Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası
Topçu Galeri

‘’YENİ DEVLET..!’’

Köşe Yazıları Yayın: 09.08.2017 08:14

Yazıma başlık yaptığım cümlecik; ‘’Biz yeni bir devlet kuruyoruz, kurucusu Erdoğan’’ açıklamasını yapan kişiye aittir. Kendisi, AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulunun (MKYK’nın) eski bir üyesiymiş.

Bu zat,  geçtiğimiz hafta katıldığı bir televizyon programında söylediği sözleriyle, devletimize yönelik aşağıdaki açıklamasıyla, milletimizin sinir uçlarına dokunmuştur!

 İşte o konuşmasının bir bölümü:

‘’16 Nisan itibariyle artık yeni bir süreç başlamıştır. Bu devletin yeniden teşkilatlanma, organize olma sürecidir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk, kurucu partisi CHP’dir. İkinci kurtuluş, Türkiye’nin tam bağımsız, halkın devleti olarak dizayn edildiği, kurumsal yapıya kavuştuğu sürecin lideri de Tayyip Erdoğan ve onun yanında saf tutan siyasilerdir. Ve o kurtuluşun partisi de AK Partidir.’’

Bu şahıs, konuşmasının içeriğindeki diğer söylemleriyle halkımızın büyük bir kesiminde, kendi partisi de dâhil, siyasi çevrelerde büyük bir infial uyandırmıştır.

Ancak daha da vahim tarafı; bu söyleminin arkasında olduğunun ısrarıyla; ‘bu açıklamam haddini aştı, yanlış anlaşıldım’ dahi dememiştir!

Bu zatın daha önce katıldığı bir başka televizyon programında; ‘devletimizi Atatürk değil, T.B.M.M kurmuştur’ şeklinde bir söylemi olduğu da basına düşen haberler arasındadır!

Çok doğaldır ki; bu tür açıklamaların yargısal yönünün olup olmadığı, hukuk sistemimizde mevcut yasaları ilgilendirmektedir.

Ancak, ‘’Yeni bir devlet kuruyoruz’’ ne demektir?

‘’Yeni bir devlete ihtiyacımız vardı da?’’ Milletimizin, ülkemizi yönetenlerin haberi mi olmamıştır?

Tabii ki, bu soruların cevabını, bu açıklamaları yapan kişinin vermesi gerekir. Ancak böylesine hezeyan dolu sözlerden, ülkemizde yaşayan milyonlarca yurttaşımızı rahatsız ettiği çok açık bir şekilde ortaya çıkmıştır.

Bu arada partisinin sözcüsü de, hükümet başkanı da, partinin diğer ağır topları da, bu tür ayrıştırıcı söylemlerin; bu ifadeyi kullanan şahsı bağladığını açıklamışlar, devletimizin kuruluş tarihinin 29 Ekim 1923, kurucusunun da Gazi Mustafa Kemal Atatürk olduğunu bir kez daha ifade etmişlerdir.

Cumhurbaşkanı da, konuyla ilgili yapmış olduğu açıklamada; bu tür söylemlerin ‘hikâye’ olduğunu, bizim bir tek devletimiz olduğunu, onun adının da Türkiye Cumhuriyeti Devleti olduğunu ifade ederek; tek vatan, tek bayrak, tek millet, tek devlet vurgusu yapmıştır.

Diğer partilerin başkan ve sözcüleri de; bu kişiye çok daha ağır ifadelerle gereken cevabı vermişlerdir.

Bu açıklamaları yapan kişiye yönelik partisinin, ilgili hukuk mercilerinin ne yapacağını bekleyip göreceğiz.

Ancak;

Bu zatın yapmış olduğu açıklamaların içerisinde geçen şu tespitlerini, tarih sayfalarımızı aralayarak yanıtlamanın doğru olacağına inanıyorum. En azından tarihi gerçekleri göz ardı edenlere, görmezden gelenlere ders olur düşüncesiyle… Ama tabii ki bu gerçekler, onlar için ne ifade ediyorsa; o kadarıyla!

 Yapılan açıklamanın içinde; ‘’İkinci kurtuluş, Türkiye’nin tam bağımsız, halkın devleti olarak dizayn edildiği, kurumsal yapıya kavuştuğu’’ görüşüne yer verilmiştir!

