinlerimiz 8900 m2 arsa bağışlamışlar, çevresindeki 26 dönüm hazine arazisi de ilave edilerek 34 bin m2'lik alan içinde şimdiki 12 derslik, 4 anfili, 2 bilgisayar laboratuarlı, konferans salonu  yemekhanesi, kantini bulunan okulumuz devletin imkanları ile açılmıştı.  Öğretici ve yönetici kadrosu yeterli olmasına rağmen okula yeterli bölüm açılmadığı için istenilen sonuç alınamamıştı. 17 Şubat 2017 tarihinde,  Rektörümüz  Prof. Dr. Sayın Refik Polat, Rektör Yardımcılarımız,Prof. Dr. Ali Güneş, Prof. Prof. Dr. İbrahim Kürtül, Prof. Dr. Mustafa Yaşar ve Genel Sekreter Doç. Dr. Mücahit Coşkun ve  Yenice MYO Müdürü Prof. Dr. İsmail Karacan'ın da katıldığı bir toplantıda 4 bölüm açılması konusunda mutabakata varılmış, ancak iki bölüm açılabilmiştir. Bizler, ülkemizin parlayan yıldızı ve markası olan Karabük Üniversitesi ile birlikte okulumuzun da büyümesini ve istenilen doluluk oranına ulaştırılarak verimli bir şekilde gelişmesini  istemekteyiz. 2019-2020 eğitim-öğretim yılında okulumuzda yeni bölümler açılması için  sayın rektörümüzden, yetkililerden ve siyasilerden destek bekliyoruz. Yenice'mizin büyümesi, gelişmesi için bunun mutlak olduğuna inanıyoruz"dedi.
blank
Sevgi Özdemir tarafından
23 Nisan, 2025 16:56 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Faturalarımız tam, hizmet yarım

Bugün İstanbul bir kez daha sallandı. Kandilli Rasathanesi'ne göre 6.2 büyüklüğündeki deprem kısa sürdü ama etkisi derin oldu. Panik, endişe ve en önemlisi iletişimsizlik. Deprem olur olmaz herkes telefonu eline aldı, sevdiklerine ulaşmak istedi. Ama çoğumuz, sevdiklerimizi aradığımızda telefonlarımızda sadece sessizlikle karşılaştık. GSM operatörleri yine sınıfta kaldı.

Her ay düzenli olarak ödediğimiz yüzlerce liralık fatura, yalnızca konuşma ve internet değil, ihtiyaç anında çalışacak bir sistemin bedeli olmalı. Ama bugün gördük ki, o sistem en gerekli anda iflas ediyor. Bu sadece birkaç dakikalık bir kesintiden ibaret değil; milyonlarca insanın aynı anda sessizliğe mahkum edilmesi demek. Afet anında en çok ihtiyaç duyulan şey iletişimken, sesimizi duyuramamak demek yalnızca teknik bir sorun değil, bu yaşama tutunmaya çalışan insanların hayati bir bağdan koparılması demek.

Hatırlarsanız 6 Şubat 2023’teki Kahramanmaraş merkezli depremlerde de aynı sorunu yaşadık. O gün yüz binlerce insan enkaz altında sevdiklerine ulaşmaya çalıştı. O gün de aynı tablo karşıladı bizleri. Yani bu bir ilk değil, ama ne yazık ki hâlâ bir son da değil.

6.2 büyüklüğündeki bugünkü depremde iletişim altyapısı bu kadar kolay çöktüyse, olası büyük İstanbul depreminde neyle karşılaşacağız?

Uzmanlar yıllardır bu depremin 7’nin üzerinde olacağını söylüyor. Durum böyleyken, GSM operatörleri hâlâ bu yükü kaldıramıyorsa, esas felakette sistem tamamen devre dışı mı kalacak? O zaman sadece binalar mı yıkılacak, yoksa iletişimsizlik yüzünden umutlarımız da mı enkaz altında kalacak?

Devamlı artan fiyatlar, paketlere eklenen "katma değerli hizmetler", 5G vaatleri… Hepsi güzel. Ama bu hizmetlerin en temel işlevi, acil durumlarda çalışması değil mi? İletişimin en çok gerektiği anda yok oluşu insanların can güvenliğine karşı işlenmiş ciddi bir ihmaldir.

Bu saatten sonra "yoğunluktan dolayı hatlar kilitlendi" bahanesi kimseyi tatmin etmiyor. Çünkü biz bu yoğunluğun ne zaman geleceğini biliyoruz: her depremde, her afette, her kriz anında. Bilinmeyen değil, beklenen bir senaryoya karşı hazırlıksız olmak, affedilir bir şey değildir.

Reklam filmlerinizdeki "gelecek burada" sözleriyle değil, kriz anlarında göstereceğiniz dayanıklılıkla güven kazanın. Çünkü biz artık her ay farklı bahanelerle artan fatura değil, karşılık istiyoruz.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.