Doymak mı, beslenmek mi? İnsan beslenmesi, tüm ülkelerin üzerinde önemle durdukları bir konu. Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler, insanlarına öncelikle nicelik bakımından yeterli besin maddeleri sağlama çabasındadır. İnsanımız doysun da nasıl doyarsa doysun yaklaşımı hakimdir. 3 öğün sadece ekmek yense onlar için sorun halledilmiştir. Gelişmiş ülkelerde ise nicelik sorunu bulunmadığından daha çok nitelik konusu ön plana çıkmaktadır. Yani sağlıklı, dengeli ve zengin beslenme... İnsan beslenmesi için iki temel gıda, et ve süt. İkisine de elveda! Yazık bu ülkenin çocuklarına.Yetersiz beslenmenin acı sonuçları ile karşı karşıya kalacaklar. Yeteri kadar gelişemeyen beyin ve vücut yapıları, zekâ geriliği gibi... Süt ve türevleri insan beslenmesinden çıkarıldığında sistemimiz çöker. Beslenmemizde kalsiyumu başka hiçbir besinden ihtiyacımız oranında karşılayamayız. Süt ve türevleri beslenmede yoksa dişlerimiz ve iskelet sistemimiz gelişemez. Ayrıca, sütün içinde beyin için gerekli olan lesitin sifingosin, sifingomiyelin fosfolipitleri de vardır. Bunlar ise, bebeklerin beyin gelişimi için çok önemli !(*) Et ise; yüksek biyolojik değeri, doyuruculuğu ve içerdiği proteinler açısından insan beslenmesinde ön sırada yer alan bir besin maddesidir. Et kan yapar ve kansızlığı önler. Bedeni canlı ve güçlü kılar. Zihinsel gelişmeyi sağlar. Şişmanlığı önler. Kırmızı etin büyümede önemli etkisi vardır Kırmızı et, önemli bir vitamin ve mineral kaynağıdır.(*) Vatandaş bir yılda fiyatları üçe katlanan süt ve süt ürünlerine ayıracak bütçe bulamaz hale gelirken, artık eti de rüyasında görecek! 1 kg kıyma 195 TL oldu. Peynir fiyatları da bundan farklı değil. Ayrıca peynir, peynir değil! İçinde sütten başka her şey var! ARTAN ET VE SÜT FİYATLARINDAN ÜRETİCİLERİMİZ DEĞİL ,YANLIŞ TARIM POLİTİKALARI UYGULAYAN HÜKÜMETLER SORUMLUDUR. Hayvan nüfusunu artırmak çok mu zordu? Bu günler neden öngörülemedi? Anlı şanlı onca tarım bakanımız geldi geçti. Evet sadece geldi geçti! Bu ülkede cerrahı bile tarım bakanı yapmadık mı?. Liyakati; "İşi ehline verin" diyen dinimizin buyruğuna rağmen göz ardı etmedik mi?! Hoş!, gerçi işi ehline versen ne fark edecek. Neticede hükümetin politikasını uygulayacak. 1980`de 44 milyon nüfus varken 86 milyon baş hayvan vardı. Yani kişi başına iki hayvan düşüyordu. Şimdi 84 milyonuz. Son açıklanan rakamlara göre 18 milyon büyükbaş, 53 milyon da küçük baş olmak üzere 71 milyon hayvanımız var. Artık kişi başına 1 hayvan bile düşmüyor! Geçtiğimiz yıl 1 milyon 5 yüz bin ineği kesime gönderdik. Yem fiyatlarının yüksekliği nedeniyle zarar eden çiftçi çareyi hayvanını satmakta buldu. Et fiyatları bir süre aynı seviyede kaldı. Fakat sonrasında süt fiyatlarına paralel şekilde o da yükseldi. Damızlık hayvanların kesime gönderilerek yok edilmesi inanılır gibi değil. Doymakla beslenmenin farkını dahi bilmeyen o kadar çok insanımız var ki... Atalarımız "Tok açın halinden anlamaz demişler!" Kime ne anlatacaksın. Ne desek boş! (*)Yazımı hazırlarken, bilgisine başvurduğum eşim Diyetisyen Güner Erbay'a teşekkürler.
Şaban Tatar
Artık iyi beslenmek bir tarafa aç kalmamak için karınlarını boş bırakmamak için bile insanlar zorlanıyor.Et ve süt artık fakir sofralarında yok satıyor.
Çorba ve makarna bir çok evin üç öğün kaşık salladığı daimi gıdaları oldu.Artık dar gelirli aç Orta gelirli de fakir oldu.Toplumun yüzde 10 luk bir kesimi ise parasının hesabını bile tutamayacak kadar zenginleşti.Gelecek iktidarın nerden buldun yadası çıkararak gelirinin hesabını tutamayanların hesabını kitabını k8ntrol edip gelir dağılımındaki uçurumu ortadan kaldırması gerekir.