Sensiz tam 30 yıl geçti Sevgili Paşam. Ulusumuzu derin acılara boğan, Kahramanmaraş merkezli deprem felaketinin on birinci gününde sana geldik, her 17 Şubat'ta olduğu gibi bugün de sevenlerin ve askerlerinle birlikte yine huzurundayız. Burada seninle yatan bütün şehitlerimize, depremde kaybettiğimiz bütün insanlarımıza dualar ediyor, selamlar gönderiyoruz. On ilimizi adeta haritadan silen, yok eden deprem senin doğduğun il Malatya’yı da vurdu, hemşehrilerini, bebek, çocuk, genç, yaşlı demeden aldı. Bu 30 yıl içinde çok acı ve kötü olaylar yaşadık Komutanım. PKK belasını sen bitirecektin, hazırladığın "KALE" planını Özal bile kabul etmişti. Ayağına çağırdığında koşa koşa gelen Barzani ve Talabani’nin senden ödleri kopuyordu. Çekiç Güç'ün ABD helikopterleriyle teröristlere silah, mühimmat ve lojistik malzeme attığını sen görmüş ve açıklamıştın. Yardımcın, dönemin Asayiş Bölge Komutanı Orgeneral Rahmetli Necati ÖZGEN bizzat anlatmıştı, ABD F-16'ları iki kez egzost gazı salarak senin helikopterini düşürmek istemişlerdi. Pilotların ustalığı önlemişti bu alçaklığı ama 17 Şubat 1993'te emellerine ulaştılar. Bizim yetkililer "buzlanma, pilotaj hatası" derken ABD Büyükelçiliği siyasi komiseri John KUNSTADLER "Suikast" diyerek gerçeği açıklayıvermişti. O tarihten sonra çok acılar yaşadık Sayın Komutanım. 1999 büyük Marmara depreminden sonra, Bingöl, Van, Erzincan, İzmir depremleri çok canımızı aldı ama biz bunlardan ders alamadık. Güney sınırlarımızın dibinde uydu terörist devletçikler oluştu. Askerimizin başına çuval geçirildi, Süleyman Şah Türbesini kaçırırken bin yıllık vatan toprağımızı da terk ettik. Şerefle taşıdığın o üniformayı senden sonra ele geçiren bazı hainler neredeyse devleti yıkıyorlardı. Kumpas davalarıyla, gizli tanıklarla şanlı ordumuza saldırıldı, Kozmik Oda'nın bütün devlet sırları etrafa saçıldı. Ege’deki adalarımız gitti, bu adalardaki silahların namlusu bize hedeflendi. Neredeyse Montrö’yü iptal ederek emperyalist donanmasını Karadeniz’e sokacaktık. Soma’da, Zonguldak’ta, Amasra’da kaza değil maden faciaları yaşadık. Madenlerimiz, ormanlarımız talan edildi, orman yangınlarıyla baş edemedik. Bütün bunlar yetmezmiş gibi 10 milyon dolayında Suriyeli, Afgan, Afrikalı ne idüğü belirsiz kişiler dolduruldu güzel vatanımıza., Topraklarımız satılıyor, şehirlerimiz işgal ediliyor, en kötüsü T. C. vatandaşlığımız satılıyor Sevgili Paşam. Bu durum karşısında çeşitli mesleklerde başarılı olmuş insanlarımız ülkeyi terk ediyor, gençlerimiz batı ülkelerinin kapılarını zorluyor. Bütün bunların yanı sıra son yıllarda yaşanan sosyo-ekonomik sıkıntıların üstüne gelen deprem felaketi sadece on ilimizde değil, bütün yurdumuzda çok acılar yarattı. Senin güzel memleketin Malatya'da diğer illerimizle birlikte bu acılar katlanarak artıyor. Şehirlerimiz yıkıldı, çok insanımızı kaybettik, sayı 40 bini geçti ama hala enkaz altında ne kadar insanımız var bilinmiyor. Kabrin başında seni rahmetle anıyor ve dua ediyorken Yüce Tanrımıza yalvarıyoruz vatanımızın ve milletimizin üzerinde yoğunlaşan bu felaket bulutlarını dağıtması, acılarımızın artık sona ermesi için... Ruhun şad olsun Komutanım, mekanın cennet olsun... Fikret GÖKÇE Kıbrıs Gazisi – Mak. Müh.