İran da rejim er veya geç değişecek. Bu çok uzun sürmez. Savaş sona erdikten sonra, halk ayaklanmalarına tanık olacağız. Tabii ki bunu ABD ve İsrail birlikte provake edecek.
İran'ı, Türk Cumhuriyetleri arasında saymasak da, aslında Türk dünyasının ayrılmaz bir parçasıdır. 1000 yıl boyunca Türklerin yönettiği bu ülke Türkiye'den sonra en büyük Türk toplumuna sahiptir. İran nüfusunun yüzde 42 si Türktür!.
Hernedense bu ülke ile bir türlü yıldızımız barışmadı. Bize karşı hep sinsice hareket ettiler. Laik ve modern Türkiye Cumhuriyeti hep mollaların hedefinde oldu. PKK ya destek vermeleri, Türk dünyası ile bütünleşme çabalarımızı engellemeye çalışmalarını biliyoruz. Türkiye’nin güçlenmesini hiç bir zaman istemediler.
Buna rağmen bizim safımız bellidir, emperyal eşkiyaların nihai hedefinin Türkiye olduğunun da farkındayız.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İran'a saldırmadan önce, Yahudi Soykırımı anma etkinlikleri kapsamında İsrail'e gelen devrik İran Şahı'nın oğlu sürgündeki Prens Rıza Pehlevi ile görüşmüştü. Dikkat ederseniz her ikisinin de söylemleri aynı. İran halkını rejime karşı ayaklanmaya davet ediyorlar. Belli ki, İsrail ve ABD nin her detayını ustaca hazırladıkları bir plan var ortada.
İran halkının tavrı bu noktada çok önemli. Halkı ile bütünleşemeyen, otoriter ve aşırı baskıcı rejimler her türlü provokasyona karşı zayıftır.
Kıran kırana sıcak bir savaşın yanısıra psikolojik bir savaşa da tanık oluyoruz.
Bunu Trump ve Netanyahu nun mesajlarından anlıyoruz. Trump her an savaşa müdahil olabilecekleri yönünde mesajlar verirken bir yandan da İran halkına korku salıyor.
"Derhal Tahran'ı boşaltın"
"İran nükleer silaha sahip olamaz"
"O anlaşmayı imzalamalıydınız" Bu söylemler sarı kafaya ait.
İran, İslam Devrimiyle; 1979 yılında İran Muhammed Rıza Pehlevi liderliğindeki bir monarşiden, Ayetullah Ruhullah Humeyni yönetiminde İslam hukuku ve Şiî mezhebi görüşlerini esas alan bugünkü İslam Cumhuriyeti yönetimine dönüşmüştü.
O yıllarda Ankara'da üniversite ögrencisiydim. Sınıfımızda İranlı arkadaşlarımız vardı. Bazen okul çıkışı birlikte yürürlük. Ürkek ve tedirgin tavırlarına anlam veremezdim. Yine bir akşam birlikte yürüdüğüm İranlı bir arkadaşım.
"İlyas burada ayrılalım, ben takip ediliyorum, senin zarar görmeni istemem" demişti.
Humeyni'nin ajanları peşlerindeydi.
79 yılı ve sonrasında 80 li yılların ortasına kadar Şah yanlışı bir çok aile İranı terk etti.
1985 te okulu bitirip işe girmiştim. Şirketimin anlaşmalı bir otelinde Ankara'da kalıyordum. O yıllarda Ankara'daki otellerin neredeyse hepsi İranlı ailelerle dolu idi. Türkiye üzerinden Avrupa’ya göç ediyorlardı. Avrupa’ya vize için kısa süre ülkemizde konaklıyorlardı. Hepside dini rejimin baskısından kaçan, şah yanlısı varlıklı aileler di.
İran da rejim değişir, Prens Pehlevi yönetime gelirse bu aileler 45 yıl sonra ülkelerine geri dönecekler.
Peki, emperyal eşkiyaların planı gerçekleşirse, nasıl bir ülkeye geri dönecekler?
O eski İranı bile mumla arayacakları, kimliğini kaybetmiş bir ülkeye!
Geçmişi Milattan önce 3200 lere dayanan dünyanın belkide eski ülkesinin düştüğü duruma bakar mısınız? Daha dün kurulan hap kadar bir İsrail hamisi ABD ile birlik olup bu ülkeye kök söktürüyor.
İran'ın içinde bulunduğu durumdan ibret alınacak çok şey var!
İlyas Erbay