5 ay önceki köşe yazımda dikkat çektiğim, ülkemiz için son derece önemli bir konunun bugün ülke gündemine oturduğunu görüyorum.
Eskişehir Beylikovada keşfedilen, paha biçilemeyen Nadir Toprak Elementlerinden (NTE) söz etmiştim.
Konu, Cumhurbaşkanının ABD'ye gitmesiyle "Trump Beylikovadaki rezervi isteyecek" başlığı ile ulusal basında yer aldı.
Washington kulislerinde, Trump'ın ağzındaki baklanın Beylikovadaki nadir toprak elementlerimiz olduğu konuşuluyormuş.
ABD'nin Ankara Büyükelçisi Barrack ABD de, senato oturumunda Beylikovadaki yatakları stratejik fırsat olarak ilan etmişti. Barrack Türkiye'ye geldiği gün "Bu adama dikkat" başlığı ile bir yazı kaleme almıştım. Daha sonra kendisi ile ilgili 2 yazı daha yazmıştım.
Oyun çok büyük! Bugün taşların yerine oturduğunu ve niyetlerinin ne olduğunu daha açık görüyoruz.
Kıymetli mineraller ülkelerin politikalarını şekillendiriyor. Tabii geleceğini de. Tüm dünyanın gözü bu kıymetli mineraller'e sahip ülkelerin üzerinde.
NTE nedir? Neden çok önemli?
Lantan, seryum, praseodim, neodimyum, prometyum ve samaryum hafif nadir toprak elementleri olarak kabul edilirken, itriyum, evropiyum, gadolinyum, terbiyum, disprosyum, holmiyum, erbium, tulyum, iterbiyum ve lutesyumu ağır nadir toprak elementleri olarak kabul ediliyor.
Bu elementler, yüksek teknoloji ürünlerinde, yeşil enerji dönüşümünde, savunma sanayisinde ve lazer güdüm sistemlerinde kullanılıyor. Dünyamızın geleceğini bu elementler şekillendirecek.
Milli İstihbarat Akademisinden Dr. Celal Erbay'ın, bilim insanı kimliğiyle, Türkiye'nin nadir toprak elementleri rezervlerine ve bu alandaki potansiyel gücüne dikkat çeken bir yazısını okumuştum.
Erbay yazısında; "Eskişehir'in Beylikova ilçesindeki nadir toprak elementi maden sahası, 694 milyon tonluk rezerviyle, rezerv büyüklüğü açısından dünyada ikinci sırada yer alıyor; birincilik ise 800 milyon tonluk rezerviyle Çin'in Bayan Obo sahasına ait. Elde edilecek nadir elementler arasında florit, barit, lantan, seryum, praseodimyum, samaryum, gadolinyum, evropiyum, neodimyum gibi unsurlar bulunuyor" diyordu.
Dünyanın en zengin coğrafyası hiç şüphe yok ki Anadolu topraklarıdır. Bu kadim toprakların altı da üstü de paha biçilmez derecede kıymetli. Maalesef üstünün kıymetini bilemedik. Tarımda bir zamanlar bu topraklarda ürettiğimiz neredeyse her şeyi ithal ediyoruz. Çiftçilerimizin sayısı her geçen gün azalıyor. Meyve, sebze, et süt yumurta gibi temel besin ürünlerinin fiyatları el yakıyor. Şimdi toprağın altı da bize büyük nimetler sunuyor. Umarım kıymetini bilir, doğru değerlendiririz
Nadir toprak elementlerinin ham madde olarak ihraç edilmesi yerine işlenmiş uç ürünlere dönüştürülerek ihraç edilmesi, Türkiye ekonomisi için daha yüksek katma değer yaratacaktır. Rüzgar türbinleri ve elektrikli araç motorlarında kullanılan kalıcı mıknatısların yerli üretimi, Türkiye’nin yenilenebilir enerji sektöründe maliyet avantajı sağlamasına yardımcı olacaktır. Bunun yanı sıra, yüksek teknoloji ürünleri için gerekli olan NTE bileşenlerinin Türkiye’de üretilmesi, ülkenin uluslararası pazarda rekabet gücünü artıracaktır. Türkiye’nin bu alandaki yatırımları, yerli sanayi için yeni iş imkanları yaratırken uluslararası tedarik zincirinde daha güçlü bir yer edinmesine katkıda bulunacaktır.