Bu absürt açıklamaya tarih sayfalarımızın vereceği yanıt şudur:

Devletimizin kurucusu, Büyük Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk; Sevr antlaşmasıyla düşman işgaline uğramış, lime lime edilmiş topraklarımızda; adından başka bir şeyi kalmayan Osmanlı Devletinden sonra, yalnızca milletine güvenerek başlattığı, liderliğini yaptığı tam bağımsızlık mücadelesini, Aziz Türk Milletinin kanı ve canı pahasına, azim ve iradesiyle kazandıktan sonradır ki;

 29 Ekim 1923 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Devletini kurarak, tam bağımsızlığımız bütün dünyaya ilan edilmiştir.

Bu açıklamadaki, ‘’İkinci kurtuluş’’ denilen hususa gelince;

 Eğer bundan kasıt; 15 Temmuz 2016 gecesi FETÖ alçaklarının, sırtımıza saplamak istediği ihanet hançerinden kurtulmak ise; zaten vatanına muhabbetle bağlı Büyük Türk Milleti;

 Bu gazi toprakları korumak ve kollamak adına sadakat yemini etmiş TSK’nın yiğit evlatlarıyla birlikte, yüzlerce Şehidiyle, nice Gazileriyle bu alçaklığa mani olmuş; devletimizi bu sırtlanlar çetesine teslim etmemiştir.

Yok, eğer bu tür hastalıklı beyinlerde hala başka bir kurtuluş saklı kaldı ise! Onu da bu hezeyan dolu açıklamayı yapan ağzın/ların net bir şekilde söylemesi gerekir.

Diğer taraftan bu açıklamadaki ‘’Halkın devleti’’ yorumuna gelince;

 Türkiye Cumhuriyeti Devletinin en yüce makamında, T.B.M.M’nin başköşesinde ‘Hâkimiyet Kayıtsız Şartsız Milletindir’’ diye yazmaktadır. Bundan daha net, daha başka bir tespit olabilir mi?

 Yapılan o açıklamada; ’Halkın devleti’’ denmekle ne kast edilmiştir?

15 Temmuz 2016 gecesi; devletimizi ele geçirmek isteyen alçak FETÖ Terör örgütünün önü kesildikten sonra, ülkemizin her köşesine ‘’Hâkimiyet Milletindir’’ yazılmamış mıdır?

16 Nisan referandumunda ve öncesi yapılan tüm seçimler sonuçlandıktan sonra; ‘milli irade kazandı’, ‘milletin, halkın kararıdır’ denmemiş midir?

Bu tür zihniyetin/lerin sahipleri; ya tarih bilmiyordur? Ya da tarihi gerçekleri bilerek göz ardı ediyordur…

O nedenle; bir asırdan bu yana gelişen, giderek güçlenen, bulunduğumuz coğrafyada bir yıldız gibi parlamaya devam eden Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin hiçbir zaman değişmeyecek şu vasıflarını, bir kez daha tekrarlayarak; bir başka devlet kurmanın peşinde olan hayalperestleri yanıtlamış olalım:

 Bundan 94 yıl önce adeta bir kan çanağında kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuran halka Türk Milleti denir.

 Bu devlet 29 Ekim 1923’te; o kan çanağındaki Aziz Şehitlerimizin kanlarıyla, nice Gazilerimizin fedakârlıklarıyla kurulmuştur.

 Devletimizin egemenliği kayıtsız şartsız Türk Milletine aittir. Hiçbir devlete, hiçbir zümreye, hiçbir kimseye borcu yoktur. Bu büyük millet tam bağımsızlık savaşını; yüz binlerce evladını feda ederek ama her defasında  ‘vatan sağ olsun’ diyerek kazanmıştır.

 Başkenti Ankara’dır, Şehitlerimizin kanıyla renklenmiş Ay Yıldızlı Bayrağımız onurumuzdur, gururumuzdur.

Sıraladığım bu değerler; devletimizin değişmez, değiştirilemez anayasal manifestosudur.

 Yapılan bu açıklamada belirtilen, devletimizin yerine kurulacağı ‘hayal edilen devlet’ her ne ise? ‘’Yeniden teşkilatlanma, organize olma, kurumsal yapısının’’ nasıl olacağını da; en iyi bu hastalıklı zihniyeti taşıyan/lar bilir..!

Ama unutulmasın ki, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ilk on yılında milletçe başarılan mucizevi gerçek; devletimizin teşkilatlanmasının da, organize olmasının da, kurumsal yapısının da en çarpıcı yanıdır. Bunu da Atatürk ilke ve devrimlerine borçlu olduğumuz unutulmamalıdır.

