'Hayat ya cüretkâr bir maceradır, ya da hiçbir şey…'' Durdurabiliyorsan zamanı bir bak geriye! Neleri yaşadın, neyi yaşattı bu hayat sana? Eğer dönebilseydin en başına, yaşam cıvıltılarıyla dolu o gençlik yıllarına! Ne yapmak isterdi beynin, neyi tercih ederdi o heyecanla yüreğin? Aşk'ı mı? Parayı mı? Gücü mü? Sağlığı mı? Seçerdin… Ya da, hiç unutamadığın sana sevdalı o güzel gözlerin sahibini mi arar, bulurdu gözlerin? Bilinmez ki! Bilemeyiz ki! Geçip giden yıllara, zaman makinesi olup hükmedemeyiz ki! Henüz yorulmamışken, ezilmemişken hayatın onca yükü altında… Bir kez daha yaşasaydık o güzel yılları tüm canlılığıyla… Yaşamımızı bir başka kucaklamaz mıydık? Alınmış derslerle dolu, ne kaldıysa geriye… En azından ne yapmayı, ne istediğimizi bilerek dönerdik o yıllara. Sevdiklerimize bir başka koşardık, hiç bırakmazdık ellerini kavrardık sıkıca, sıkıcasına… Kendimizi onunla bununla karşılaştırmaz, başkalarının kriterlerine göre seçim yapmazdık; ne işimizde, ne de eşimizde! Öz be öz kendimiz olurduk, tüm özelliklerimizle… Gücün kabasını değil! İlmin ve bilimin mükemmeliyetini, sanatın zarafetini seçer; her gün bir kitap okur, sporu alışkanlık, doğayı, doğal yaşamın tüm canlarını hayatımıza ortak yapardık. Ama dönemeyiz ki, dönülmez ki o genç yıllara! Ardımızda kalan o anılar yumağına… Aslında tam zamanında yaşanmalı her şey! Tıpkı Can Yücel ustanın o eşsiz dizeleriyle anlattığı gibi: '' Yemek de boş içmek de, hatta yeri gelmeden sevişmek de. Tam zamanında öpmelisin mesela güzel gözlünü. Tam zamanında okşamalısın başını o üzüm gözlü çocuğun, Hıçkırıklar dizilmişken boğazına, tam ağlamak üzereyken. Tam zamanında koymalısın elini omzuna, en sevdiğin dostunun babası öldüğünde. Tam zamanında açmalısın kapını, hayatına girmek isteyenlere, Tam zamanında çıkarmalısın sevginden şımarmaya başlayanları. Tam zamanında affetmelisin kardeşini, biliyorsan yüreğinde kötülük olmadığını, Seni gecenin üçünde arayıp da kafasının iyi olduğunu söylediğinde. Tam zamanında konuşmalı, Tam zamanında şarkı söylemeli, Tam zamanında susmalısın. Tam zamanında için titremeli, tam zamanında âşık olmalı, Deli gibi sevmelisin güzel gözlünü. Tam zamanında toplamalısın oltanı belki de seni şampiyon yapacak, En büyük balığı kaçırmadan… Tam zamanında yaşlandığını hissetmeli, Tam zamanında ölmelisin. Iskalamak istemiyorsan hayatı. Haydi, şimdi kalk bakalım. Silkin şöyle bir, At üzerinden hayatın yorgunluğunu, Vakit zannettiğinden daha az. Haydi, kalk bakalım. Şimdi YAŞAMAK ZAMANI! '' Evet, tam zamanında olmalı; hüznü de, sevinci de, sevgisi de, sevgisizliği de; neyi yaşamışsak hayatın bize bıraktığı… Geride kalan yıllarıyla birlikte hak edilen her ne varsa, tam zamanında yaşanmalı… Atilla ÇİLİNGİR www.atillacilingir.com