Teknoloji ürünlerin vazgeçilmez unsurları olan kritik mineraller, ülkelerin politikalarını belirleyen önemli bir hammadde haline geldi.
Birleşik Krallığın ABD den uzaklaşarak Çin'le yakınlaşması, Trump'ın, Ukrayna'nın Nadir Toprak elementlerini ele geçirmeye çalışması, dünya ekonomisini alt üst eden agresif ve tutarsız tavırları, Cumhurbaşkanının şahsında Türkiye'ye olan övgüler…. Tüm bunlar üzerinde düşünülmesi gereken konular.
14 Nisan 2025 tarihli köşe yazımı okuyanlar hatırlayacaktır. "Ukrayna'nın NTE varlıklarının 12 trilyon dolar civarında olduğu hesaplanıyor.
Bizimki çok daha büyük. Dünya devlerinin iştahını kabartacağı kesin. Özellikle de Trump'ın…
Aklından bile geçirme Sarı kafa!
Eski Türkiye yok artık. Öyle boş iltifatlara da karnımız tok!" demiştim.
Damarlarımdaki asil kandan güç alarak, vatan aşkıyla sarı kafaya güya ayar çekmiştim. Biliyorum., Benim ayar çekmemle tabii ki olmaz. Milletin ve ülkeyi yönetenlerin tavrı önemli.
Türkiye son yıllarda, savunma sanayiini güçlendirirken, enerji politikalarında da önemli adımlar atarak yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı bir dönüşüm süreci başlattı. Bu kapsamda Türkiye, güneş ve rüzgar enerjisi yatırımlarını hızlandırdı. Yenilenebilir enerji 2024'ün sonu itibarıyla Türkiye’nin toplam kurulu güç kapasitesinin yaklaşık yüzde 60’ını oluşturarak 68 gigavata ulaştı ve bu oran Avrupa ülkeleriyle rekabet edecek seviyelere geldi. Bu gelişmeler, Türkiye’nin sürdürülebilir enerji hedeflerine ulaşma çabalarını güçlendiriyor.
Türkiye’nin enerji dönüşümünde stratejik bir fırsat olarak değerlendirilen nadir toprak elementleri (NTE) bu dönüşümün sürdürülebilirliği açısından kritik bir rol oynuyor. Nadir toprak elementlerinin özellikle rüzgar türbinleri ve elektrikli araçlarda kullanımı, bu elementleri yenilenebilir enerji dönüşümünün vazgeçilmez bir unsuru yapıyor. Türkiye, yaklaşık 694 milyon tonluk NTE rezerviyle, Çin’in ardından dünyanın en büyük ikinci rezervine sahip ülkesi konumunda. Bu durum, Ülkemizin hem enerji güvenliği hem de ekonomik kalkınması açısından stratejik bir avantaja sahip olduğunu gösteriyor.
Türkiye, sahip olduğu 694 milyon tonluk NTE rezerviyle yenilenebilir enerji dönüşümünde ve düşük karbonlu teknolojilerde liderlik potansiyeline sahiptir. Rüzgar türbinleri ve elektrikli araç sektörlerinde artan kalıcı mıknatıs ve NTE talebi, Türkiye’nin bu alandaki stratejik önemini daha da artırıyor. 2035'e kadar her iki sektörde de NTE kullanımından kaynaklanan toplam maliyetin 2 milyar doları aşabileceği öngörülüyor. Ancak Türkiye’nin yerli üretim kapasitesini artırmasıyla bu maliyetlerin büyük bir kısmını azaltarak hem yerli sanayiye hem de küresel pazara katkı sağlaması bekleniyor. Bu doğrultuda, Türkiye’nin NTE kaynaklarını etkin bir şekilde değerlendirmesi, enerji güvenliği, ekonomik kalkınma ve sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasında kritik bir rol oynayacaktır. Bu konu ülkenin bekası açısından son derece önemli. Kılı kırk yararak, adımlarımızı çok dikkatli atmalıyız.
Ülkemizin gelişim potansiyeli çok yüksek.
Ülkemizin paha biçilmez zenginliklerine sahip çıkmak zorundayız. Zenginliklerimizde gözü olanlara fırsat vermeyelim. Gelecek bizimdir. Dünyanın yükselen yıldızı hiç şüphesiz Türkiyedir!
İlyas Erbay