Ülkemiz çok zenginler için vergi cenneti, yoksullar için azap haline gelmiştir. Emeğini satarak gelir elde eden çalışanlar ve emekliler aynı gökyüzünün altında, çok varsıllarla aynı şekilde vergilendirilmektedir. Olayı çok basit bir şekilde anlatırsak, üç kuruş maaş alan da, zengin de aldığı ürünün KDV'sini aynı orandan ödemektedirler. Bazı ürünlerdeki, vergiler de aynıdır. Özel Tüketim Vergisi için yoksula ayrıcalık tanınmamaktadır. Çiftçinin mazotuna yüklü miktarda KDV yansırken, zenginin yatında kullandığı KDV daha düşük tutulabilmektedir. Aklınıza hangi ürün gelirse, yoksulla zengin aynı vergiyi vermektedirler. Devletin en büyük gelir kaynağı vergidir. Ancak, Türkiye'de vergi adil bir şekilde toplanmamaktadır. Küçük esnafın tepesine binilirken, bazı çok büyük şirketlere vergide kolaylık sağlanmakta, hatta bazılarının milyarları bulan vergileri silinmektedir. Bunu, geçtiğimiz günlerde, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz itiraf etmiştir. Yap-İşlet-Devret modeliyle, yaptırılan otoyollar ve köprülerden geçişlerde, zenginle orta gelirlinin ödediği vergi aynıdır. Devlet, üretim mekanizmasını elden çıkardığı için direk gelirlere sahip değildir. İş, özel sektörden ve yurttaştan alacağı dolaylı ve dolaysız vergiye kalmıştır. Devletin en büyük geliri, çalışanların verdiği vergilerden oluşmaktadır. Çalışanların aldıkları ücretin önemli bir bölümü peşin peşin kesilmektedir. Bu oran %15'ten başlayıp, %35'e kadar çıkabilmektedir. Büyük şirketlerin verdikleri vergilerle kıyaslandığında, çalışanlar çok çok fazla vergi vermektedirler. Büyük şirketlerin büyük bölümü, ne yazık ki vergi kaçırmaktadırlar. Yurttaş adım atsa vergiye toslamaktadır. Ekmek alsa, sigara alsa, kırtasiye alsa, gıda ürünü alsa hatta ve hatta nefes alsa, vergi vermektedir. Zor koşullarda çalışıp, üreten bu insanlara layık görülen maaşlar da gülünç rakamlardır. Devletin en tepesindeki adamlardan Cevdet Yılmaz'ın itirafları iyi değerlendirilmelidir. Büyük şirketlere verilen teşvik ve muafiyetler vergi vermemeyi getirmektedir. Bu nedenlerden dolayı, 2024 yılında 2 trilyon 210 milyar liralık vergi tahsil edilemeyecek. Cevdet Yılmaz'ın açıklamasıyla, bu rakam yan yana getirildiğinde, hükümet büyük bir zafiyet içindedir. Hükümet tercihini sermayeden yana koymaktadır açıkça. Bu kapitalizmin ruhuna bile aykırı uygulamadır. Devlet, garibandan alacağı olduğunda şahin kesilmekte iken, büyük şirketler karşısında muma dönmektedir. Bu ülkede her şeyde olduğu gibi, vergide de adalet yoktur. Çalışanın vergisini kaynağında kesen düzen, büyüklere olanak üzerine olanak tanımakta, "evet efendim" anlayışıyla boyun bükerek gitmektedir. Eskiden kurumlar vergisi vermek için yarışan şirketler, şimdi yandan dolanarak, vergi vermemek için bin bir kılığa girmektedirler. Gelir vergisinde de durum çok farklı değildir. Kısacası, kamu hizmeti yapma durumunda olan devlet, gereken vergiyi toplayamadığı ve gelir sağlayacak üretime dönük işler yapamadığı için sorunları çözmede sınıfta kalmaktadır.