Geçen iki yıllık sürede tüm dünyayı etkisi altına alan Koronavirüs salgını, insanlığı tehdit etmeye, inanlara bulaşmaya, can almaya devam ediyor…
Salgından korunmanın tek yolu, dünya sağlık sektörünce üretilen aşılar olarak görülüyor şimdilik…
Ülkeler, salgına karşı çeşitli tedbirlerle koronavirüsü ülkelerinden atmak isterken, aşı olmak istemeyenlerin oluşturdukları aşı karşıtı blok ile de uğraşmak zorundalar…
Koronavirüs konusunda ülkeler farklı tedbirlerle vatandaşlarını salgından korumaya çalışırken, bazı ülkeler de halkın toplum bağışıklığını kazanmak için tedbirleri asgari seviyede tutmaya başladı…
Aşı karşıtlarının toplumda bulduğu karşılık ve tedbirler konusunda halkın da duyarsız kalmasıyla vaka ve can kayıpları tehlikeli boyutlara ulaştı…
Tatil sezonu ve ardından yüz yüze eğitime geçilmesi, koronavirüsün artmasında etkili olan faktörler..
Aşılama çalışmalarının hız kesmesiyle, hedeflenen toplum bağışıklığının sağlanması uzun zaman alacak…
Salgının yayılmasına ortam sağlayacak, insanların daha çok kapalı alanda yaşayacağı döneme girilmesiyle, geçmişte alınan kapanma tedbirlerinin gündeme gelmesi kaçınılmaz olacak…
Sağlık ve koronavirüs ile ekonomik tedbirler de kulvar değiştirilmesi, tedbirlerin unutulduğunu göstermekte…
Aşı karşıtları ise stratejilerine siyasi alanda devam etmek üzere kurdukları “Dayatmasız Yaşam Partisi”yle, koronavirüs aşısının insana verdiği zararları açıklamakla meşguller…
Salgın ortaya çıkmasıyla dünya sağlık örgüt ve sistemleri, insanları çaresizlikten kurtarmak ve koronavirüs salgınını önlemek amacıyla aşı çalışmaları başlatıldı…
Aşının bulunmasıyla tüm dünya, ülkeler ve insanlık rahat bir nefes alırken, ülkelerde ortaya çıkan aşı karşıtları ise ülkelerde insanları aşı olmamaya davet ederek, sağlık ordularının salgınla mücadele azim ve kararlılığını sekteye uğratmaya devam ediyor…
Siyasi iradenin de, ekonomi yönetiminin zafiyetiyle bozulan ekonomik krizi salgına bağlayarak sorumluluktan kurtulmak için siyasi çözümler ortaya koymakta…
Son zamanlarda koronavirüs ile mücadele kapsamında yapılan olumlu bir gelişme görülmezken, sadece sağlık bakanlığının rakam ve sayılarla salgın krizini yönetmeye çalışmakta..
Aşılama çalışmaları, toplum bağışıklığı için yeterli sayıya ulaşmaktan uzak görünüyor…
Aşı karşıtlarına, insanları ikna etmek için yeterli alan açılmasını görmezden gelen siyasi irade, tavrını, salgının önlenmesi için mi yoksa aşı karşıtları yönünde mi kullanacağı konusundaki belirsizlik, salgınla mücadeleyi sekteye uğratmakta…
Denetim mekanizmalarının gevşetilmesiyle, insanlar maske ve mesafe kurallarını hiçe sayarak vaka sayılarını artırmaya devam ediyor…
Tedbirler, ortaya çıkan sorunun çözülmesi için alınan yasal düzenlemeler olduğuna göre, günümüzde koronavirüs salgını ve ekonomik sıkıntılar için yapılan düzenlemeler, siyasi irade baskısı olmadan sürdürülerek, ülkenin sosyo-ekonomik refahı göz önünde tutulmalı…
Düşünce ve görüşlerin ışık olması dileğiyle…