94 yıldan beri dimdik ayakta duran, kurumsal yapısıyla pek çok ülkeye örnek olan, ilham veren Türkiye Cumhuriyeti Devleti; demokratik, sosyal, laik bir hukuk devleti olup, son devletimizdir, sonsuza kadar da yaşayacaktır.

Türkiye Cumhuriyeti Devletini içten ve dıştan yıkmak isteyen mihraklar, başta FETÖ alçakları olmak üzere tüm terör örgütleri, onları koruyup kollayan ağ babaları, yüzümüze dost görünüp de arkamızdan ne tür dolaplar çevirdikleri artık hepimizce bilinen emperyalist güçler;

Devletimizin kuruluşunun temel taşları olan; Çanakkale’yi, Dumlupınar’ı, Milli mücadelemizi, Sakarya’yı, Kocatepe’yi, İzmir’i daha nice zaferlerimizi unutmuş olabilir, görmezden gelebilirler!

Ancak ebediyete kadar yaşayacak Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yıkılmasının, yerine başka bir devlet kurulmasının mümkün olmadığını 15 Temmuz gecesi bir kez daha anlamışlar; Büyük Türk Milletinden yedikleri silleyle, bir kez daha yer ile yeksan olmuşlardır.

Yapılan açıklamanın yanı sıra, benzer görüşleri zaman, zaman gündeme getirenler; devletimizi, bir başka devlet yapısına büründürmenin peşinde olanlar, hayalini kuranlar; umarım tarihe kazınan bu gerçeklere bakar; Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yerine bir başka devlet kurmanın mümkün olmadığını/olamayacağını, bedelinin ne olduğunu iyice anlarlar.

 

Atilla Çilingir

www.atillacilingir.com

www.biyografi.info/kisi-atillacilingir

 

 

 

 

 

 

 

 

Paylaş:

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Karabük’te Huzur ve Güven Uygulaması

Karabük Yayın: 15.11.2023 13:56
Karabük’te Huzur ve Güven Uygulaması

Karabük İl Emniyet Müdürlüğü  ekipleri,  İl Merkezi ve İlçelerde huzur ve güven uygulaması gerçekleştirdi.

Karabukte Huzur ve Guven Uygulamasi3 jpg

38 Ekip ve 101 personelin görev aldığı huzur ve güven uygulamasında  çeşitli suçlardan aranan 2 kişi yakalanırken, eksikliği tespit edilen 31 araca da cezai işlem uygulandı.

Karabukte Huzur ve Guven Uygulamasi1

Yapılan uygulamalara İl Emniyet Müdürü Mehmet Ali Hasan Köse de katıldı. Vatandaşlarla sohbet eden Müdür Köse, “Vatandaşlarımızın huzuru ve güvenliği için tüm görevlilerimizle sahadayız. Vatandaşlarımızın huzuru ve güvenliği ve şehrimizde mevcut huzur ve güven ortamının artarak devamı için var gücümüz ile çalışmaya devam edeceğiz” dedi. (Ramazan Öztürk)

Karabük’te 12 yıl hapis cezası bulunan firari yakalandı

Karabük Yayın: 15.11.2023 13:49
Karabük’te 12 yıl hapis cezası bulunan firari yakalandı

Karabük’te hakkında nitelikli cinsel saldırı suçundan 12 yıl hapis cezası ve yakalama kararı bulunan firari şahıs yakalandı.

Edinilen bilgiye göre, İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri, il merkezinde yürüttükleri denetim faaliyetleri çerçevesinde hakkında “nitelikli cinsel saldırı” suçundan 12 yıl hapis cezası ile yakalama kararı bulunan ve açık cezaevinden firar ettiği tespit edilen K.K.’yı yakaladı.
Gözaltına alınan zanlı çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak Karabük T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna gönderildi.
İl Emniyet Müdürlüğü, şehirde vatandaşların huzurunu ve güvenliğini bozacak her türlü suçun önlenmesine, faillerinin en kısa sürede yakalanarak adalet önüne çıkartılmasına ve suçluların vatandaşlar arasında rahat rahat dolaşmasına asla izin verilmeyeceğini belirtti. (İHA)

Yeni Samsun Müzesi açılış için gün sayıyor: En değerli 2’nci hazine, 5 bin yıllık ameliyat

