Bakınız üstat Nazım Hikmet ne diyor.. "Yok öyle umutları yitirip Karanlıkta savrulmak. Unutma; aynı gökyüzü altında, Bir direniştir yaşamak. İtilaf Devletleri'nin işgaline karşı Türk Kurtuluş Savaşı'nın başladığı gündür 19 Mayıs 1919 Umutları yitirip, karanlıkta savrulsa idik, bugün dini ve milli bayramlarımızı coşku ile, özgürce, gururla kutlayabilir miydik? İnancın, azmin, kararlılığın, mücadelenin en güzel örneğidir kurtuluş savaşımız. Gerçek bir liderin milletiyle nasıl bütünleştiğinin en güzel destanıdır. Bakınız Aziz Atatürk o günlerde de en umutsuz bir anda nasıl kararlılıkla öne atılıyor. "Bazı arkadaşların yoksulluk içinde bu büyük dâvanın başarılamayacağını zannederek, memleketlerine dönmek arzusunda olduklarını duydum. Arkadaşlar! Ben sizleri bu millî dâvaya silâh zoruyla davet etmedim, görüyorsunuz ki sizi burada tutmak için de silâhım yoktur. Dilediğiniz gibi memleketlerinize dönebilirsiniz. Fakat şunu biliniz ki, bütün arkadaşlarım beni yalnız bırakıp gitseler, ben bu Meclis-i Âli'de tek başıma kalsam da, mücadeleye ahdettim. Düşman adım adım her tarafı işgal ederek Ankara'ya kadar gelecek olursa, ben bir elime silâhımı, bir elime de Türk bayrağını alıp Elma Dağı'na çıkacağım. Burada tek başıma son kurşunuma kadar düşmanla çarpışacağım. Sonra da bu mukaddes bayrağı göğsüme sarıp şehit olacağım. Bu bayrak kanımı sindire sindire emerken, ben de milletim uğruna hayata veda edeceğim. Huzurunuzda buna and içiyorum." Keskin bir zeka, kararlı bir duruş, ölümü göze alacak kadar vatanına, milletine adanmışlık. Böyle bir gücün önünde kim durabilir? Etrafımız ateş çemberi. Emperyal eşkiyalar, kan emici vampirler bugün de iş başında. İşte, Gazze'de savunmasız masum insanları dünyanın gözü önünde acımasızca katlediyorlar. Artık daha cesaretliler, niyetlerini de gizlemiyorlar. Bizimle ilgili planlarını biliyoruz. İçimizdeki işbirlikçi uşaklarını da biliyoruz. İçimizdeki hainlere rağmen, damarlarında asil kan taşıyan milyonlarca vatan evladı istiklalimizin ve Cumhuriyetimizin en büyük garantisidir. Tüm yurtta milyonlarca insan yine sokaklara sığmadı. 19 Mayısı muhteşem törenlerle, çoşkuyla kutladık. Cumhuriyet düşmanlarına, vatan hainlerine, topraklarımızda gözü olanlara bundan daha güzel bir yanıt olabilir mi? Aziz Atatürk 1 asır önce ne güzel ifade etmiş; "İstiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyaya emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten dahi elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerini siyasî emelleriyle tevhit edebilirler. Millet fakr-u zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asîl kanda, mevcuttur! "Yok öyle umutları yitirip Karanlıkta savrulmak. Unutma; aynı gökyüzü altında, Bir direniştir yaşamak." Milli mücadelemizin başlangıcı olan 19 Mayıs 1919'un 105. yılı kutlu olsun. Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar olsun. Aziz şehitlerimizin ve Atatürk'ümüzün ruhu şad olsun.