"Hafize Gaye Erkan" ABD de, genç yaşına rağmen Müthiş Türk Kızı olarak adından söz ettiren, bu kızımızın ismi Merkez Bankası Başkanlığı için konuşuluyor. Hafize Gaye, ABD'nin en genç finans profesörü. 1985'te kurulan First Republic Bank bünyesinde üst düzey görevler almış. Hafize Gaye Erkan, bankacılık, yatırım, risk yönetimi, teknoloji ve dijital yenilik konularında derin uzmanlığa sahip kanıtlanmış bir finansal hizmetler lideri olarak dikkat çekiyor. Eğitimli bir anne baba tarafından, doğru yönlendirildiğinde, doğru okullarda eğitildiğinde; Türk gençlerinin neleri başarabileğinin en güzel örneklerinden biridir Hafize Gaye Erkan 1979 yılında İstanbul'da doğmuş. Boğaziçi Üniversitesi'nden mezun olmasının ardından eğitimine Amerika Birleşik Devletleri'nde devam etmiş ve orada finans alanında çalışmaya başlamış. Çeşitli finans danışmanlığı şirketleri ve bir bankada üst düzey yöneticilik yapmış. Bazı ekonomi dergileri tarafından dikkat çeken genç ekonomistler arasında gösteriliyor. Mühendis olan babası ile matematik ve fizik öğretmeni olan annesi, sayısal zihniyetini geliştirecek okullara yönlendirmişler. Erkan, İstanbul Erkek Lisesi'nden ikincilikle mezun olmuş ve üniversite sınavında derece yaparak 1997 yılında Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümüne 26'ncı olarak girmiş. Bölümünü birincilikle tamamladıktan sonra, Princeton Üniversitesi'ne kabul edilerek yurt dışına taşınmış. Hafize Gaye Erkan, 2 gün önce, akşam saatlerinde İstanbul'a geldi, dün öğle saatlerinde ise Ankara'ya geçti. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Merkez Bankası Başkanlığı için adı geçen Hafize Gaye Erkan ile görüştü. Çok büyük ihtimalle Merkez bankasının başına geçecek. Eğitimde fırsat eşitliğini sağlayabilsek... Niteliğin nicelikten daha önemli olduğunu kavrayabilsek... Milli eğitim sistemimizi sağlam temeller üzerinde, olması gereken seviyeye yükseltebilsek... Hafize Gaye'lerin sayısını artırabilsek... Gençlerimiz kendilerini daha iyi eğitebilmek ve kanıtlamak için yurt dışına gitmek zorunda kalmasa... Ne güzel olur. Dünyanın neresinde olursa olsun; alanında en iyileri, liyakat sahibi isimleri bulup, böyle kritik görevlere getirmek doğru bir yaklaşımdır. Sözkonusu olan vatandır. Bu nedenle, illa parti kadroları içerisinden olacak anlayışı artık terkedilmelidir. Sözün özü; liyakat zorda kalınca hatırlanan bir kavram olmamalı. Her işte, her görevlendirmede esas alınmalı. Not: yazının hazırlanmasında erişilebilir kaynaklardan yararlanılmıştır.