Kültür Sanat Yayın: 04.12.2023 16:48
Kaynak: İHA

Türkiye’de Karun Hazinesi’nden sonra en değerli hazine olarak gösterilen Amisos Hazinesi ile 5 bin yıllık beyin ameliyatı izleri bulunan kafataslarının da sergilendiği yeni Samsun Müzesi, açılış için gün sayıyor.
Samsun Valisi Orhan Tavlı, Samsun Müzesi’nin çok önemli ve nadide tarih, kültür ve sanatsal eserlere ev sahipliği yaptığını ifade ederek, müzenin Samsun’un ve Karadeniz’in tarihi ve arkeolojik potansiyelinin yeniden keşfedilmesine de hizmet edeceğini vurguladı. Açılış için gün sayan müzenin içerisindeki eserlerin yerli ve yabancı turistlerin oldukça dikkatini çekeceğini belirten Vali Tavlı, müzenin Samsun’a gelenlerin uğrak noktası olacağını vurguladı.
“Samsun Müzesi’nde son hazırlıklar tamamlanıyor, yakında ziyarete açılacak”
Müzenin yakın zamanda ziyarete açılacağını dile getiren Samsun Valisi Orhan Tavlı, “Samsun, tarihimize imza atan bir şehirdir. Aynı zamanda şehrimizdeki müzeler bu tarihimizi de hem halkımıza sunmakta, yerli ve yabancı turistlerimize anlatmaktadır. Kültür ve Turizm Bakanlığının Samsun’a kazandırdığı Samsun Müzesi’nin inşaatı bitti. Tefrişatları yapılıyor. Son hazırlıklar tamamlanıyor. Yakın zamanda da misafirlerimizle buluşturulacak. Samsun Müzesini gezdiğimde ilimizin kadim bir şehir olarak çok farklı medeniyetlere ev sahipliği yaptığını müşahede ettim. Orada sergilenen eserlerin gerçekten muhteşem olduğunu yakinen gördüm. Samsun Müzesi yerli ve yabancı turistlerle buluşmak için gün sayıyor. Açıldıktan sonra bu güzellikleri herkes görme fırsatı bulacak” dedi.
“Amisos Hazinesi” yeniden görücüye çıkıyor
Müzede yerini alan Amisos Hazinesi, Samsun’da 28 Kasım 1995 tarihinde bir inşaat kazısı sırasında bulundu. Amisos Tepesi adını alan yerde bulunan, Pontus Krallığı hanedan üyelerine ait olduğu belirlenen ve 64 parçadan oluşan hazine, Samsun Müzesi’nde yerini aldı. ‘Karun Hazinesi’nden sonra Türkiye’de bulunan en değerli hazine’ olarak nitelendirilen Amisos Hazinesi cam, madeni, pişmiş toprak, mermer ve altın olmak üzere beş kategoriye ayrılıyor. Altın eserlerin geçmişi MÖ 1. yüzyıla, diğer eserlerin geçmişi ise MÖ 4. yüzyıla dek uzandığı ifade ediliyor.
Amisos Mozaiği
Amisos Mozaiği, 1958’de Antik Amisos Kenti’nde (bugünkü işitme engelliler okulu) hafriyat çalışmaları sırasında bulundu. Müze teşhirinin orta alanında özel hazırlanmış mekana yerleştirilerek sergilenen Amisos Mozaiği, 56 m2’lik taban ölçüsüne sahip.
Anadolu’da en büyük boyutlu kafatası ameliyatı
Karadeniz Bölgesi’nin en eski ve en uzun süreli sistemli kazısı olan İkiztepe Höyüğü’nde Erken Tunç Çağı mezarlarındaki kazılarda ele geçen, hatta Anadolu’da saptanan en büyük boyutlu iyileşmiş kafatası deliği dikkat çekiyor. Yetişkin bir erkek bireyi temsil eden kafataslarındaki ameliyat deliğinde zamanla daralma olduğu ve bireyin operasyon sonrası bir süre daha yaşamına devam ettiği tespit edildi.
Müzede ayrıca 1. Abdulhamit, Kanuni Sultan Süleyman ve 1. Mahmut dönemlerine ait Osmanlı altın sikkeleri yer alıyor.
Birbirinden önemli birçok eserin yer aldığı Samsun Müzesi, resmi açılış için gün sayıyor.