Getirisi o kadar yüksek ki, imrenmemek elde değil! Şu anda, ülkemizde, bu sektörde(!) şimdilik sayı 119 Bu alanda; bildiğim kadarıyla, nüfusu 10 da birimiz bile olmadığı halde dünyada bizi geçen bir ülke var Bulgaristan. Onlarda sayı 200 Bu sektör çoook havalı. Merak ettiniz değil mi? İp ucu veriyorum. Bunların temsilcilerini TV lerde, gazetelerde hergün görüyoruz. Saltanatlarını gözümüze gözümüze sokuyorlar! Holding gibiler. Genel merkez binaları göz kamaştırıyor. CEO larının, pardon liderlerin altlarındaki makam araçları, koruma orduları keza öyle. Nereden geliyor değirmenin suyu, kim yada kimler finanse ediyor bunları? Her ilde, ilçede örgütlenmişler. tıpkı 3 harfli zincir marketler gibi şubeleri de var! Çaycısından, sekreterine yüzlerce çalışanı var. Bak bu iyi! İşsizliğe bir nebze katkıları da var. Memlekete henüz bir çivi bile çakmamış, bu adamların bir yürüyüşü var. Bırak küçük dağları, bütün dağları ben yarattım der gibi. Anladınız herhalde evet siyasi partilerden ve liderlerinden söz ediyorum. ÜLKEDE; ETKİN DURUMDA 119 SİYASİ PARTİ VAR! Şu son gelişmelerden sonra, eminim Bulgaristanı kısa zamanda geçeriz. Bu iş onlarda da bizdeki kadar karlı mı bilmiyorum! Neden, bizde en karlı sektör? Hep birlikte gördük işte! Oy oranları; % 1, % 2 seviyelerinde olduğu halde bir anda ülke yönetiminde söz sahibi olmanın kapıları sonuna kadar açılabiliyor. Liderlerine de Cumhur Başkanlığı yardımcılığının kapıları... Dahası, işler yolunda giderse, bakanlık alacaklar, örgütlenecekler, palazlanacaklar.... Hele bir de oylarını yükseltebilirlerse yüklü miktarda hazine yardımı da var! Kurban olurum ben böyle demokrasiye! İşte bu yüzden, bir önceki yazımda, "Türk Tipi Demokrasi" tanımlamasını kullandım. Siyasi partilere karşı olmak demokrasiyi reddetmek anlamına gelir! Ben siyasi partilere karşı değilim! Siyasi parti kurmayı kazanç kapısı olarak görenlere, memleketin nimetlerinden nemalanmanın hesabını yapanlara karşıyım. Bunların, belli başlılarının parti programlarını ulaşabildiğim kadarıyla incelemeye çalıştım. Aşağıdaki ifadelere yada maddelere hiç birinde rastlamadım. * Milyonlarca üniversite mezunu işsiz gezerken, eğitimsiz insanların ülke yönetiminde söz sahibi olması kabul edilemez. * Millet vekili olabilmek için üniversite mezunu (ön lisans - lisans - yüksek lisans...) olma şartı ve KPSS sınavından en az 70 puan almış olma zorunluluğu getirilmelidir. Basit memuriyet için vatandaşa zorunlu olan bu yöntem koca ülkenin yönetimine talip olanlara neden zorunlu değil ? Milyonlarca üniversite mezununun işsiz gezdiği bir ülkede olması gereken bu değil mi? * Makam aracı saltanatına son verilmelidir. Bu konuda örnek alınacak bir çok ülke var. * 65 yaşın üzerinde hiç kimse devlet yönetiminde yer almamalı. Yada vatandaştan istenen akıl sağlığı raporu onlardan da istenmeli. (Torpille akıl sağlığı raporu almak bir şekilde engellenmeli) * Bakan olabilmek için en az bir yabancı dile hakim olmak zorunlu olmalı. Sadece "Yes-No- How are you- Welcome gibi 4 kelime ezberleyip, iki cümle kuramayanlar utanmadan meclis kayıtlarına; bildiği yabancı dil hanesine iyi derecede yabancı dil biliyor yazdıramamalı.TBMM WEB den baktım bu konuda sıkıntı yok! Maşallah hepsi iyi derecede en az bir yabancı dile hakim. * Her türlü görevlendirmede liyakat esas alınmalı. Bakanlar, almış oldukları eğitim ile ilgili bakanlıklarda görevlendirilmeli. Sağlık Bakanının Tıp Fakültesi mezunu, Tarım Bakanının Zıraat Fakültesi mezunu, Milli Eğitim Bakanının eğitim kökenli olması gibi. * Dokunulmazlıklar mutlaka kaldırılmalıdır. Herkes adalet önünde hesap verebilmelidir. * Millet vekilleri ve bakanlar; halka sağlanan sağlık hizmetlerinin üzerinde, ayrıcalıklı sağlık hizmeti almamalı. * Yönetim kurulu üyelikleri iktidar partilerinin arpalığı olmamalı. Huzur hakkı ismi altında birden fazla maaş almanın yolları kapatılmalı. Kul hakkı gözetilmeli. * Millet vekili maaşları ögretmen maaşlarından fazla olmamalı.(Cumhuriyetimizin kurucu Atatürk'ün sözüdür. Bu madde anayasada yer alırsa, öğretmen maaşları yükselecektir. * Yerel yönetimlere talip olanlar tıpkı millet vekilleri gibi; Üniversite mezunu olmalı. Ayrıca, mutlaka Şehir Plancılığı eğitimi almış olmalıdır. * İmamlar sadece imamlık yapmalı, din eğitimi almış olmak her işi yaparım anlamına gelmemeli. * Ülkenin öncelikli ve hayati sorunları (tarım, işsizlik, eğitim, üretim gibi) çözülmeden çok büyük kaynak gerektiren projelerden zorunlu olmadıkça kaçınılmalı. Var mı bu ve benzer hükümlere programlarında, tüzüklerinde yer verebilen bir siyasi parti? Ne gerek var değil mi? Memleket Ali babanın çiftliği. Bunlarda çiftlik ağası, millet ise ırgat!
