Karabük Postası tarafından
26 Aralık, 2023 11:24 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum: 0

Yeni yılda anne adaylarına altın öneriler

Gebelik dönemi, kadın yaşamının en önemli dönemlerinden biridir. Günümüzde doğum oranları artış gösterirken bu yıl da birçok kadın gebelik planlamaktadır. Gebelik dönemi güzel olduğu kadar birçok endişeyi de içinde barındırır. Uzman Op. Dr. Müge Temel, yeni yılda gebelik düşünen anne adaylarına tavsiyelerde bulundu. Gebelik öncesi bakım, sadece kadın yaşamının bugünkü sağlığını iyileştirmekle kalmıyor, doğacak bebeklerin ve gelecekteki gebeliklerin de sağlıkla sürmesini sağlıyor. Gebeliği etkileyebilecek tüm risklerin önceden değerlendirilmesi gerektiğini belirten, Medicana Bahçelievler Hastanesi Kadın Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Müge Temel, bu süreçte doğru beslenme alışkanlıklarının edinilmesi, uygun vücut ağırlığının korunmasının önem taşıdığını söyledi. Op. Dr. Müge Temel, yeni yılda gebelik düşünen anne adaylarına sağlıklı gebelik geçirmeleri için de önemli tavsiyelerde bulundu: "Folik asit desteğine başlanmalı: En sık önerilen gebelik öncesi bakım ögelerinden biri folik asit desteğidir. Bebekte nöral tüp bozukluklarının oluşmasını önleyen folik asite gebelik oluşmadan en az bir ay öncesinde başlanmalı ve günde 0.4 mg folik asit desteği alınmalıdır. D vitamini desteği kullanılmalı: Gebelikte düşük D vitamini düzeyleri, gebeliğin seyrini olumsuz etkilediği gibi, anne ve bebek sağlığı üzerinde de olumsuz etkileri vardır. Bu nedenle gebelik boyunca anne adayına D vitamini desteği verilmelidir. Demir desteği alınmalı: Folik asit desteği verirken anne adayının sağlığını doğrudan etkileyen, doğacak bebekte de entelektüel kapasitede düşüklüğe neden olabilecek demir eksikliği anemisi durumu da değerlendirilmeli, folik asite ek olarak demir takviyesi de yapılmalıdır. Sigara, alkol ve kafein kullanımı kesilmeli: Gebelerin sigara içmesi veya ikincil dumana maruz kalması ölü doğum, erken doğum ve bebek ölümleriyle ilişkili bulunmuştur. Bu nedenle üreme çağındaki tüm kadınlara ve eşlerine tüm tütün ürünlerinin gebelik öncesinde bırakılmasının önemi anlatılmalıdır. Alkol alımının bebek üzerinde anomali oluşturma etkisi vardır. Fazla kafein kullanımının da düşük doğum ağırlığı, ölü doğum ve kendiliğinden düşükle ilişkisi vardır. Aşılamaya dikkat: Dünya Sağlık Örgütü tarafından gebelik öncesi dönemde kızamıkçık, hepatit B, tetanoz aşılaması önerilmektedir. Kızamıkçık aşısı sonrası gebelik için en az 3 ay beklenmelidir. Gebelerde sağlık sorunlarına neden olan ve daha ölümcül seyredebilen influenza enfeksiyonuna karşı aşı, gebelik öncesi dönemde uygulanabilir. Fazla kilo verilmeli: Gebelik öncesi dönemde kadınlar, obezite açısından değerlendirilmeli ve fazla kilolarını vermeleri desteklenmelidir. Kadınlarda gebelik öncesi olan ve gebelikte devam eden obezite ve aşırı kilo durumu, uzamış gebelik, gebelik diyabeti ve gebeliğe bağlı hipertansiyon ile ilişkili olabilmektedir. Obezite kadar düşük doğum ağırlığı da dikkate alınmalı, gebe adayı kesinlikle uygun vücut ağırlığı aralığına yaklaştırılmalı, dengeli ve kaliteli beslenme öğretilmelidir. Tiroid fonksiyon bozukluklarına dikkat edin: Belirgin tiroid fonksiyon bozuklukları düşük ve ölü doğuma neden olabileceği gibi aynı zamanda kısırlık sebebi de olabilir. Özellikle gebeliğin ilk üç ayındaki tiroid fonksiyon bozuklukları bebeğin nörolojik gelişimini olumsuz etkiler. TSH değeri 2.5 altında olacak şekilde ilaç dozlarının ayarlanması gerekir. Çevresel zararlı etkiler de gebeliği etkileyebilir: Gebe kalmayı planlayan bir kadın çevresel zararlı etkiler konusunda bilinçlendirilmelidir. İçme suyu kirliliği, hava kirliliği, çalışma ortamında veya ev ortamında toksinlere maruz kalma, hem kadın sağlığını hem de planlanan gebeliği olumsuz etkileyebilir. Ayrıca Gebelik planlayan bir kadının gebelik öncesi rutin kontrolünde kan sayımı, idrar testi, kan grubu, enfeksiyon ve diyabet taraması, pap-smear ve tiroid testleri mutlaka istenmelidir. Bununla birlikte diyabet, hipertansiyon, epilepsi, pıhtılaşma bozuklukları gibi medikal sağlık sorunları olan anne adaylarına gerekli tıbbi destek verilmelidir".

