blank
Fevzi Aydın tarafından
03 Eylül, 2023 13:17 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 05.10.2024 08:10
A+ A-

NEREYE KADAR..

Her alanda fahiş fiyat artışı hızla devam ederken, halk feryatta, siyaset, iktidar ve muhalefet ise seyretmekte… Türkiye sosyo-ekonomisinde fırtınalar koparan, her sektörü, her sahayı, her alanı, her ferdi etkileyen fahiş fiyatlar, hız kesmeden devam ediyor.. Siyaset, muhalefet ve iktidar seyrediyor, fahiş fiyatlardan bunalan halk ise, hakkını savunmayan iktidar, muhalefet ve siyasetçiden şikayetini, duyurabilecek medya ve siyasetçi aramakta… Yeni yönetim sisteminin getirdiği Cumhurbaşkanlığı yönetimi ve yeni ekonomi modeliyle, iktidarın seçim öncesi ve seçim sonrası, farklı uyguladığı ekonomi politikaları, ekonomik krize davetiye çıkardı.. Genel seçim öncesinde, çalışanların ücretlerine ve taban fiyatlara yapılan dengesiz zam ve artışlara karşılık faiz silahını, artırma yerine düşürme yönünde kullanınca, sıkışan ekonomi her alanda büyük patlamalara yol açtı.. Asgari ücreti temel ücret haline getirmeyi amaçlayan iktidar, seçim, öncesi uyguladığı seçim politikalarına asgari ücret ile başladı.. Asgari ücret kartını oynayan iktidar, asgari ücretteki dengesiz artış ile ekonominin tüm alanlarında krizin fitilini ateşlemiş oldu.. Merkez bankası başta olmak üzere kamu ve özel bankaların dolar artışını durdurmak içi yaptığı döviz satışları.. Petrole, gıda maddelerine her gün yapılan aşırı fahiş zamlar, Kira ve konutta ortaya çıkan fahiş kira ve artışları, Aynı zamanda fahiş kira artışları, kamuda çalışanların büyükşehirden göçünü de başlattı.. Üretim talebi karşılamayınca, sıkışan otomobil fiyatlarında, ikinci el, sıfır oto fiyatını geçti…. Türkiye’nin doğusunu yerle bir eden, Türkiye’yi yasa boğan şiddetli depremler, binlerce insanı hayattan koparırken, binlerce insanı da ailesiz, evsiz-barksız bıraktı.. Sosyo-ekonomisi bozulan ülkede, halk ekonomik kriz ile mücadele ederken, deprem de ekonomik krize, kriz kattı… İktidarın seçim nedeniyle, ortaya saçtığı destek paketleri de ekonomik krizin önemli tetikleyicisi oldu… Üretim-tüketim, ihracat-ithalat, enflasyon gibi sektörlerdeki hareketlerin baskılanarak kamuoyuna olduğundan düşük açıklanması da ekonomik krizi artıran nedenlerden… Fahiş fiyat artışlarını, baskılanan ekonomik değerleri, olağan hale gelen gasp, şiddet, silahlı çeteler, kadın cinayetleri, sığınmacılar kısaca şiddet terörü, günlük yazılı ve görsel medyanın ana gündemi oldu… Çoğunluk yazılı ve görsel medya da, bu krizleri kamuoyundan halktan gizleyerek, halkın haber alma hakkını da gaspetti… Sonuçta, fahiş krizlere dönüşeceğini bile bile, seçim süresince devam eden, ekonomiyi ısıtan bu aşırı dengesiz destek ve fahiş artışlar tüm hızıyla devam etti.. Seçimden sonra ise iktidar tüm verdiği vaatleri unutarak, krizde son noktaya gelen ekonomiyi kurtarmak için, uyguladığı ekonomik modelin yanlışlığını fark ederek, model değişikliğine gitti… Ekonomik krizden çıkışın rasyonel yani Ortodoks ekonomi politikası olduğunu gören iktidar, beğenmediği ulusal ekonomi politikasını uygulayacak, ABD ve İngiliz ekonomistlerle yola devam diyerek, halka ikinci şok acı reçeteler yazmaya başladı… Faiz karşıtlığı yerine faiz artışı gelince tüm dengeler değişerek ekonomi yeniden yazıldı, fahiş fiyatlar da sel gibi akmaya devam etti… Deprem, seçim ve ekonomik kriz sarmalında boğulan ülkede, tüm ekonomik kapılar da, halkın yüzüne kapanmış oldu.. Bu kriz ortamında, halkın, ekonomi, siyaset, iktidar ve muhalefet ile sınavının nereye kadar devam edeceği ise meçhul… Düşünce ve görüşlerin ışık olması dileğiyle…