blank
Fevzi Aydın tarafından
10 Eylül, 2023 13:22 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 05.10.2024 08:10
A+ A-

NE HALE GELDİK..!

Öyle hale geldik ki gençlerimizin, spor alanında kazandığı dünya şampiyonluğunu bile ağız tadıyla kutlayamaz hale geldik… Ekonomik ve sosyal hayatta artık yeni bir yönetim ve idare modeli gelişti... Halkı, sosyal alanda yapılan darboğaz ve krizlerle meşgul ederek insanları, siyasi irade ve yönetimden uzaklaştırmak.. Uluslar arası kabul görmüş ekonomik sistemler yerine, hiç uygulanmamış ve kabul görmemiş modellerle, sıkıntılı olan ekonomiyi, darboğazlarla ekonomik krize sürükleyerek, halkı kendi haline bırakmak… Yarım asra yaklaşan süreçte ülkeyi tehdit eden terör tehdidini ortadan kaldırmak amacıyla, komşuluk ilişkilerini bozarak, savaşa dönüştürülen, küresel güçlerin vekalet savaşlarına, alet etmek… Sayılabilecek daha çok nedenlerle, insanlar kendi dertlerine ve sıkıntılarına çözüm mücadelesi verirken, ülkenin sosyo-ekonomik krizini düşünecek, zaman ve mekan bulmakta zorlanmakta… Kutuplaşma dediğimiz, insanları ayrıştıran, insanları kendi dertleriyle baş başa bırakın, siyasete göre yeni yönetim modeli, halka göre zillet yönetim tarzı, ülkeyi kıskaca almış durumda.. Öyle hale geldik ki, yaşamaktan gurur duyduğumuz vatanı, ülkeyi temsil ederek, dünya şampiyonluğunu ülkemize kazandıran gençlerimizin başarılarını, şampiyonluğunu bile yaşayamaz olduk.. Türkiye, spor takımı ve oyuncularının, evrensel başarılarını bile eleştiren, medyası, siyaseti ve ülke halkı haline dönüştü.. Türk halkını kendi haline bırakırsan, daha iyi düşünür, daha başarılı işler yapar, zaman zaman başarılarını duyduğumuz, Türk’lerin zaferlerini daha çok duymaya başlarız… Siyasetin kutuplaşma, ayrıştırma, ekonomik kriz gibi zilletlerinden başarılı beyinlerimiz ve halkımız fırsat bulabilirse.. Siyasetin, en üstten en alta kadar tüm yönetici ve kurumların, halkın, refah seviyesini yükseltecek bir sosyo-ekonomik yaşantıya kavuşmasını sağlamak görevi olduğu halde, bu görev, kutuplaştırma ve ayrıştırma ile işkenceye dönüşmekte.. Benim dünya görüşüme, benim düşünceme aykırı diye, bir ülkenin vatanın, evrensel anlamda kazandığı şampiyonluğu, başarıyı, başarısızlık olarak kamuoyuna sunmak, tartışmak, vatanına ve halkına ihanetten başka bir şey olmasa gerek.. İslam coğrafyası ve dünya ile entegre olabilecek, ilim, bilim, beyin ve bilgi gücüne sahip Türk Milletini asırlarca kimse yıkamadı… Kutuplaştırma ve ayrıştırma gibi zillet düşüncelerle içten yıkmaya da kimsenin gücü yetmeyeceğini her alanda gösteren, tarihi şanlı zaferlerle dolu Türk Milleti ve her Türk vatandaşı, her zaman ülkesi için mücadeleye hazır olduğunu şampiyonluklarla göstermekte… Rahat bırakın ki,Türk vatandaşı, ülkesini her alanda şampiyonluklara taşıyan, sporcusunun, ilim ve bilim insanının, evrensel başarılarını, şampiyonluklarını, coşku, sevinç ve mutlulukla kutlayabilsin ki, dünya, Türk’ün her alandaki gücünden emin olsun.. Düşünce ve görüşlerin ışık olması dileğiyle…