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Asuman Doğan tarafından
18 Kasım, 2025 09:50 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum: 0

BU MAHALLELER KENTSEL DÖNÜŞÜM BEKLİYOR

Karabük’ün kuruluş döneminden bu yana kentin çekirdeğini oluşturan Yeni, Atatürk, Namık Kemal, Makasbaşı, Kayabaşı ve Bayır Mahallelerinde yer alan 70 yılı aşmış yapı stoğu, uzmanlara göre şehrin deprem riski karşısındaki en zayıf noktası olarak öne çıkıyor.

Kuzey Anadolu Fay Hattı’na yakınlığı nedeniyle 1. derece deprem kuşağında bulunan Karabük’te özellikle bu altı bölgenin acilen kentsel dönüşüm programına dahil edilmesi gerektiği ifade ediliyor.

YORGUN MAHALLELER ALARM VERİYOR

Kent merkezinin en eski yerleşim alanı olan bu mahallelerin büyük bölümü, ekonomik ömrünü tamamlamış binalarıyla “kentsel yorgunluk bölgesi” olarak nitelendiriliyor. Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği’nin 2018’de güncellenen standartları dikkate alındığında söz konusu bölgelerdeki yapıların önemli bölümünde taşıyıcı sistem zafiyeti, donatı eksikliği, düşük beton kalitesi, temel izolasyonu bulunmaması ve inşa edildiği dönemin deprem kurallarını karşılamama gibi sorunlar tespit ediliyor. Bu özellikleri nedeniyle pek çok bina “riskli yapı” grubunda değerlendiriliyor.

Yaklaşık 70 yıl önce inşa edilen binalarda çoğunlukla alt gelir gruplarının yaşaması, dönüşüm sürecinin sosyal boyutunu da kritik hale getiriyor. Uzmanlar, yapısal riskin yanı sıra nüfus yoğunluğu, dar sokaklar ve acil müdahaleye uygun olmayan mahalle dokusunun deprem anında büyük tehlike oluşturabileceğini vurguluyor. Olası bir afette en fazla can kaybı ve bina çökmesi ihtimalinin bu bölgelerde olduğu belirtiliyor.

SEÇİM ÖNCESİ VERİLEN SÖZ RAFTA MI KALDI?

Karabük kamuoyunda kentsel dönüşüm beklentisi, seçim öncesinde dönemin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı’nın bölgeyi gezerek yaptığı “Buralar acilen toplu kentsel dönüşüme alınmalı. Seçimden sonra başlayalım.” açıklamasıyla artmıştı. Ancak seçim sonrası bakanlık görevinde değişiklik yaşandı ve sürecin henüz resmen başlamamış olması vatandaşlarda belirsizlik oluşturdu.

Göreve gelen yeni Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un Karabük kamuoyunda “kentin eniştesi” olarak gördükleri bir isim olması nedeniyle dönüşüm sürecinin hızlandırılacağına yönelik beklenti sürüyor. Bakan Kurum’un Karabük’e olan yakınlığının, dosyanın yeniden ele alınmasına katkı sağlayabileceği ifade ediliyor.

KARABÜK’ÜN GELECEĞİ İÇİN KRİTİK ADIM

Mahalle sakinleri ve şehirdeki kanaat önderleri, konunun yalnızca konut yenilenmesi olarak değil, doğrudan bir yaşam güvenliği meselesi olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtiyor. Deprem yönetmeliklerine uygun olmayan, yalıtımsız, fiziksel olarak yıpranmış ve sosyoekonomik açıdan dezavantajlı nüfusun yaşadığı binaların Karabük için ciddi bir risk kaynağı oluşturduğunu dile getiren vatandaşlar, “Bugün olmazsa yarın çok geç olabilir.” diyerek dönüşüm sürecinin başlatılmasını talep ediyor. İş dünyası, sivil toplum kuruluşları ve meslek odalarının da ortak çağrısı kentsel dönüşümün artık siyasi bir gündem maddesi değil, şehrin geleceği için zorunlu bir adım olarak görülmesi önem taşıyor. Uzmanlar, dönüşümün gecikmesi halinde muhtemel bir depremde ağır sonuçlar ortaya çıkabileceğine dikkat çekerek, merkezi idare ve yerel yönetimlerin en kısa sürede ortak bir yol haritası açıklaması gerektiğini ifade ediyor.

Bizi sosyal medyadan takip edin