YERLERDE SÜRÜNEN EĞİTİM
blank
Mustafa AKAY tarafından
10 Eylül, 2024 09:53 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 05.10.2024 08:10
A+ A-

YERLERDE SÜRÜNEN EĞİTİM

MUSTAFA AKAY Osmanlı Döneminde Maarif Nazırı (bakanı) Haşim Paşa'ya  ilişkin bir söylenti vardır. Haşim Paşa'nın, "Okullar olmasa maarifi ne güzel idare ederdim" dediği söylentisi bu. Gerçek midir, değil midir bilinmez. Ama, bu söz bugünler için çok geçerli. Milli Eğitim Bakanlığı'nı yönetenler, eğitimi yerlerde süründürerek, bu sözü söyler gibiler. Karabük Postası, geçtiğimiz günlerde süper bir haber yayınladı. Bu haberin başlığı, "Devlet okulları ticarethaneye döndü" şeklindeydi. Haberin içeriğini okudukça, gerçekten böyle bir rezaletin yaşandığını görüyorsunuz. Bir ana okulunda, kayıt yaptıracak çocuklardan aylık 1600 TL temizlik malzemesi ücreti isteniyormuş. Buna benzer bir haber Yenice'deki bir okul için de çıkmıştı. Bir ülkenin en önemli konularından birisidir eğitim. Herkesin çocuğunun eşit koşullarda okumasına olanak tanınmalıdır. Gelişmiş ülkeler, eğitime önem verdikleri için bu mertebeye gelmişlerdir. Eğitimi zayıf olan ülkeler ise geride kalmaya mahkum olmuşlardır. Ne yazık ki, Türkiye'miz, ikinci kategoride yer alarak geri kalmışlığını tescil etmiştir. Eğitim, bir yaşam hakkıdır. Su  gibi, hava gibi. Türkiye, eğitim ve öğretim birliği ile cehaleti sonlandırma yolunda başarılı adımlar atmıştır. Ne zaman ki, bundan vazgeçilmiş  konu özünden sapmıştır. Şimdi, her önüne gelen bu alanda faaliyet göstermektedir ve iş ne yazık ki, ticarete dönmüştür. Oysa, eğitim ve öğretim birliği  aydınlanmanın öncüsü olmayı sürdürebilirdi. Devlet, zengin fakir ayırt etmeden tüm çocuklarına okuma olanağını vermelidir. Eğitimde, fırsat eşitliği yaşama acilen geçirilmelidir. Eğitim, parasız olmalıdır. Okul ücreti, bağışlar bir an önce kaldırılmalıdır.  Sosyal bir devlet, mini mini çocukların temizlik malzemelerini alamayacak denli küçülmez. Eğitime harcanan para geleceğe harcanan paradır. Hiç boşa gitmez. Tarikat ve cemaat okullarına verilen destekler kesilmeli, bunlar devlet okullarına aktarılmalıdır. Türkiye'nin geleceğini düşünen bir yönetim  böyle yapar. Kayıtlar sırasında, zaten dar gelirli lan velilerden, istenen bağışlar,  aslında bir haraçtır.  Bütçesinin çoğunu ilgisiz alanlarda harcayan bakanlık, velilerden resmen haraç alınmasına göz yummaktadır. Atanamayan binlerce öğretmen varken, devlet okullarında sözleşmeli öğretmenlerin çalıştırılması, öğretmen eksikliği günümüzde hiçbir  gerekçeyle açıklanamaz. Devlet, velilerden haraç almayı bırakın kitap ve kırtasiyelerini de karşılamalıdır. Kısacası,  Milli Eğitim yönetilememektedir. Haşim Paşa'nın söylediği rivayet edilen, söz sanki bugünler için söylenmiştir. Okullar olmasa, Milli Eğitim ne güzel idare edilir şimdiki bakana cuk diye oturmaktadır. Sözü fazla uzatmaya gerek yok. Karabük Postası'nın haberini bir kez daha okuyalım. Yazanın, kalemine sağlık diyerek. "Okulların açılmasına az zaman kala çocuklarını anaokuluna kayıt yaptıracak olan veliler yüksek miktarda istenen aidatla karşı karşıya kaldı. Karabük’te bir anaokulunda velilerden başlangıç olarak temizlik malzemesi ücreti olarak 1.600,-TL istenirken, bu rakamın daha sonra her ay aidat olarak ödenmesi istendi. 2024-2025 Eğitim Öğretim dönemine az bir süre kala çocuklarını anaokuluna gönderecek velilerden  her ay  yüksek miktarda aidat istenmesi tepkileri de beraberinde getirdi. Çocuklarını anaokuluna kayıt ettirmek isteyen veliler, karşılaştıkları yüksek aidat ücretleriyle adeta şoke oldu. Karabük’te bir devlet anaokulunda, velilerden kayıt sırasında “temizlik malzemesi ücreti” adı altında 1600 TL talep edildi. Üstelik bu ücretin, başlangıç ödemesi olarak kalmayacağı ve her ay düzenli olarak aidat şeklinde ödeneceği belirtildi. Veliler, kendilerini müşteri, öğretmenleri tahsildar ve okulları ticarethane olarak görmeye başladıklarını belirterek, “Okulların açılmasıyla birlikte bizi zor bir dönem bekliyor” ifadelerini kullandı. Veliler, devlet okullarında böylesi yüksek ücret taleplerinin kabul edilemez olduğunu belirterek, bu durumun eğitim sisteminde yaşanan ticarethane mantığını gözler önüne serdiğini ifade ettiler. Ücretsiz ve nitelikli eğitim bekleyen aileler, yüksek ücretlerin devlet okullarında dahi talep edilmesinin eğitimde fırsat eşitsizliğini daha da derinleştirdiğini söyledi Bir devlet anaokulunda bu kadar yüksek aidat talep edilmesi, birçok velinin ekonomik açıdan zorlanmasına sebep olurken, Veliler, “Devlete ait bir anaokulunda bu kadar yüksek aidat istenmesi kabul edilemez. Eğitim eşit olmalı, fakat bu fiyatlar nedeniyle bir çok aile çocuklarını anaokuluna gönderemeyecek. Maddi durumu iyi olan var, olmayan var. Eğitim herkesin hakkı” diyerek tepkilerini dile getirdiler. Yetkililerden bu konuda bir açıklama bekleyen veliler, bu tür uygulamaların devlet okullarına olan güveni zedelediğini belirterek, aidatların makul bir seviyeye çekilmesi ve herkese eşit eğitim imkânı sunulması çağrısında bulundular."