Avatarı
İlyas Erbay tarafından
22 Aralık, 2022 15:14 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 05.10.2024 08:12
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

RUHUNU KAYBETMİŞ BİR KENTİN DÜNÜ, BUGÜNÜ..”60’lı yıllardan bugüne Karabük”

Hürriyet caddesi ile Ankara caddesinin kesiştiği tren yolu geçidinin hemen yan tarafında bir balık hali vardı. Palamutun çifti 2.5 liraydı. Genelde kuyruklarından bağlanmış olarak, çift satılırdı. Giresun'lu bir komşumuz vardı . Şükrü  amca... her balık aldığında bize de alırdı, bizde ona... Balık halinin yan tarafında da bir taksi durağı vardı. Farklı modellerdeki bu damalı Amerikan arabaları çocukken çok ilgimizi çekerdi. Diğer bir taksi durağı da şehrin üst tarafında, şimdiki Onel AVM nin karşısında idi. Buraya şato durağı derdik. Taksi şoförleri; son derece bakımlı, şık giyimli yakışıklı abilerimizdi. Şehrin her yerine 2.5 lira fiks fiyat uygulanırdı. Otomobiller 6/8 silindirliydi. Fakat benzinin çok ucuz olduğu yıllardı. Şimdiki gibi akaryakıtta vergi yükü yoktu. Benim çocukluğum; Kayabaşı, Engin sokakta geçti. Çarşıya indiğimizde, eve taksiyle dönmeye bayılırdık. Taksinin içine girdiğimizde ilk hissettiğimiz o otomobil kokusu, beşik gibi süspansiyonuyla  yaylanarak yol alışı hâlâ belleğimde. Nüfus bu kadar yoğun değildi. Neredeyse herkes birbirini tanırdı. Babamla, şehir merkezine indiğimizde; adım başı birileriyle selamlaştığını, konuştuğunu çok iyi hatırlıyorum. Karabük'ün sembolü olmuş deli Kezban ve deli Aliye sık sık rastladık. Karabük halkı onları hoşgörüyle bağrına basmıştı. Şehrin bir ruhu vardı. Komşuluk, arkadaşlık dostluk bağlarının çok güçlü olduğu yıllardı. Birlik beraberlik ve güven duygusu hakimdi. Sözün senet olduğu yıllardı. O zamanlar; şimdiki gibi kredi kartı falan yok. Vahşi kapitalizmin henüz insanı duyguları yok etmediği yıllar. Yanılmıyorsam; yıl 1965 yada 66 birçok evde buz dolabı yerine tel tahta dolaplar vardı. Babamla çarşıya buzdolabı almaya gittik. Rahmetli babam esnafa; her ay ne kadar ödeyeceğini söyledi. Ankara caddesinde babacan bir amca idi. Senet yapmadan, sadece babamın sözüne güvenerek, bir at arabası ile buzdolabımızı evimize göndermişti. Evlerinde buzdolabı olmayan komşularımızın bozulmasın diye kıymalarını dolabımıza koyduklarını hatırlıyorum. O yıllara ait daha bir çok anım var. Fakat çok uzatmak istemiyorum. Bu yazıyı neden mi yazdım? Doğduğum, ekmeğini yediğim, suyunu içtiğim bu güzel emekçi kentini yakından takip ediyorum. Görüyorum ki; Karabük artık eski Karabük değil. Her geçen gün; insanların birbirinden uzaklaştığını, kişisel menfaatlerin, insani hırsların hakim olduğunu üzülerek gözlemliyorum. Karabük Demir Çelik Fabrikasının ve Karabük şehrinin var olma mücadelesinin verildiği en önemli gün olan ve büyük bir zaferle sonuçlanan 8 Kasım 1994 tarihinden sonra şehir bir daha o eski ruhuna dönemedi. Bir zamanlar; süper ligin tozunu attıran futbol takımına bile sahip çıkamamış bir şehirden söz ediyorum. Spor birlik ve beraberlik duygusunu pekiştiren, insanları kaynaştıran çok önemli bir faktör. Bana göre; Karabük Sporun önce süper ligden, daha sonra da hızla amatör lige kadar düşmesi bu ruhun kaybolmasının tuzu biberi oldu. Yazık çok yazık...

Yazarın Kaleminden

Namaz Vakitleri

Karabuk
15
Haziran Pazar
1446 HİCRİ Zilhicce 19
Öğle Vakti
Şuanki vakit
Öğle
  İmsak
03:08
  Güneş
05:09
  Öğle
12:55
İkindi vaktine kalan süre
 
  İkindi
16:55
  Akşam
20:31
  Yatsı
22:23

Öne Çıkan Haberler

blank
Gündem

Karabük’te fahri trafik müfettişlerine tepki

blank
Karabük

TÜVTÜRK  Randevu Almada Zorluk Yaşanıyor

blank
Karabük

Akay, Karabük’ün Köylerinin İletişim Sorunu TBMM’ye Taşıdı

blank
Karabük

TZOB Genel Başkanı Bayraktar Karabük’e Geliyor

blank
Karabük

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı 360 Sürekli İşçi Alımı Yapacak